12 Eylül öncesinin siyasi kavgaları sonrasında PKK terör örgütünün eylemlerini yaşayan biri olarak günümüzde geldiğimiz noktaya bakılınca toplumu bu kadar germeye gerek var mı toplumu bu kadar kutuplaştırmaya düşmanlaştırmaya gerek var mı siyaseti bu kadar yobaz bağnaz ve dar bir çizgiye sıkıştırmaya gerek var mı?
Ülkede birlik ve beraberlikten bahsedip sonrada bu kadar küçük nüanslarla toplumsal farklılıkları kaşımak onları siyasetin temel nüansları haline getirmek gibi bir siyasi söylemin kime ne yararı olacaktır. Farklılıklar diyorum çünkü Anadolu’da yaşayan herkes bu ülkemi kurucu unsurudur. Yaklaşık bin yıldır birlikte ağlamış birlikte gülmüş ve yaşamış bir toplumu o küçük nüanslarla ayrıştırmak bölmek kimin işine geliyor. Bu ülkenin kurucu unsurlarına bakılınca Türkler ve Kürtlerdir diğer gruplar zaten Türklerin mezhepsel farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Mesela Lazlar bir ırkı topluluk değildir Çerkezler öylesine, hele bu toplumu Alevi Sünni diye ayrılmak daha büyük hata yanlış ve günahtır. Kuranda sünnette olmayan bir ayrılık yani yine güç kavgasıyla ortaya çıkmış bir ayrılığı hala güç elde etmek için kullanmak isteyecek kadar ne yaptığından haberiz siyasilerimiz var. Yani demem ki yeter milletin sabrını zorlamanın kavganın ayrılıkların sırası değil. 14 Mayıs günü koca bir millet olarak sandığa gitmeli herkes oyunu kullanmalıdır. Seçim sonrasında çıkan sonuç ise bütün kesimlerce normal karşılamalı taşkınlığa sebep olacak tutum ve davranışlardan kaçılmalıdır.
Siyasilerin söylem, nutuk ve konuşmalarına bakılınca halkın dilinden konuşan kimse yok. Hepsi nefsi konuşuyor. Konuşmakla kalmayıp ailevi hayatlarını ortaya dökmekten hiçte çekinmiyorlar. Bu benim nazarımda ülkemizdeki siyasetin hiçte temiz olmadığı izlenimini veriyor. Her secim dönemi bir kaset furyası ortalığı kasıp kavuruyor. Ebetteki bir siyasetçinin özel hayatına dikkat etmesi gerekir. Yalnız insanlar hata ya da yanlış yaptı diye bunu kamu mal etmekte o kadar yanlıştır. Çağımız teknoloji çağı iki yaşındaki çocuktan tutunda seksen yaşına kadar herkesin elinde akıllı telefonlarla bunlara ulaşması mümkündür. Bu ulaşabilirlik aynı zamanda toplumumuzda kabul görmeyecek bu tür davranışları normalize etmektedir. Halk bunları normal gibi algılamaktadır. TV programları ve sosyal medyadaki bu tür olaylar küçük zihinlerin bulunmasına neden olmaktadır.
Bundan yıllar öncesinde görev yaptığım bir okulda uyuşturucuyla mücadele semineri verilecekti. Gelen misafirleri odama almış çay ikram etmiş sohbet ederken nelerden bahsedeceksiniz diye sormuştum. Görevli uyuşturucu çeşitlerinden bahsedeceğiz demişti. O sırada ben görevliye ya kardeşim burası Anadolu’nun bir kasabası burada uyuşturucuyla öğrencinin işi olmaz öğrencide görebileceğiniz en büyük kötü alışkanlık sigaradır. Uyuşturuculardan bahsederek uyuyan yılanı utandırmayın demiştim. Şimdi siyasilere diyorum biraz aklı selim olun halkı kışkırtmaktan ayrıştırmadan vaz geçin. Küllenmiş ideolojik savaşları yeniden ortaya çıkarmayın. Bırakın herkes istediği gibi konuşsun istediği gibi propagandasını yapsın. Siyasiler ne kadar bir birbirine tahammül gösterirse halkta o derece sakın kalacaktır. 14 Mayıs seçimlerinin bütün milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Siyasilerin ve siyasetin kirletemediği bir ülkede bütün halkımızın mutluluk refah ve huzur içinde yaşamasını diyorum.
Seçimlerden sonra halk olarak mahallemdeki Ahmet amcayla Hatice teyzeyle dostluğumuz devam edecek ama siyasilerle olan görünürlüğümüz onlar meclise girene kadar sürecek. Bu yüzden birbirimizi kurmadan dökmeden bu secimi atlatalım. Sabırların tükendiğinin tahriklerin arttığının farkındayım. Ama hadi bir ya sabır çekelim. Unutmayalım herkes layık olduğu şekilde yönetilir
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Şerafettin Şaşmaz
Tükenen sabır
12 Eylül öncesinin siyasi kavgaları sonrasında PKK terör örgütünün eylemlerini yaşayan biri olarak günümüzde geldiğimiz noktaya bakılınca toplumu bu kadar germeye gerek var mı toplumu bu kadar kutuplaştırmaya düşmanlaştırmaya gerek var mı siyaseti bu kadar yobaz bağnaz ve dar bir çizgiye sıkıştırmaya gerek var mı?
Ülkede birlik ve beraberlikten bahsedip sonrada bu kadar küçük nüanslarla toplumsal farklılıkları kaşımak onları siyasetin temel nüansları haline getirmek gibi bir siyasi söylemin kime ne yararı olacaktır. Farklılıklar diyorum çünkü Anadolu’da yaşayan herkes bu ülkemi kurucu unsurudur. Yaklaşık bin yıldır birlikte ağlamış birlikte gülmüş ve yaşamış bir toplumu o küçük nüanslarla ayrıştırmak bölmek kimin işine geliyor. Bu ülkenin kurucu unsurlarına bakılınca Türkler ve Kürtlerdir diğer gruplar zaten Türklerin mezhepsel farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Mesela Lazlar bir ırkı topluluk değildir Çerkezler öylesine, hele bu toplumu Alevi Sünni diye ayrılmak daha büyük hata yanlış ve günahtır. Kuranda sünnette olmayan bir ayrılık yani yine güç kavgasıyla ortaya çıkmış bir ayrılığı hala güç elde etmek için kullanmak isteyecek kadar ne yaptığından haberiz siyasilerimiz var. Yani demem ki yeter milletin sabrını zorlamanın kavganın ayrılıkların sırası değil. 14 Mayıs günü koca bir millet olarak sandığa gitmeli herkes oyunu kullanmalıdır. Seçim sonrasında çıkan sonuç ise bütün kesimlerce normal karşılamalı taşkınlığa sebep olacak tutum ve davranışlardan kaçılmalıdır.
Siyasilerin söylem, nutuk ve konuşmalarına bakılınca halkın dilinden konuşan kimse yok. Hepsi nefsi konuşuyor. Konuşmakla kalmayıp ailevi hayatlarını ortaya dökmekten hiçte çekinmiyorlar. Bu benim nazarımda ülkemizdeki siyasetin hiçte temiz olmadığı izlenimini veriyor. Her secim dönemi bir kaset furyası ortalığı kasıp kavuruyor. Ebetteki bir siyasetçinin özel hayatına dikkat etmesi gerekir. Yalnız insanlar hata ya da yanlış yaptı diye bunu kamu mal etmekte o kadar yanlıştır. Çağımız teknoloji çağı iki yaşındaki çocuktan tutunda seksen yaşına kadar herkesin elinde akıllı telefonlarla bunlara ulaşması mümkündür. Bu ulaşabilirlik aynı zamanda toplumumuzda kabul görmeyecek bu tür davranışları normalize etmektedir. Halk bunları normal gibi algılamaktadır. TV programları ve sosyal medyadaki bu tür olaylar küçük zihinlerin bulunmasına neden olmaktadır.
Bundan yıllar öncesinde görev yaptığım bir okulda uyuşturucuyla mücadele semineri verilecekti. Gelen misafirleri odama almış çay ikram etmiş sohbet ederken nelerden bahsedeceksiniz diye sormuştum. Görevli uyuşturucu çeşitlerinden bahsedeceğiz demişti. O sırada ben görevliye ya kardeşim burası Anadolu’nun bir kasabası burada uyuşturucuyla öğrencinin işi olmaz öğrencide görebileceğiniz en büyük kötü alışkanlık sigaradır. Uyuşturuculardan bahsederek uyuyan yılanı utandırmayın demiştim. Şimdi siyasilere diyorum biraz aklı selim olun halkı kışkırtmaktan ayrıştırmadan vaz geçin. Küllenmiş ideolojik savaşları yeniden ortaya çıkarmayın. Bırakın herkes istediği gibi konuşsun istediği gibi propagandasını yapsın. Siyasiler ne kadar bir birbirine tahammül gösterirse halkta o derece sakın kalacaktır. 14 Mayıs seçimlerinin bütün milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Siyasilerin ve siyasetin kirletemediği bir ülkede bütün halkımızın mutluluk refah ve huzur içinde yaşamasını diyorum.
Seçimlerden sonra halk olarak mahallemdeki Ahmet amcayla Hatice teyzeyle dostluğumuz devam edecek ama siyasilerle olan görünürlüğümüz onlar meclise girene kadar sürecek. Bu yüzden birbirimizi kurmadan dökmeden bu secimi atlatalım. Sabırların tükendiğinin tahriklerin arttığının farkındayım. Ama hadi bir ya sabır çekelim. Unutmayalım herkes layık olduğu şekilde yönetilir