Israrla bu cümlenin arkasındayım. Böyle bir yaklaşım rehavet getirebilir, rakipleri dişlendirebilir düşüncesiyle söylenmekten ve gündeme getirilmekten imtina ediliyor belki ama hangi yönüyle bakarsanız bakın durum hakikaten böyle. Neden mi böyle? Tribünlerden başlayalım. Şehir nüfusunu, tribündeki seyirci sayısıyla kıyasladığınızda lig maçlarına gösterilen ilgi, İstanbul takımlarının lig maçlarına gösterdiği ilgiden daha fazla. Yönetim yaz başında durdurulamamış ki böylesine lig üstü bir takım kurulmuş. Futbolcular henüz gol yememiş; onlar da durdurulamıyor. Futbol bahis oynayan orta yaşlı bir İtalyan, şöyle dünya liglerini bir harmanlasa, Bursaspor illaki gözüne çarpar. Dünya’nın futbol beşiği ülkelerden birinde İtalya’da defans demek herşey demektir. Bursaspor’un gol yemediğini görünce en başarılı takımı Bursaspor ilan edebilir. O halde neyi tartışıyoruz? Biri hakikaten Bursaspor’u durdursun da herkes rahatlasın!
Maçta gördüklerime gelmeden önce tribünlere gelelim. Harika bir 29 Ekim kutlaması yapıldı. Emeği geçen herkese teşekkürler. 40 bin seyirciye bayrak şov, ki rakip takım taraftarları da düşünülmüş, muhteşemdi. Bu kutlama uzun yıllar hafızalardan silinmez diye düşünüyorum. Hazır rakip takım taraftarı demişken şunu da belirtmeliyim ki stada yanıcı-patlayıcı madde sokmak yasaktır. Sanırım stadyum güvenlik görevlileri bir rehavete kapılmış. Ellerindeki yanıcı-patlayıcı maddeleri rakip takım seyircisi üzerine fırlatmaları halinde, facia yaşanabilirdi ki zaman zaman o bölgede taraftarlar arasında gerilimler de oldu.
Oyuna dönecek olursak rehavete kapılma niyetinde olmayan bir Bursaspor gördük. Maça çok süratli başlayan Bursaspor stadyum atmosferi heyecanını bir yenebilse neredeyse her maça 1-0 önde başlayacak. Gole kadar bir panik havası vardı. Neyse ki soldan İlhan Depe ve ona eşlik eden Furkan Özyapı ortaklığı, ortada bekleyen Ahmet İlhan Özek’i penaltı noktasında kaleyle karşı karşıya bıraktı. Onun plasesi Bursaspor’u rahatlattı. Burada eleştirilecek nokta, gole kadar ve golden sonraki dakikalarda da Bursaspor’un olgun atağının olmamasıydı. Maçın buhrana girdiği dakikalarda rakip takımdan Eray’ın kaval kemiğine çarpan top, kaleye 2 metre uzaklıktan kaçan gol olarak futbol tarihine geçmiş oldu. Oyuncu değişiklikleri ile Sedat Cengiz ve Hamza Gür’ün oyuna girişi, daha soğukkanlı bir Bursaspor’u gösterdi bize. Benim fikrim Sedat Cengiz’in biraz daha fazla süre alması, belki de maça onunla başlanması, Bursaspor’un lehine olacaktır zira daha organize ataklarla oyun başlangıcı görebiliriz. Rakip takım kendi sol tarafında Sedat Cengiz-Hamza Gür ile uğraşırken solda unuttukları İlhan Depe’nin harika presi ve pası M. Can Akçay’ı gole kavuşturuyordu. Sonlara doğru ise emeklerinin karşılığını alan bir ikili vardı. Sedat’ın öldürücü driplingi Hamza Gür’ün TFF Süper Lig’de görülebilecek güzellikteki vuruşu maçın skorunu belirledi.
Anıl Atağ’ın 90+1. dakikada rakip takımın atağında gol olmasa da arkadaşlarına tepkisi, kalecimizin ve defansımızın gol yememek adına ne derece istim üstünde olduğunu bizlere gösteriyordu.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Serkan Gürlük
Biri bizi durdursun!
Israrla bu cümlenin arkasındayım. Böyle bir yaklaşım rehavet getirebilir, rakipleri dişlendirebilir düşüncesiyle söylenmekten ve gündeme getirilmekten imtina ediliyor belki ama hangi yönüyle bakarsanız bakın durum hakikaten böyle. Neden mi böyle? Tribünlerden başlayalım. Şehir nüfusunu, tribündeki seyirci sayısıyla kıyasladığınızda lig maçlarına gösterilen ilgi, İstanbul takımlarının lig maçlarına gösterdiği ilgiden daha fazla. Yönetim yaz başında durdurulamamış ki böylesine lig üstü bir takım kurulmuş. Futbolcular henüz gol yememiş; onlar da durdurulamıyor. Futbol bahis oynayan orta yaşlı bir İtalyan, şöyle dünya liglerini bir harmanlasa, Bursaspor illaki gözüne çarpar. Dünya’nın futbol beşiği ülkelerden birinde İtalya’da defans demek herşey demektir. Bursaspor’un gol yemediğini görünce en başarılı takımı Bursaspor ilan edebilir. O halde neyi tartışıyoruz? Biri hakikaten Bursaspor’u durdursun da herkes rahatlasın!
Maçta gördüklerime gelmeden önce tribünlere gelelim. Harika bir 29 Ekim kutlaması yapıldı. Emeği geçen herkese teşekkürler. 40 bin seyirciye bayrak şov, ki rakip takım taraftarları da düşünülmüş, muhteşemdi. Bu kutlama uzun yıllar hafızalardan silinmez diye düşünüyorum. Hazır rakip takım taraftarı demişken şunu da belirtmeliyim ki stada yanıcı-patlayıcı madde sokmak yasaktır. Sanırım stadyum güvenlik görevlileri bir rehavete kapılmış. Ellerindeki yanıcı-patlayıcı maddeleri rakip takım seyircisi üzerine fırlatmaları halinde, facia yaşanabilirdi ki zaman zaman o bölgede taraftarlar arasında gerilimler de oldu.
Oyuna dönecek olursak rehavete kapılma niyetinde olmayan bir Bursaspor gördük. Maça çok süratli başlayan Bursaspor stadyum atmosferi heyecanını bir yenebilse neredeyse her maça 1-0 önde başlayacak. Gole kadar bir panik havası vardı. Neyse ki soldan İlhan Depe ve ona eşlik eden Furkan Özyapı ortaklığı, ortada bekleyen Ahmet İlhan Özek’i penaltı noktasında kaleyle karşı karşıya bıraktı. Onun plasesi Bursaspor’u rahatlattı. Burada eleştirilecek nokta, gole kadar ve golden sonraki dakikalarda da Bursaspor’un olgun atağının olmamasıydı. Maçın buhrana girdiği dakikalarda rakip takımdan Eray’ın kaval kemiğine çarpan top, kaleye 2 metre uzaklıktan kaçan gol olarak futbol tarihine geçmiş oldu. Oyuncu değişiklikleri ile Sedat Cengiz ve Hamza Gür’ün oyuna girişi, daha soğukkanlı bir Bursaspor’u gösterdi bize. Benim fikrim Sedat Cengiz’in biraz daha fazla süre alması, belki de maça onunla başlanması, Bursaspor’un lehine olacaktır zira daha organize ataklarla oyun başlangıcı görebiliriz. Rakip takım kendi sol tarafında Sedat Cengiz-Hamza Gür ile uğraşırken solda unuttukları İlhan Depe’nin harika presi ve pası M. Can Akçay’ı gole kavuşturuyordu. Sonlara doğru ise emeklerinin karşılığını alan bir ikili vardı. Sedat’ın öldürücü driplingi Hamza Gür’ün TFF Süper Lig’de görülebilecek güzellikteki vuruşu maçın skorunu belirledi.
Anıl Atağ’ın 90+1. dakikada rakip takımın atağında gol olmasa da arkadaşlarına tepkisi, kalecimizin ve defansımızın gol yememek adına ne derece istim üstünde olduğunu bizlere gösteriyordu.