Programda, Sepsis hastalığı ve korona virüs hastalığıyla ilgili değerlendirmeler yapan Prof. Dr. Necmettin Ünal, sepsis hastalığının korona virüsten daha tehlikeli olduğunu vurgularken, korona virüs salgınında önümüzdeki birkaç aylık sürecin de çok kritik olduğunu ve 14 günlük bir kapanma sürecinin gerektiğini belirtti. Programdaki konuşmasında sepsis hastalığından bahseden ve bu hastalığın herhangi bir enfeksiyon hastalığıyla başladığını, sonrasında da ölüme neden olduğunu aktaran Prof. Dr. Necmettin Ünal, “Sepsis herhangi bir enfeksiyon hastalığının vücuttaki organların yetmezliğine sebep olmasıdır. Bu da sitokin fırtınası ile oluyor. Bu olay bize korona virüsü hatırlatıyor. Çünkü korona virüs hastalığında da sitokin fırtınası ile organların fonksiyon bozuklukları oluyor ve hastalar ölüyor. Bu olaya sepsis diyoruz. Yani sepsis herhangi enfeksiyon hastalığı ile vücuttaki organların yetmezliği olayıdır. Şuanda da Covid-19 dünyada ve ülkemizde en fazla sepsise neden olan hastalık konumundadır” dedi.
SALGIN PİK SEVİYESİNDE
Korona virüs salgınının pek çok şehirde artışta olduğunu ve pik seviyesine çıktığını aktaran Prof. Dr. Ünal, “Maalesef şu anda ülkemiz korona virüs belasının tam göbeğinde. Ülke genelinde Gaziantep de dahil olmak üzere vaka sayılarında inanılmaz bir artış var. Birçok ilde hastalık pik yapmış durumda. Bunu önlemenin yolu tabiki önlemler almaktan geçiyor. Burada devletin görevleri de var ama bizim için, yani vatandaşlar için mühim olan insanların bu önlemleri algılaması ve kanıksamasıdır” ifadelerini kullandı. Korona virüs aşı çalışmaları hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Ünal, “Dünya’da korona virüs ile ilgili 170 civarında aşı çalışması var. Bu çalışmalardan yedi tanesi faz-3 seviyesine ulaşmış durumda. Bunlardan iki tanesi Amerika'da, bir tanesi İngiltere'de, bir tanesi Almanya'da ve Çin’den de 3 ya da 4 tane çalışma var. Bu arada Sağlık Bakanı da açıkladı Türkiye'de de 3 aşı ile ilgili çalışma devam ediyor. Bunlardan Almanya çalışması ile ilgili denek toplaması başladı. Bu konuda hoş olmayan bazı ileri-geri ’Biz denek mi olacağız’ gibisinden yorumlar oldu. Ama bu düşünce yanlış. Bizim de denek olmamız lazım. Çünkü aşının bizim ulusumuzda nasıl bir tepki verebileceğini bilemiyoruz. O yüzden ben bir denek adayıyım. Ayrıca Çin'den ve Almanya'dan gelen aşılarla ilgili Türkiye de klinik çalışmalara dahil olacakmış” şeklinde konuştu.
14 GÜNLÜK KAPANMA GEREKİYOR
Son haftalarda korona virüs vaka sayılarının artışta olduğunu ve havaların soğumasıyla bu artışın devam edeceğini de vurgulayan Ünal, bunu bir nebze azaltmak için ülke genelinde 14 günlük kapanmanın gerektiğini söyleyerek, “Ne yazık ki kış aylarında vaka sayısının daha da yükselmesini bekliyoruz. Bunun birçok sebebi var. Aslında pandemiler mevsimden bağımsız çalışır ama kış aylarında vakalar grip salgınları ve zatürre salgınları gibi kişilerin bağışıklık sistemini zayıflatacak hastalıklar olacak. Bu hastalıklar da insanların daha kolay korona virüs olması için zemin hazırlayacak. Ama kışın olacak daha kötü bir durum da insanların kapalı ortamlara girmek zorunda kalacak olmasıdır. İnsanlar bugüne kadar havalar nedeniyle sokaklardaydı, caddelerdeydi, bahçelerdeydi ama kışın gelmesiyle artık kapalı ortamlarda olacağız. Belki camları açamayacağız, havalandırmaların ne kadar yeterli olacağı belli değil. Dolayısıyla koronalı hastalara yani, dolayısıyla virüse maruz kalma ihtimali artacak. O yüzden sonbahar sonlarında ya da kışın korona salgınının daha da artması, daha da yaygın hale gelmesi ve daha çok kişinin bu hastalıkla mücadele etmesi gibi bir beklentimiz var. Umut ederiz ki bu öngörü yanlıştır ama bu öngörü bilim dünyasındaki herkeste mevcut. O yüzden bence bir süre kapanmaya gitmemiz gerekiyor. En azından 14 günlük bir kapanmaya gitmemiz gerekiyor” diye konuştu. (İHA)