Acısı ilk günkü gibi

15 Temmuz hain darbe girişiminde bir oğlu şehit, bir oğlu gazi olan İhsan Ayanoğlu, o karanlık geceyi gözleri dolarak anlattı. Üzerinden 5 yıl geçmiş olmasına rağmen acısı ilk günkü gibi taze olan Ayanoğlu, “O gece oğlumla konuştuktan 10 dakika sonra bir kıyamet ateşi başladı ki gişelerin altındaki vatandaşları üçlü çapraz ateşe aldılar. Hastaneye vardığımda bir evladımı morgda bir evladımı da ameliyathanede buldum” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 15.07.2021 13:31
Haber Güncellenme Tarihi: 15.07.2021 13:31
Haberyazilimi.com

15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı gece Onur Ensar Ayanoğlu ve kardeşi Oğuz Ayanoğlu önce Kısıklı’ya ardından 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne giderek darbeci askerlere karşı mücadele verdi. Onur Ensar Ayanoğlu, yaralılara yardım ederken boynundan ve göğsünden aldığı 2 kurşunla şehit oldu. Aynı gece Oğuz Ayanoğlu ise bacağından vurularak gazi oldu. Hain darbe girişimi esnasında bir oğlu şehit bir oğlu gazi olan baba İhsan Ayanoğlu ve Gazi Oğuz Ayanoğlu, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 5. yıl dönümünde o karanlık gecede yaşadıklarını anlattı.

251 ŞEHİDİN KOMUTANI ÖMER HALİS DEMİR

Hain darbe girişiminin 5. yıl dönümünde o gece yaşadıklarını anlatan İhsan Ayanoğlu, “Allah o gece bu milletin göz bebeğine baktı ve bu hainlere fırsat vermedi. O gece 251 şehidin komutanı rahmetli mekanı cennet olsun Ömer Halis Demir kardeşimizdi. Bizim çocuklarımız da onun askerleriydi. O gece biz 251 şehit ile 2 bin 200 gazimizle beraber bir destan yazdık. Bu destanda bizim bu ülkenin mayasında hamurunda bir hakkımız geçtiyse bilenlere anasının ak sütü gibi helal olsun. Kontrollü darbe diyenlere, 15 Temmuz’u itibarsızlaştırmak isteyenlere de kesinlikle hakkımızı helal etmiyoruz” dedi.

BİR EVLADIM MORGDA DİĞERİ AMELİYATHANEDE

15 Temmuz’da bir oğlu şehit, bir oğlu gazi olan Ayanoğlu, “O gece akşam saat 21.30 sıralarında çocuklarımız mahalleye geldiler ama eve girmediler. Gece saat 00.00’a çeyrek varken rahmetli oğlum bana telefon açarak bendem şarj aletini istedi. Oğlum neredesiniz dediğimde Kısıklı’da olduğunu söyledi. Evden Kısıklı’ya gittik. Oğluma şarj aletini verdim. Bize sarıldı, demek ki veda ediyormuş. Saat 01.30’a kadar ben de Kısıklı’da kaldım. Köprüde ateş açıldığının haberi geldi. Kısıklı’dan köprüye doğru 3 kilometre kadar yürüdük. Bir anda silah sesi geldi, herkes yere yattı, ben yatmadım. Oğlum aklıma geldi hemen oğlumu aradım. Oğlum, ateş açıyorlar ben gelemiyorum siz bu tarafa gelin dedim, tamam baba dedi. Oğlumla konuştuktan 10 dakika sonra bir kıyamet ateşi başladı ki gişelerin altındaki vatandaşları üçlü çapraz ateşe aldılar. Köprünün üzerinden, köprünün kulesinden ve Nakkaştepe’den çapraz ateşe aldılar, hepimiz asfaltlara yapıştık. Kaç dakika yerde kaldığımı hatırlamıyorum. Aklım başıma geldiğinde oğlumu aradığımda, oğlumun telefonuna başkası baktı. Onur dediğimde amca ben Onur değilim, telefonun sahibi vuruldu. Polisler onu hastaneye götürdüler dedi. Diğer oğlumu aradığımda telefonu açan olmadı. Ben de ağabeyi vuruldu ona yardım ediyordur zannettim. Arkadaşlarına ulaştım Onur vuruldu hastaneye getirdik dediler. Hastaneye vardığımda bir evladımı morgda bir evladımı da ameliyathanede buldum. 15 Temmuz’un 5 senesi dolacak, her gün her saat her saniye aynı acıyı yaşıyorsun. Hüznü, gururu, öfkeyi hepsinin aynı anda yaşıyorsun ama elhamdülillah. Biz Türk milleti olarak eskiden yedi düvele savaşırken, 15 Temmuz gecesi yetmiş düvele karşı çarpıştık. Dünyaya da canlı olarak izlettik. Sabahleyin de kalkarak işimizin, ekmeğimizin peşine gittik” diye konuştu. (İHA)