Bununla birlikte araştırmacılar, bulunan kadın mezarının bölgede sıradışı olup olmadığını incelemek için Kuzey ve Güney Amerika'daki 107 mezar alanında, yaklaşık 8 bin ile 14 bin yıl öncesinde öldüğü düşünülen Geç Pleistosen ve erken Holosen dönemlerinden 429 iskeleti inceledi.
Scientific Reports dergisinde yayınlanan çalışmada, örneklemin "erken dönemlerde büyük avlara kadınların katılımının erkekler kadar sık olduğunu kanıtlamak için yeterli olduğu ifade edildi.
California Üniversitesi'nde antropoloji profesörü olan baş araştırma yazarı Randy Haas, "Daha önce avcı-toplayıcı toplumlar arasındaki iş bölümünün cinsiyete katı bir şekilde bağlı olduğu düşünülüyordu. Ama şimdi insanlığın derin avcı-toplayıcı geçmişinde, cinsel işbölümünün daha farklı ve muhtemelen daha eşitlikçi olduğu açıkça görülüyor” ifadelerini kullandı.
CİNSİYETÇİ ÖNYARGILAR NEDENİYLE REDDEDİLDİ
Arkeologlara göre, ilk çağlarda insanların yanına gömülen nesneler onların hayatında kullandığı ve kimliğinin bir parçasını oluşturan eşya ve hayvanlardan oluşma eğiliminde. Ancak, bazı bilim insanları daha önce keşfedilen kadın mezarlarında av aletleri ortaya çıkarıldığında bile bu fikri reddetti.
Ancak Hass, bu mezar alanının özellikle sağlam bir vaka olduğunu ifade ederek, "Arkeolojide, gerçek kadın avlanma davranışını anlamamıza yardımcı olmak için güçlü bir vaka gerekiyordu. Tarihi ve çağdaş avcı-toplayıcılar arasında neredeyse her zaman erkekler avcı, dişiler de toplayıcı olarak kabul edildi. Bu nedenle ve muhtemelen batı toplumunda işbölümüne ilişkin cinsiyetçi varsayımlar nedeniyle, arkeolojik bulgularla ortaya çıkan kadınların avlanma araçları, onların hakim dünya görüşlerine uymuyordu” dedi. (ntv.com)