Göz kapağı düşerse

Çocuklarda doğuştan ya da yaşa bağlı olarak göz kapaklarında gelişen içe ya da dışa dönme, üst göz kapağı düşüklüğü, kirpik bozuklukları gibi sorunlar nedeniyle gözün fonksiyonu tehlikeye girebiliyor. Uzmanlar, çocuklarda göz kapağı düşüklüğünün önemsenmesi gerektiğini belirtiyor.

Haber Giriş Tarihi: 10.03.2019 17:48
Haber Güncellenme Tarihi: 10.03.2019 17:48
Haberyazilimi.com

Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Barış Yeniad, çocuklarda göz kapağı düşüklüğünün hafife alınmaması gerektiği konusunda uyarılarda bulunarak, bu problemin doğuştan veya ilerleyen yaşlarda görülebildiğini söyledi. “En sık göz kapağı düşüklüğü nedenleri yaşa bağlı göz kapağını kaldıran kaslarda güçsüzlük, göz bölgesine gelen travmalar, geçirilmiş göz ameliyatları, miyokondrial miyopati gibi kas hastalıkları ve doğuştan göz kapağı kaslarının yeterli gelişmemesidir” diyen Uzm. Dr. Barış Yeniad, “Her 10 bin doğumda bir bebekte bu durum ortaya çıkabilmektedir. Doğuştan göz kapağı düşüklükleri sadece estetik bir durum değildir. Eğer üst göz kapağı göz bebeğini kapatacak kadar düşükse o gözde tembellik riski olduğundan ileride görme kayıplarına yol açabilir. Bu nedenle düşüklüğün acilen düzeltilmesi gerekmektedir. Göz bebeğini kapatmayan göz kapağı düşüklüklerinde ise, eğer düşüklük tek taraflı ise sağlam gözde kapama yapılarak kapak düşüklüğü bir süre izlenebilir. İki taraflı doğuştan göz kapağı düşüklüklerinde altta yatan nedenler araştırılmalıdır. Bu tür durumlarda genel kas hastalıkları kapak düşüklüğüne yol açabildiğinden göz doktoru ve çocuk doktorunun birlikte çalışması gerekmektedir” dedi.

TECRÜBE ÖNEMLİ

Doç. Dr. Barış Yeniad, göz kapağı düşüklüğünde hangi tedaviler uygulandığı konusunda ise şunları söyledi; “Göz kapağı düşüklüğünün tedavisi cerrahidir. Yapılacak cerrahi tedavi seçiminde muayenede uygulanacak tanı yöntemleri son derece önemlidir. Kapak düşüklüğünde yanlış tedavi uygulandığında yüz güldürücü sonuçlar alınamaz bu nedenle cerrahi tedavide tecrübe son derece önemlidir. Tanı yöntemleri arasında en önemlisi göz kapağını kaldıran kasın ne kadar çalıştığının tespitidir. Eğer bu kas iyi çalışıyorsa ameliyat sonrası sonuçlar çok daha iyi olmaktadır. Temel olarak göz kapağı düşüklüğünün tedavisinde iki yöntem mevcuttur. Birinci yöntem; göz kapağını kaldıran kas yeteri kadar çalışıyorsa bu kasın kuvvetlendirilerek daha iyi çalışır hale getirildiği levator cerrahisidir. Eğer göz kapağını kaldıran kas çalışmıyorsa göz kapağı frontal askı dediğimiz yöntem ile alnımızdaki frontal kasa içeriden asılır. Askı yönteminde bacaktan alınan otojen fascia lata veya silikon gibi materyaller kullanılabilir. Çocuklarda her iki yöntem de genel anestezi altında yapılmalıdır. Hastaların bilmesi gereken en önemli husus kapak düşüklüğünde uygulanan cerrahi sonrasında tekrar ayarlama yapmak gerekebilir. Her iki kapak arasında 1 mm’ den az fark olması başarı kriteri olarak kabul edilir. Ameliyat sonrasında dikişler ise 1.haftada alınmaktadır. Küçük çocuklarda eriyebilen dikişler kullanılırsa dikiş alınmasına gerek yoktur.

KAPAK YÜKSEKLİĞİ DOĞRU AYARLANMALI

Göz kapağı düşüklüğü tedavisinde en önemli şeylerden biri göz kapağı yüksekliğinin ayarlanmasıdır. Kapak yüksekliği az veya çok ayarlanırsa istenen sonuç alınamaz. Yetersiz veya fazla düzeltmelerde tekrar ayarlama yapılabilir. Özellikle frontal askı cerrahisinde fazla düzeltmelerde göz kapağı yeterli esneklikte olmaz ve kapanmada problemler yaşanabilir. İyi kapanmayan göz kapakları nedeni ile saydam tabakamız korneada çok ciddi sonuçlar ortaya çıkabilir. Ancak bebeklerde ve küçük çocuklarda yapılan göz kapağı düşüklüğü tedavisinde kapak yüksekliği genel anestezi altında ayarlandığından ameliyat sonrasında ufak farklılıklar olabilir. Bu yaşlarda yapılan cerrahinin temel amacının estetik değil, göz tembelliğinin engellenmesi olduğu unutulmamalıdır. (İHA)