SON DAKİKA

Hangi ruh halinde olduğumuzu bilmek 

Yazının Giriş Tarihi: 12.04.2025 14:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.04.2025 15:02

Mahallede yürürken komşu teyzelerin meşhur soruları gençlik yıllarında aklımda kalan en sıkıcı anılarımda yaşar. "Nereye gidiyorsun, nereden geliyorsun? Evine gelen arkadaşın kim? Giden kim?" gibi sorular beni sıkardı. Büyüklere duyulan saygıdan dolayı 'size ne demek' kısmet olmadı.

Zaman geldi geçti yıllar içinde bir yerlerde otururken parkta, durakta, 'AVM'de yanımda bulunan gençlere havadan sudan başlayarak söze girip, adeta yedi ceddine doğru soru sormaya başlar oldum. İçimde durdurulamayan bir soru makinesi göreve geçti arka arkaya yağmur gibi sorular döküyor. Sanki gençlik yıllarımda sevmediğim o teyzeler içime kaçmışlar gibi . Farkında olduğum ayrı bir gerçek de başkaları bana benimle ilgili sorular sorunca yine kızıyor olmam. Kızdığım sevmediğim bir duyguyu niye yapıyorum onu da çözemedim.

Karşımda durmadan çok konuşan birine denk gelince de aşırı sinir oluyorum.

Hele bir de sana bir soru sorup, senin cevap hakkını vermeni beklemeden, ağzında lafı tıkıp, kendisinin söze girmesine hiç tahammülüm kalmadı. Çoğu insan sevmedikleri kişiliklerle sınanırlar. Benim de şansıma çevremde ki çoğunluk böyle özelliklerle dolu.Çok fazla gevezelik eden,aşırı konuşanlarla , çok merak edip herşeyi soran , herşeye burnunu sokan arasında büyük ayrımı unutmayalım. İkisi de farklı kişilik tarzı ve ben bunlara baka baka karardığımı gördüm. Farklı bir çevrede olduğumda sanki birilerinin öcünü, başka birilerinden çıkarır gibi aldığımı yansıtır oldum.

Ruh halime 'dur' diyorum, ama beni hiç dinlemiyor. Ne ara konuşmaya başlıyor, ne ara çoşuyor tutabilene aşk olsun. Herkesin ortak özelliği fazla konuşan ve herşeye burnunu sokan çok meraklı kişilerden memnun olunmaz, rahatsız olunur. Etrafında Bu özelliklere sahip kişilikler mutlaka vardır. Karşındakini kırmadan mesafe koymaya, uzak durmaya çalışmak da zordur.

İnsanın kendini tanıması çok önemli. Yanlış yönlerini bilmek, kusurlarının farkına varmak, kendini tanımak bir erdemdir. Ruh halini kontrol altına almak, hareketlerini dizginlemeye çalışmak şart. Yapamıyorsak bir uzmandan destek almak gerekir. Ya da kendisinden büyük bir yakınının tatlı bir dille uyarması gerekir diye düşünüyorum.
Karşılıklı hoş sohbetler, birinin sözünü kesmeden, can kulağı ile gözlerine bakarak dinlemen, karşındakine de konuşma hakkını tanıman, olması gereken görgü kurallarının başında gelir.

Okullarda ders olarak okutulması gerekir. Bu konuda geç bile kalındı. Hem de çok geç...

Bu konuları dile getirmek lüzumlu ve ihtiyaç. Sürekli karşımızdakini sevdiğimiz, saygı duyduğumuz için dinlemek zorunda değiliz. Biraz da onlar bizi anlasınlar lütfen.

Saygılar

Not: Kendimizi de sorgulamalıyız."Biz de böyle miyiz?" diye.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
agazete En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.