ABD’de 5 Kasım’da yapılan 60. başkanlık seçimleri Cumhuriyetçi Donald Trump’ın zaferiyle sonuçlandı. Küresel politika açısından önemi şüphesiz olan bu seçim tüm dünya tarafından yakından takip edildi. 20 Ocak 2025 tarihinde Başkanlık koltuğunu Biden’dan devralacak olan Trump, dış politikada Ukrayna-Rusya Savaşı, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı soykırım ve bölgede yaymaya çalıştığı savaş gibi artan sorunlarla yüzleşecek. Önceki dönem Trump’ın barış ve birlik temalı uluslararası kurumlarla ağır aksak ilerleyen ilişkileri seçim çalışmalarında “ben savaş başlatmayacağım savaşları durduracağım” söylemiyle çelişmekte olup bu dönem ilişkileri nasıl sürdüreceği merak konusu bir nokta olarak karşımıza çıkıyor.

Ukrayna’ya yardımı keseceğini ve savaşı bir günde sona erdireceğini belirten Trump’ın Avrupa devletlerinin askeri güvenliği için önem arz eden NATO konusunda da bu yapının amaç ve misyonunun tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine dair ifadeleri bulunmaktadır. Bu yüzden NATO’nun geleceği hakkında Trump’ın vereceği kararlar Avrupa devletlerinin politikalarının şekillenmesinde kilit bir mesele olacaktır. Günümüze kadarki süreçte NATO ile ortak politikalar sürdüren ABD’nin bu dönemde aksi bir politika izleyecek olması durumunda ise ABD ile Avrupa ülkeleri arasında sorunlar doğacaktır.

Gazze konusunda ise ABD, her zaman İsrail yanlısı politika izlemiştir. Bir önceki döneminde Kudus’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan ve İsrail konusunda hiçbir taviz vermeyen Trump’ın da yeni dönemde farklı bir politika izleyebilmesi hayal ürünü olarak görülmektedir. Trump’ın 2017 yılında ilk yurtdışı gezisini Suudi Arabistan’a düzenlemesi, dış politika dinamiklerinde Ortadoğu’nun önemini ortaya koymaktadır. ABD’nin Ortadoğu politikasının temel yapı taşı olan İsrail ile diğer Ortadoğu ülkelerinin ilişkilerinin artırılmasına yönelik Trump, 2020 yılında da İbrahim Anlaşmalarının imzalanmasına önayak olmuştur. Ortadoğu yeni dönemde de hem bölgenin her an lav püskürten bir yanardağ gibi olması hem de stratejik bir alan olması dolayısıyla ABD dış politikasının temel gündem maddelerinden olacaktır.

2017-2021 döneminde ‘Önce Amerika’ sloganıyla hareket eden Trump’ın dış politikadaki tutumu uluslararası politikaya yön vermişti. Bu süreç zarfında Trump, ABD-Çin Ticaret savaşını artıran kararlar almış, Trans-Pasifik anlaşmasından, Paris İklim Anlaşmasından, İran ile yapılan Nükleer Silah Anlaşmasından geri çekilmiş İran’a karşı ambargoların artırılmasına yönelik birçok keskin, tek taraflı kararı onaylamıştı. 2024-2028 yıllarında ABD Başkanlık görevini yürütecek olan Trump’ın önceki dönem politikalarını devam ettirip ettirmeyeceği, küresel istikrarsızlığı derinleştirip derinleştirmeyeceği önümüzdeki zaman diliminde kendini gösterecek.