Osman Müftüoğlu Hürriyet gazetesinde köşesine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile yaptığı görüşmeden aldığı cevapları taşıdı. İşte o bilgiler ve detayları...
Haber Giriş Tarihi: 23.11.2020 08:32
Haber Güncellenme Tarihi: 23.11.2020 08:32
Kaynak:
Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Dün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile uzunca bir konuşma yaptım, kafamdaki pek çok soruya da cevap alma imkânı buldum. O konuşmada “aşıdan ilaç tedavisine, yasaklardan korunma tedbirlerine, hastane ve yoğun bakım yoğunluklarından salgının geleceği”ne kadar pek çok konuda önemli bilgiler edindim.
10 MİLYON DOZ AŞI GELİYOR
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, konuşmamızda özellikle aşı konusunda etraflı bilgiler verdi. Dr. Koca’dan öğrendiğim önemli, net ve açık bilgilerden biri de şu oldu: Çinli aşı üreticisi ‘Sinovac’ ile görüşmeler tamamlanmış. Gerekli yasal süreçler bitirilip imzalar da atılmış. İlk uygulamalar için de 10 milyon doz aşı çoktan yola çıkmış. Aşılamada önceliği salgınla savaşta ön saflarda adeta göğüs göğüse bir mücadele veren değerli ve kahraman sağlıkçılarımız alıyor. O maksimum riskli sağlık grubu aşılandıktan sonra da sıra “kronik hastalardan ve diğer risk gruplarından oluşan kişilere” gelecek. Dr. Fahrettin Koca aşılamada toplam rakamın 50 milyon doza kadar çıkabileceğini belirtti ki bu da çok önemli bir bilgi.
AŞI ÜCRETSİZ OLACAK
Dr. Koca’dan aldığım önemli bilgilerden biri de şu oldu: Aşı uygulamaları kesinlikle ücretsiz yapılacak. Vatandaştan hiçbir ücret talep edilmeyecek. Bu arada başka üreticilerin ürettiği farklı aşılar için ruhsatlandırma işlemleri de sürecek. Ruhsatlandırma tamamlanınca da o aşıların eczanelerde ücretli olarak satılmasına izin verilecek. Bana göre anlamı şu: Sinovac’ın aşısını değil de ruhsatlı ve satışı serbest başka aşıları tercih edenler olursa onlar da parasını ödeyerek istediği aşıyı yaptırabilecek. Sağlık Bakanı “Özellikle risk grubunda olup da aşıya ulaşma imkânı olmayanların merak etmemelerini, devletin onlara aşıyı ücretsiz ulaştırma gayreti ve garantisi içinde olacağının” altını ısrarla çizdi. Önemli bir nokta da şu: Dr. Koca aşı konusunda deneyimli bilim insanlarından halkı bilgilendirme konusunda destek bekliyor.
YERLİ AŞIDAN BİR HABER VAR MI?
Evet, var! Dr. Koca, “İlk veriler memnuniyet verici” diyor ve ekliyor: “Biz de bu işi başaracağız, kendi aşımızı kendimiz üretebileceğiz. Ve muhtemelen 2021 sonrasında neticeyi almış olacağız.” Bakandan bir iyi haber daha var: “Sadece COVID-19 için değil, diğer bulaşıcı hastalıklarda kullanılan aşılar için de yoğun bir YERLİ ve MİLLİ AŞI üretimi çabası içerisindeyiz.”
İLAÇLARDAN KUŞKU DUYMAYIN
Bilindiği gibi aşıda ulaşılan başarıya etkin bir ilaç bulmada maalesef henüz ulaşılamadı. Halen kullandığımız ilaçlar başka virüsler veya hastalıklar için geliştirilen ama yeni koronavirüs için de etkili olduğu kabul edilen “destekleyici” ilaçlar. Dr. Koca bunların en önemlilerden birinin “FAVİPİRAVİR” isimli antiviral ilaç olduğu düşüncesinde. Zaten bu nedenle de ithal fiyatı 150 dolar civarında olan bu ilacın ülkemizde de üretimi için 4 ayrı firmaya ruhsat verilmiş. Bu sayede de maliyet neredeyse onda bire kadar düşürülmüş. Dr. Koca, “Son günlerde özellikle sosyal medyada dolaşıma giren ilaç karşıtı ya da ilaca güvensizlik yaratıcı düşüncelere halkımızın inanmaması lazım!” diyor ve ekliyor: “Biz destek ilaçları ile tedavi konusunda son derece başarılı sonuçlar alan ender ülkelerden biriyiz. Halkımız kesinlikle ücretsiz verdiğimiz destek tedavilerine güvenmeli.”
YASAKLAR NEREYE KADAR
Sağlık Bakanı sohbetimizde “çok ağır yeni yasaklamaların gelmeyeceğini” de düşündüğünü ifade etti. O da pandeminin “hastanelerde değil, sahada ve vatandaşın katılımıyla çözülebileceği” fikrinde. “Özellikle maske takma, sosyal mesafeye uyma, mümkün olduğunca evde kalma, kalabalıklara zorunlu olmadıkça karışmama gibi önlemleri samimi bir şekilde uygularsak, uzun süreli sokağa çıkma yasaklarına gerek kalmayacaktır” diyor.
PANİK YOK, TEDBİR VAR
Dr. Koca, salgının sadece bizde değil, hemen her ülkede yeni patlamalarla başlangıçtaki zirvesini zorladığını hatta geçtiğini belirtiyor. Zaten bu nedenle de son tedbirlerin devreye girdiğini ama salgında panik yaratacak düzeyde bir patlamanın olmadığının da ısrarla altını çiziyor, “Panik yok, tedbir var!” diyor. Bakana göre meselenin esası ve kalıcı çözüm hâlâ “tedbirlere uyma” ile ilişkili. Ve yine bugün ve muhtemelen orta vadede “MASKELERİ İNDİRMEMEK” bir numaralı tedbirimiz olarak daima devrede olacak. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın gündeme getirdiği “Maskeni indirme!” sloganı hep akılda tutulacak.
SON RAKAMLAR NE ANLATIYOR
Dr. Koca’ya “Hastanelerimiz yeterli mi? Yoğun bakımlarda doluluk oranımız ne durumda?” sorularını da yönelttim. Sağlık Bakanı “Çok şükür kritik bir noktada değiliz. Sağlık sistemimiz sağlık ordumuzun gayretleri ve devletimizin destekleri ile dimdik ayakta, savaşı başarı ile sürdürüyor” yanıtını verdi ve ekledi: “Bazı hastanelerde ilave yoğun bakım üniteleri oluşturma şansımız da zaten hep var. Bu nedenle korkuya, telaşa asla yer yok.”
PEKİ SONUÇ NE?
Kapımıza dayanan ağır kış şartlarıyla birlikte hemen her ülkede olduğu gibi bizde de günlük vaka sayıları, ağır hasta rakamları ve kaybettiğimiz canların sayısı maalesef çok arttı. Ama bilelim ki bu artış biraz da hepimizde varlığını hissettiren “rahatlamadan” daha doğrusu “gevşemeden” kaynaklandı. Sayın Bakan benimle aynı fikirde olmasa da ben bu rahatlamada, temmuz ayında yapılan günlük vaka verileri tablosundaki değişimin ciddi ölçüde etkili olduğu kanaatindeyim. Tabloda sadece hasta sayılarının verilmesi, “asemptomatiklerin yani testi pozitif çıkıp da hastalık belirtisi göstermeyenlere tabloda yer verilmemesi” hepimizde gereksiz bir rahatlığa yol açtı. Bence bu uygulamadan süratle vazgeçilmesi, asemptomatik yani testi pozitif çıkıp da hasta olmayanların rakamlarının da açık ve net olarak tabloda yer alması önemli bir “caydırıcı unsur” olarak işlev görecektir. Umarım ki bu değişiklik yapılsın ve herkes ayağını ona göre denk alsın.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
AŞI ÜCRETSİZ Mİ OLACAK?
Osman Müftüoğlu Hürriyet gazetesinde köşesine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile yaptığı görüşmeden aldığı cevapları taşıdı. İşte o bilgiler ve detayları...
Dün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile uzunca bir konuşma yaptım, kafamdaki pek çok soruya da cevap alma imkânı buldum. O konuşmada “aşıdan ilaç tedavisine, yasaklardan korunma tedbirlerine, hastane ve yoğun bakım yoğunluklarından salgının geleceği”ne kadar pek çok konuda önemli bilgiler edindim.
10 MİLYON DOZ AŞI GELİYOR
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, konuşmamızda özellikle aşı konusunda etraflı bilgiler verdi. Dr. Koca’dan öğrendiğim önemli, net ve açık bilgilerden biri de şu oldu: Çinli aşı üreticisi ‘Sinovac’ ile görüşmeler tamamlanmış. Gerekli yasal süreçler bitirilip imzalar da atılmış. İlk uygulamalar için de 10 milyon doz aşı çoktan yola çıkmış. Aşılamada önceliği salgınla savaşta ön saflarda adeta göğüs göğüse bir mücadele veren değerli ve kahraman sağlıkçılarımız alıyor. O maksimum riskli sağlık grubu aşılandıktan sonra da sıra “kronik hastalardan ve diğer risk gruplarından oluşan kişilere” gelecek. Dr. Fahrettin Koca aşılamada toplam rakamın 50 milyon doza kadar çıkabileceğini belirtti ki bu da çok önemli bir bilgi.
AŞI ÜCRETSİZ OLACAK
Dr. Koca’dan aldığım önemli bilgilerden biri de şu oldu: Aşı uygulamaları kesinlikle ücretsiz yapılacak. Vatandaştan hiçbir ücret talep edilmeyecek. Bu arada başka üreticilerin ürettiği farklı aşılar için ruhsatlandırma işlemleri de sürecek. Ruhsatlandırma tamamlanınca da o aşıların eczanelerde ücretli olarak satılmasına izin verilecek. Bana göre anlamı şu: Sinovac’ın aşısını değil de ruhsatlı ve satışı serbest başka aşıları tercih edenler olursa onlar da parasını ödeyerek istediği aşıyı yaptırabilecek. Sağlık Bakanı “Özellikle risk grubunda olup da aşıya ulaşma imkânı olmayanların merak etmemelerini, devletin onlara aşıyı ücretsiz ulaştırma gayreti ve garantisi içinde olacağının” altını ısrarla çizdi. Önemli bir nokta da şu: Dr. Koca aşı konusunda deneyimli bilim insanlarından halkı bilgilendirme konusunda destek bekliyor.
YERLİ AŞIDAN BİR HABER VAR MI?
Evet, var! Dr. Koca, “İlk veriler memnuniyet verici” diyor ve ekliyor: “Biz de bu işi başaracağız, kendi aşımızı kendimiz üretebileceğiz. Ve muhtemelen 2021 sonrasında neticeyi almış olacağız.” Bakandan bir iyi haber daha var: “Sadece COVID-19 için değil, diğer bulaşıcı hastalıklarda kullanılan aşılar için de yoğun bir YERLİ ve MİLLİ AŞI üretimi çabası içerisindeyiz.”
İLAÇLARDAN KUŞKU DUYMAYIN
Bilindiği gibi aşıda ulaşılan başarıya etkin bir ilaç bulmada maalesef henüz ulaşılamadı. Halen kullandığımız ilaçlar başka virüsler veya hastalıklar için geliştirilen ama yeni koronavirüs için de etkili olduğu kabul edilen “destekleyici” ilaçlar. Dr. Koca bunların en önemlilerden birinin “FAVİPİRAVİR” isimli antiviral ilaç olduğu düşüncesinde. Zaten bu nedenle de ithal fiyatı 150 dolar civarında olan bu ilacın ülkemizde de üretimi için 4 ayrı firmaya ruhsat verilmiş. Bu sayede de maliyet neredeyse onda bire kadar düşürülmüş. Dr. Koca, “Son günlerde özellikle sosyal medyada dolaşıma giren ilaç karşıtı ya da ilaca güvensizlik yaratıcı düşüncelere halkımızın inanmaması lazım!” diyor ve ekliyor: “Biz destek ilaçları ile tedavi konusunda son derece başarılı sonuçlar alan ender ülkelerden biriyiz. Halkımız kesinlikle ücretsiz verdiğimiz destek tedavilerine güvenmeli.”
YASAKLAR NEREYE KADAR
Sağlık Bakanı sohbetimizde “çok ağır yeni yasaklamaların gelmeyeceğini” de düşündüğünü ifade etti. O da pandeminin “hastanelerde değil, sahada ve vatandaşın katılımıyla çözülebileceği” fikrinde. “Özellikle maske takma, sosyal mesafeye uyma, mümkün olduğunca evde kalma, kalabalıklara zorunlu olmadıkça karışmama gibi önlemleri samimi bir şekilde uygularsak, uzun süreli sokağa çıkma yasaklarına gerek kalmayacaktır” diyor.
PANİK YOK, TEDBİR VAR
Dr. Koca, salgının sadece bizde değil, hemen her ülkede yeni patlamalarla başlangıçtaki zirvesini zorladığını hatta geçtiğini belirtiyor. Zaten bu nedenle de son tedbirlerin devreye girdiğini ama salgında panik yaratacak düzeyde bir patlamanın olmadığının da ısrarla altını çiziyor, “Panik yok, tedbir var!” diyor. Bakana göre meselenin esası ve kalıcı çözüm hâlâ “tedbirlere uyma” ile ilişkili. Ve yine bugün ve muhtemelen orta vadede “MASKELERİ İNDİRMEMEK” bir numaralı tedbirimiz olarak daima devrede olacak. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın gündeme getirdiği “Maskeni indirme!” sloganı hep akılda tutulacak.
SON RAKAMLAR NE ANLATIYOR
Dr. Koca’ya “Hastanelerimiz yeterli mi? Yoğun bakımlarda doluluk oranımız ne durumda?” sorularını da yönelttim. Sağlık Bakanı “Çok şükür kritik bir noktada değiliz. Sağlık sistemimiz sağlık ordumuzun gayretleri ve devletimizin destekleri ile dimdik ayakta, savaşı başarı ile sürdürüyor” yanıtını verdi ve ekledi: “Bazı hastanelerde ilave yoğun bakım üniteleri oluşturma şansımız da zaten hep var. Bu nedenle korkuya, telaşa asla yer yok.”
PEKİ SONUÇ NE?
Kapımıza dayanan ağır kış şartlarıyla birlikte hemen her ülkede olduğu gibi bizde de günlük vaka sayıları, ağır hasta rakamları ve kaybettiğimiz canların sayısı maalesef çok arttı. Ama bilelim ki bu artış biraz da hepimizde varlığını hissettiren “rahatlamadan” daha doğrusu “gevşemeden” kaynaklandı. Sayın Bakan benimle aynı fikirde olmasa da ben bu rahatlamada, temmuz ayında yapılan günlük vaka verileri tablosundaki değişimin ciddi ölçüde etkili olduğu kanaatindeyim. Tabloda sadece hasta sayılarının verilmesi, “asemptomatiklerin yani testi pozitif çıkıp da hastalık belirtisi göstermeyenlere tabloda yer verilmemesi” hepimizde gereksiz bir rahatlığa yol açtı. Bence bu uygulamadan süratle vazgeçilmesi, asemptomatik yani testi pozitif çıkıp da hasta olmayanların rakamlarının da açık ve net olarak tabloda yer alması önemli bir “caydırıcı unsur” olarak işlev görecektir. Umarım ki bu değişiklik yapılsın ve herkes ayağını ona göre denk alsın.
En Çok Okunan Haberler