Bu yazıyı yazmaya başladığımda Bursaspor, hafta içi mesaisine hazırlıklar çoktan tamamlanmış ve Adıyaman’a yolculuk başlamak üzeredir muhtemelen.

Maç yazısına geçmeden şunu belirtmeliyim: Bucaspor’lu taraftarların ortada herhangi bir seyirci provokasyonu yokken ettiği sinkaflı küfürlerin eşliğinde girdim stadyuma. 150-200 kişilik bu taraftar grubunu pek anlayamasam da “herhalde geçmişte bir şeyler olmuş” dedim kendi kendime. Ama şurası unutulmamalıdır ki, klasmanda küme düşme çizgisinin 11 puan uzağındaki bir futbol takımının, çeşitli liglerde şampiyonluğa oynayan pek çok Anadolu takımından daha fazla seyirci vardı tribünlerde.

Maça gelince, “Hayat mücadele değildir, mücadele hayattır” en sevdiğim sözlerden ve bu söz Bursaspor’lu gençlerin geçtiğimiz cumartesi günkü mücadelesi üzerine aklıma geliverdi. Rakip Bucaspor bir anlık hatamızdan faydalanıp golü erken buldu ve Bursaspor’lu gençlerin reaksiyonu başladı. Değerli okurlar, küme düşeceksek böyle düşelim. İkinci Lig şampiyonluğuna oynayan takımın bir an yeşil beyazlılar olduğunu düşündüm. Hakikaten yenilen iki gol arası Bucaspor seyircisi, futbolcuları ve varsa tribündeki yöneticileri şaşkına dönmüştür sanırım. Bursaspor’un kaçırdığı gollere şaşıran, neredeyse 70 dakika sahasına hapsolmuş Bucaspor futbolcuları ve “iyi ki ilk yarıda o golü atmışız” düşüncesine kapılan pek çok hamlede çaresiz kalan Bucaspor kenar yönetimi, iki gol arası bunları düşünmüş olmalı. Maçta 84 ve 85. Dakikalar bize küçüklüğümüzden beri anlatılan futbolun yazılmamış kuralını hatırlattı: Atamayana atarlar. Ben her şeye rağmen gösterine bu mücadeleci futbolu alkışlıyor, futbolcu kardeşlerimi tebrik ediyorum. Yenilgiden ders çıkarıp kalan haftalarda kendilerini geliştirmeleri ve her maçı fırsat olarak görmeleri tek dileğim. Futbolcuları tek tek puanladığım maçın karnesi aşağıdadır:

Deniz Aydın: ** Maça konsantreydi ama geçen seneki Deniz daha başkaydı. O eldivenlerin içinde çok daha fazlası var bence.

Furkan E. Ünver: ** Kendinden emin. Takımın yönlendiricisi durumunda. Bariz hatası yoktu ama kesici özelliklerini geliştirmeli.

Ertuğrul Kurtuluş: ** Defansta güven veriyor. Kornerlere gidiyor lakin onu oraya gitmesini söyleyenler korneri atana Ertuğrul’u bul demesini de hatırlamalı.

Eren Güler: ** Vasat futbolunu geliştirmesi lazım. Herhangi bir telaşının olmaması da düşündürücü.

Çağatay Yılmaz: *** Yakaladığı pozisyonları gole çevirse ben bu ligin adamı değilim mesajını net bir şekilde verirdi. Her şeye rağmen en parlak futbolcu o.

Abdullah Tazgel: *** Futbolu özlediği ne kadar da belli! Her hafta spor yazarı arkadaşım M. Ali Ekmekçi’ye Apo nerede dedim durdum. Beklediğim Apo bu işte. Ben deplasmandaki maçlarda daha başarılı olacağını düşünüyorum.

Eren Tunalı: * Değerli kardeşim bu yıldıcı önceki maçlardan alıyorsun. Bu maçta ne yazık ki sahada değildin. Genç adamsın vardır problemlerin. Lütfen bir an evvel kendini toparla.

Mustafa Genç: ** Geçen sene çıkışını beklediğim tek isimdi. Bu sene üzerine koyacak bir şeyler yapmalısın. Kanat oyuncuları ile ayrıca görüşülmeli bence. Buralar için yapılacak çok iş var. Ne yazık ki beklediğimiz tempoyu Buca maçında göremedik.

Mehmet Çetin: *** Sahanın en genci Mehmet Çetin, neden tercih edildiğini top kendisine geldiğinde çok güzel gösterdi.  Ben yaşına ve fiziğine bakılmayıp daha fazla topla buluşturulmasını isterim. Tarzı ile Trabzonspor’lu Dobi Hasan’ı andıran Mehmet te tıpkı onun gibi yıllarca sürklase edebilir karşısına gelen rakip futbolcuları.

Yusuf Sertkaya: ** Elinden geleni yaptı ancak U-19 olduğunu daha fazla göstermeli. O hırçın Yusuf gitmiş, yerine daha sakin Yusuf gelmiş. Bu hali öncekini aratıyor. Ön liberoda rakipleri bunaltıyordu önceden.

Hamza Baran Arıkan: * Vasatın altında bir futbol. Ne yazık ki golcülerimiz suskun ve topla buluşma frekansları çok düşük. Bu halde gol atamazlar.