Anlamıyorum… Ve hatta anlamakta güçlük de çekiyorum. Bu tılsımı bozan şey neydi acaba? Otobanda sol şeritte kaptırmış giden, diğer şeritlerdeki engebeleri görmeden veya onları umursamadan sadece yoluna odaklanan takımdaki konsantrasyon kaybı nedir?

Ramazanda dini vecibelerini yerine getirdikleri için halsiz kaldıkları öne sürülen futbolcular mı, mental anlamda düşüşe çare olamayan teknik heyet mi veya maaş ile primleri aksatmadan günü gününe ödeyen yönetim mi? Kilometre fark etmeksizin deplasmanlarda Timsah’ı desteklemek için gece gündüz didinen taraftar mı, sadece pozitif eleştiri modunu açan medya mı?

Şu bir gerçek, Bursaspor bu ligde bir saniye daha durmamalı. Butik stadyumlar değil konfor alanı geniş, teknik oyuna daha müsait zeminleri olan yerler için üst liglere çıkmalıyız. En Süper’inde bile kısmi sancılar yaşanan ligin en altında yaşananları tekrarlamamak için hemen ve şimdi çıkmalıyız.

Kuşadası karşısında mutlak galibiyet parolası hazırlamıştı Bursaspor… Batalla ve teknik kurmayların oyun planı da hazır olmalıydı. Kötü zemine, yetenekleri sınırlı hakemlere ve kendisine karşı ekstra motivasyonla bilenen futbolcu grubuna karşılık gardını almalıydı. Kötünün iyisi bir golle, İlhan Depe’nin kafasından golü bulan Timsah, 3 puana ne olursa olsun sarılmalıydı. Kümede kalma savaşı veren rakibine karşı sezonun en istikrarlısı olan kaleci Anıl çok dikkatli olmalıydı. Tahir sahada olduğunu bizlere hissettirmeliydi.

Bütün doğruları yanlış yaptı Yeşil Beyazlılar… Keyifle izlenecek maç garabete döndü. Kuş Adası değil Survivor Adası gibi hayatta kalmaya çalıştı Timsah… Tek puanı hanesine yazdırdı. Son 3 maçta unuttuğu galibiyeti bu maçta da hatırlayamadı. Kırşehir maçına ayrı bir hazırlanmak zorunda şimdi. Aksi halde takipçilerin gözü bizim basamakta…