SON DAKİKA

Ziya Paşa -Terkib-i Bend - Bugün

Yazının Giriş Tarihi: 29.01.2025 13:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.01.2025 13:46

Yoğun ve hızla geçen hayatın akışında zaman zaman “Leylasını bulan Mecnun” misali altın değerinde şiirler, yazılar, özlü! sözler ( ne demekse özlü söz) filmler manidar şarkı ve türküler duyar heyecanla “işte dile getiremediğim söyleyemediğim, nasıl diyeceğimi bilemediğim şey budur”der ağır bir yükten kurtulduğumuzu hisseder mutlu oluruz.

Yaşadığımız coğrafya, itibariyle kışın ortasında olmamıza rağmen, normal şartlarda dışarıdaki karın muhteşem beyazlığı, ev ya da iş yerimizdeki tatlı sıcaklığın verdiği tatlı bir huzur ve neşeyle günümüzü yaşıyor olacağımız yerde, bedenimizin, ruhumuzun, genlerimizin çocukluğumuzdan beri alışageldiği mevsim güncellemelerine ters olarak şu meşhur küresel ısınmanın tetiklediği neredeyse bahar havasında bir şubat günüde,

Etrafımız son dönemlerde sosyopsikolojimizin darma duman olduğu küresel “Pandemi” kâbusundan bize miras kalan tıbbi açıklaması “üst teneffüs yolları” enfeksiyonlarıyla dolu eş dost akraba doluykene J

Teknoloji ve iletişim imkânlarının verdiği inanılmaz hız ve imkanlarla tüm dünyayı, yangınları, savaşları, katliamları, afetleri vb… anlık takip edebildiğimiz,

Dinamizmi en yüksek olan ülkelerden biri olan canım memleketimin agresif depresif ekonomik siyasal sportif güncel gidişatını, evde otobüste metroda kahvede işyerinde pazarda dinliyor konuşuyor damarlarımıza kadar hissederek yaşıyorkene J

İşte buldum ! dediğim bir makale çıkıverdi önüme.

Bursa’nın en üretken isimlerinden şair yazar kimliğiyle de bildiğimiz 22 dönem milletvekili ayın Faruk Anbarcıoğlu, son dönemde yazdığı eserleri aldığı ödülleriyle hem kentimizin yazın hayatına hem de eli kalem tutan yazar dostlara rehber ve ışık olan kadim dostumuz şair yazar Şifanur Özçelik Şirin ve Uludağ Üniversitesindeki GSB Gençlik Ofisinde Şiir Edebiyat Kültür seminerlerimizde birlikte olduğumuz değerli gençlerle haasbihallerimiz arasında adı aniden geçen , lise yıllarımdan beri hayranı olduğum ZİYA PAŞA ve Terkib-i Bendleri içerimde biriktirmiş olduğum hislerin tercümanı olarak dökülüverdi gözümün önüne.

Yukarıda oluşturduğum karamsar hava bir anda trajikomik bir biçimde hem yüzüme hem güzüme tebbesüm doldurdu açıkçası İŞTE BULDUM!

Tanzimat edebiyatının büyük şairlerinden Ziya Paşa (1825–1880) birer özdeyiş hâline gelmiş beyitleriyle meşhurdur. Ayrıca halkımızın ortak edebî ürünü olan bazı atasözlerini kendisine has üslûbuyla şiirlerinde işlemiş ve unutulmaz beyitler oluşturmuştur.

Ziya Paşanın şiirlerinde lirizm yoktur. Aşk, ölüm, ayrılık, sevgilinin güzelliği gibi temalardan uzak kalmıştır. O daha çok eskilerin “hikemî” dedikleri felsefî, dinî, metafizik meseleler üzerinde durmuştur. Ayrıca halkın bazı meselelerini ve ahlakî kusurları ele alarak okuyucuya öğütler vermeye, halkı bilgilendirip eğitmeye çalışmıştır.

Ziya Paşa amacına ulaşmıştır. Lise mezunu herkes Ziya Paşanın bir veya birkaç beytini kısmen de olsa bilir veya birisi okuduğu zaman o beyitleri hatırlar. Baba ile oğul, ağabey ile kardeş, usta ile çırak, öğretmen ile öğrenci ilişkilerinde sıkça görülen öğüt – azarlama – dayak üçlemesini harikulâde biçimde ifade eden; öğretmenlerin çoğunun bildiği, yeri geldikçe öğrencilerine okuduğu şu beyti işitmeyen yoktur sanırım:

Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir

(Nasihat ile uslanmayanı tekdir etmeli -azarlamalı- , tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir -dayaktır-)

Ziya Paşa karamsar bir insandır. Talihten şikâyet; bahtsızların, mazlumların asla mutlu olamayacağı, dünyanın çile çekme yeri oluşu gibi fikirleri birçok beyitte işler:Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez, Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan

(Gökyüzünden yağmur yerine inci ve mücevher yağsa talihsiz olanın bahçesine bir damlası bile düşmez.)

Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz, Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde

(Kişinin aynası işidir, lâfa bakılmaz; bir kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür.)

Ne kadar doğru bir fikir değil mi? Güzel fikirler güzel biçimlerle ifade edilmelidir. İşte örneği… Ziya Paşa lâfla peynir gemisi yürütenleri, iş değil lâf üretenleri, boş teneke gibi çok ötenleri eleştirmeye devam ediyor:

Onlar ki verir lâf ile dünyaya nizâmât, Bin türlü teseyyüp bulunur hânelerinde

(Onlar ki dünyaya lâf ile nizam verirler. Onların evlerine gidip bakın, hanelerinde bin türlü ihmal ve düzensizlik görürsünüz.)

Ziya Paşanın, atasözleri gibi unutulmayan beyitlerinden biri de “Huyu yumuşak kişilerin gazabından Allah’a sığın; yumuşak huylu atın çiftesi çok serttir.” anlamına gelen aşağıdaki beytidir.

Allah’a sığın şahs-ı halîmin gazabından, Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir.

Milletimiz ruh asaletine önem verir. İnsanları dış görünüşüyle değil karakteriyle değerlendirmeye çalışır. Sonradan görmeleri, dönekleri sevmez. Biçim yönünden başka milletleri taklit edenler, dış görünüşleriyle başkalarını etkilemeye çalışanlar edebiyatımızda sürekli eleştirilmiş ve onlarla alay edilmiştir. Çünkü herkes bilir ki kılık kıyafetle bilgin, bey, hanımefendi olunamaz. Asalet insanın içindedir. Ziya Paşa halkımızın bu konulardaki düşüncelerini özlü ve özgün bir ifadeyle şöyle anlatmış:

Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma, Zer-dûz palan vursan eşek yine eşektir

(Kötü asıllı birine üniforma,kıyafet,güzel giyiniş soyluluk mu verir; eşeğe altın işlemeli semer vursan yine eşektir. )

Daha neler neler sevgili dostlar…her beyitinde bugün bile hislerimizi muhteşem bir dille anlatan Ziya Paşanın trekib-i Bentlerine şöyle bir daha göz atın derim.

Kaynak : https://emresanli.net/ziya-pasanin-terkib-i-bendinden-unutulmaz-beyitler/

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
agazete En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.