Bursaspor’un oynadığı tüm maçlar kapalı gişe; yani sold-out olmaya devam ediyor. “Acaba maç gündüz ve ters bir saatte oynandığı için bir doygunluk olmuş mudur” diye düşündüm ama güvenlik amacıyla bırakılan boşluklar dışındaki her koltuk doluydu. Nereden başlamalı bilmiyorum. 9. hafta maçına gol yememiş olarak çıkan futbol takımından mı? 90 dakika susmayan taraftardan mı? Maç başında şehrin ileri gelen iş adamlarının adeta biz buradayız mesajı vererek tribünleri dolaşmasından mı? Değerli okurlar, hafta arası stadyum isim hakkı da devredildi ve 3. Lig futbol takımı için astronomik bir bedelle; tam 40 milyon TL ile Matlı Grubu'na devredildi. Uludağ Gazoz’un 10 milyon TL’sini de eklersek şu son 1 ayda bile baş döndürücü gelişmeler oldu hakikaten. Tüm bunlar masada dururken, Didier Drogba’nın Bursaspor’u satın almak için takipte olduğunu öğrendik. Bursaspor halkına ait futbol kulübünün özel bir şirkete satılmasını hiç tasvip etmesem de Drogba’nın atağı, Bursaspor’un potansiyelinin ne denli arttığını gösteriyor. İşte bu nedenlerle de Bursaspor Sold-Out.

Bursaspor-Kuşadasıspor maç analizine geçecek olursak söyleyeceğim ilk cümle, geçen 8 haftadan sonra rehavete kapılma hakkımızı maçın ilk yarısında kullanmış olduğumuzdur. Klasmana bakınca sıfır galibiyet sıfır beraberlik -12 averajla Bursa’ya gelen Kuşadasıspor’un Bursa Şehrinin tarihi ve turistik yerleri gezeceğine kani olmuştum ki spor yazarı arkadaşım M. Ali Ekmekçi’ye “5 olur “dedim maç başında. Ben de rehavete kapılma hakkımı böylece kullanmış oldum. Maça hızlı başlayan tek sporcu Furkan Özyapı oldu. Ancak bu, gol kaçırma hızıydı. Şunu da söylemem gerekir ki futbolcu için gol kaçırmak pozisyona girdiğinizin de göstergesidir. Maçın ilk yarısında geçtiğimiz haftalardan uzak bir görüntü verdi Bursaspor. Pozisyon üretmekte zorlanan ve bulduklarını da kaçıran taraf oldu. Bunda tabiki Kuşadasıspor’un zaman zaman 5’li defansa dönmesinin etkisi de vardı. Bursaspor’un rahat top çevirmesi engellendi. İlk yarıda ve maç boyunca en sevdiğim konu, çalışılmış frikik atışlarımızdı. Çalışılmış frikikler antrenmanlarda bu işlere kafa yorulduğunu gösterir. Önceki teknik direktörleri bu konuda çokça eleştirmiştim. Önceki yıllar gençlerden kurulu takımımızın iyi niyetli mücadelesini anlayabiliyordum da gol şansının en yüksek olduğu serbest vuruşlardaki anlamsız vuruşlarını anlamıyordum. Eleştireceğim nokta, hücuma çıkarken kaptırılan toplar oldu. Cılız da olsa Kuşadasıspor’un tehlike yarattığına şahit olduk. Geçtiğimiz yazılarda da söyledim Sedat Cengiz ve Hamza Gür’den daha fazla faydalanmalıyız. İkinci yarı 3-0 yakalamak yerine ilk yarı 3-0’ı yakalamak daha iyi olmaz mıydı? Gol gelmedikçe daha diri takımları bulabiliriz karşımızda. Bursaspor bu ligin üzerinde bir ekibe sahip. Karşı takımların en büyük silahı bizden daha fazla koşması ve mücadele etmesi. İlk yarıda böyle oldu. Ancak ikinci yarıda yenilmez armada sahnedeydi.