‘Uludağ'a tatile gelen İstanbul Kartal Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan tur otobüsü, dönüşte dağ yoluna ek olarak yapılan kestirme yolda devrildi. 46 öğrencinin bulunduğu otobüs bariyerlere çarparak durabildi. Kazada 41 öğrenci, 6 öğretmen ve şoför yaralanırken, otobüs şoförü gözaltına alındı.’
Osman GÜRÇAY
Hepimizi üzen bu olay ilk değildir ve son da olmayacaktır. Haberde eksik olan şey yolun yapım hataları dolu, tehlikeli ve otobüslerin kullanımına yasaklandığı idi.
O yol çevrenin imara açılması için yapılan bir rant yoludur ve yapımı ve imalatı yol mühendisliğinin yüz karasıdır.
Kurban kesilerek Allah korusun diyerek açılan yolda onlarca kaza olmuş ve birçok can kaybedildikten sonra her metresine uyarı işaretleri konarak küçük araçların kullanımına izin verilmiştir.
Kazaların hepsinde yollar açık, sis ve kar engeli yoktur.
Bu kazada can kaybı olmamasına seviniyoruz ya! Allah korudu diyoruz ya!
Bunları iyi niyetle değil, sorumlulardan hesap sormamak için, vicdanımızı tatile çıkarmak için söylüyoruz.
Çünkü yakın bir gelecekte o yoldan yine bir kaza haberi gelecek ve biz aynı ritüelleri tekrarlayacağız.
Efendiler! O yolun her şeyi yanlıştı! Uludağ’a yeni yol lazımsa doğayı katlederek sadece 3 km için ana yola kaynak yapılan katil bir yol yapılmaz.
Uludağ’a yol yapılacaksa Keles yolu üzerinden yapılır ve Kirazlıyayla’ya kadar varacak alternatif yol yapılır ve araçlar sınıflandırılarak iki yola bölünür. Hem trafik rahatlar hem de böyle ucubeler yapılmaz.
Bursa’da el yordamıyla yapılan her şey kentte büyük yaralar açıyor.
Gökdeleni matah bir şey sandığımızdan Bursa’da eksikliğini hissettik ve işe Tower Plaza ile kaçak göçek bir şekilde başladık. Açıldığı gün rezil dönme dolabı koptu.
Bugün onu yıkmayı hizmet olarak sunuyoruz.
Doğanbey TOKİ konutlarını yıkarak Bursa’nın tarihine geçeceğim diyen Belediye Başkanımız var.
Stadyumun yeri yanlıştı diye öz eleştiri yapıyoruz.
İyi de bunlara niyet edildiğinde karşı çıkanları istemezükçü diye etiketlemek yerine anlamaya çalışılsaydı bu hatalar yapılır mıydı?
Bugün Geçit’te gökyüzüne doğru iki ucube yükseliyor. Sanki Eyfel Kuleleri mübarek her yerden görünüyorlar. Bir deprem kuşağının kalbindeki bir felaket tellalını sanat eseri gibi sunuyorlar. Bunların yanlış olduğunu çok değil üç beş sene sonra hep beraber söyleyeceğiz.
Burunun dibindeki yapılmış binalar beş altı katlı ama o özel ya katlarını say say bitmiyor ve daha kötüsü karşısındaki rantçıların iştahını kabartıyor ve var olanları yıkıp onlar da kule peşinde koşmayı kafaya koymuşlar ve kiracılarını tacize başlamışlar duyumları geliyor.
Hep beraber parti, oy, hemşeri, dernek, vs. vs. kaygısı gütmeden Bursa’ya sahip çıkmak için uyanmalıyız! Biz yatarsak Bursa’yı karpuz gibi kesmeye devam ederler.