Terörle iltisaklı ayaklarına Esenyurt belediyesine kayyum atandı.
Bu kayyum ataması hakkında birçok yorum yapıldı.
Çoğu doğru.
Bu yorumlardan en ağırlıklı olanların birisi;
Esenyurt'a kayyum ataması aslında nabız yoklaması olduğunu ,asıl hedefin İstanbul Büyükşehir Belediyesi olduğu iddiasıydı.
Bu iddia da doğru.
Gerek görülürse buraya da operasyon yapmaktan çekinmeyecektir iktidar.
Çünkü Esenyurt'ta CHP parti olarak iyi bir sınav veremedi.
Etkili tepki ortaya koyamadı.
Bu kayyuma karşı kendi oyununu kuramadı.
Zaten bu yönetimin böyle bir oyun kurması imkansız.
CHP'nin bu üst yönetimi gündem belirleyemediği , iktidarın kurduğu oyunlara alet olduğu ve iktidarı zora sokacak herhangi bir stratejik hamle yapamadığı için bizzat kendi teşkilatları tarafından sorgulanır duruma düştü.
Parti içinde her geçen gün kurultay telaffuz edenlerin sayısı artıyor.
CHP genel başkanı ve üst yönetim parti içinde birlik beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu vurguluyor kurultay söylemlerine karşı ama bize göre daha en başından beri söylediğimiz gibi CHP teşkilatı bir an önce bu yönetimden kurtulmazsa parti içi tartışmalar son bulmak bir yana giderek daha da alevlenecek ve eninde sonunda iç çekişmeler kutuplaşmalara kadar gidecek.
Bu da bir sonraki seçimlere CHP'yi yıpranmış ve zayıflamış şekilde girmek zorunda bırakacak.
Yöneticilik sorun çözme sanatıdır.
Oysa şu anki CHP yönetiminde bırakın sorun çözmeyi olayların üzerine ateşle gidiyor.
Bu durumun en çok kime yaradığı da ortada.
Esenyurt'taki kayyum konusuna dönersek hepsi bu hamlenin arkasında asıl başka bir amaç var.
Kanal İstanbul projesi.
İktidar Kanal çevresindeki arazileri dünyanın değişik yerlerinden yatırımcılara çoktan pazarladı.
Yatırımcılar da bu konuda iktidara her geçen gün baskıyı arttırıyor.
Buralara yatırım yapan öyle anlatıldığı gibi sadece Katarlılar yok.
Dünya yönetiminde söz sahibi olan önemli kişiler de var.
Bunlar öyle kolay kolay oyalanılacak tipler değil.
Bunlara karşı söz verdiniz mi mutlaka yerine getireceksiniz.
İktidarın asıl derdi bu .
Esenyurt kayyumu ile tepkileri ölçtü.
İktidar CHP'nin tepkisinden çekinmediği zaten açıkça gösteriyor.
İktidarın asıl tepkisini ölçtüğü kamuoyuydu.
Şu ana kadar da iktidar üzerinde hiçbir etkisi olmayan CHP'nin cılız tepkileri dışında kamuoyundan anlamlı bir tepki gelmiş değil.
Bu durum iktidara daha farklı adımlar atma cesareti verecektir.
Bu adımların neler olacağını ileriki süreçte hep beraber göreceğiz.
Şu anki muhalefetin başındaki yönetim iktidarı zorlayacak kudrete sahip değil de başka dengeler ortaya çıkar ve iktidar bu kanalı şu veya bu şekilde yapmayı başaramayacak.
Nasıl dengeler mi?
Biz sadece;
"Gün doğmadan neler doğar" diyelim ve şimdilik konuyu kapatalım.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Gürçay Cem
Esenyurt kayyumunun perde arkasında ne var?
Terörle iltisaklı ayaklarına Esenyurt belediyesine kayyum atandı.
Bu kayyum ataması hakkında birçok yorum yapıldı.
Çoğu doğru.
Bu yorumlardan en ağırlıklı olanların birisi;
Esenyurt'a kayyum ataması aslında nabız yoklaması olduğunu ,asıl hedefin İstanbul Büyükşehir Belediyesi olduğu iddiasıydı.
Bu iddia da doğru.
Gerek görülürse buraya da operasyon yapmaktan çekinmeyecektir iktidar.
Çünkü Esenyurt'ta CHP parti olarak iyi bir sınav veremedi.
Etkili tepki ortaya koyamadı.
Bu kayyuma karşı kendi oyununu kuramadı.
Zaten bu yönetimin böyle bir oyun kurması imkansız.
CHP'nin bu üst yönetimi gündem belirleyemediği , iktidarın kurduğu oyunlara alet olduğu ve iktidarı zora sokacak herhangi bir stratejik hamle yapamadığı için bizzat kendi teşkilatları tarafından sorgulanır duruma düştü.
Parti içinde her geçen gün kurultay telaffuz edenlerin sayısı artıyor.
CHP genel başkanı ve üst yönetim parti içinde birlik beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu vurguluyor kurultay söylemlerine karşı ama bize göre daha en başından beri söylediğimiz gibi CHP teşkilatı bir an önce bu yönetimden kurtulmazsa parti içi tartışmalar son bulmak bir yana giderek daha da alevlenecek ve eninde sonunda iç çekişmeler kutuplaşmalara kadar gidecek.
Bu da bir sonraki seçimlere CHP'yi yıpranmış ve zayıflamış şekilde girmek zorunda bırakacak.
Yöneticilik sorun çözme sanatıdır.
Oysa şu anki CHP yönetiminde bırakın sorun çözmeyi olayların üzerine ateşle gidiyor.
Bu durumun en çok kime yaradığı da ortada.
Esenyurt'taki kayyum konusuna dönersek hepsi bu hamlenin arkasında asıl başka bir amaç var.
Kanal İstanbul projesi.
İktidar Kanal çevresindeki arazileri dünyanın değişik yerlerinden yatırımcılara çoktan pazarladı.
Yatırımcılar da bu konuda iktidara her geçen gün baskıyı arttırıyor.
Buralara yatırım yapan öyle anlatıldığı gibi sadece Katarlılar yok.
Dünya yönetiminde söz sahibi olan önemli kişiler de var.
Bunlar öyle kolay kolay oyalanılacak tipler değil.
Bunlara karşı söz verdiniz mi mutlaka yerine getireceksiniz.
İktidarın asıl derdi bu .
Esenyurt kayyumu ile tepkileri ölçtü.
İktidar CHP'nin tepkisinden çekinmediği zaten açıkça gösteriyor.
İktidarın asıl tepkisini ölçtüğü kamuoyuydu.
Şu ana kadar da iktidar üzerinde hiçbir etkisi olmayan CHP'nin cılız tepkileri dışında kamuoyundan anlamlı bir tepki gelmiş değil.
Bu durum iktidara daha farklı adımlar atma cesareti verecektir.
Bu adımların neler olacağını ileriki süreçte hep beraber göreceğiz.
Şu anki muhalefetin başındaki yönetim iktidarı zorlayacak kudrete sahip değil de başka dengeler ortaya çıkar ve iktidar bu kanalı şu veya bu şekilde yapmayı başaramayacak.
Nasıl dengeler mi?
Biz sadece;
"Gün doğmadan neler doğar" diyelim ve şimdilik konuyu kapatalım.