ÖZKAN YILDIRIM
Öncelikle Başkanım bizleri, ekibimizi Orhangazi'deki bu güzel kooperatif binanızda konuk edip ağırladığınız için teşekkür etmek istiyorum. Orhangazi, Bursa sizi yakından tanır ama bir kere de okuyucularımız için kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
2005 yılından itibaren kooperatifimiz de aktif bir şekilde görev almaya başladım.2015 yılında da başkan seçildim. Sonuçta bu bizim baba mesleğimiz. Güven ve beceri bir şekilde birbirini tamamlaması gerekiyor. Bu taşlardan herhangi birisinde eksiklik ya da yamukluk olduğunda üzerine herhangi bir işlem kuramıyorsunuz. Sağ olsun ortaklarımız bize güvendiler, teveccüh ettiler, süreçleri de güzel planladık, güzel yönettik. Sonuçta böyle olduğunda başarıda ortaya çıkmış oluyor. Kayıt olarak kooperatifimizin kuruluşu 1971 yılına kadar varmaktadır.
Başkanım kooperatif olarak başta Lojistik olmak üzere birçok konuda yapmış olduğunuz atılımlardan haberdarız, bu konularla ilgili bilgi verirseniz sevinirim?
----Elbette, memnuniyetle. Lojistik aslında bir ifade aynı zamanda bir modül. Biz evet kooperatif olarak taşımacılık yapıyoruz. Bu da Lojistik konseptinin bir parçası. Yani karayolu Taşıma kooperatiflerinin ekseri yaptıkları faaliyet bir noktadan bir noktaya ‘Full Track’ diye ifade edilen o operasyonu yönetmek. Bunu zaten biz daha önceden de yapıyorduk.
İKİ ETAPTA SATIŞINI DEĞERLENDİREBİLİYORUZ
Enflasyonla son 2 yıldır daha fazla tanışır olduk, bunu tetikleyen konu hammaddenin ithal ediliyor olması, baktığımızda birim maliyetini Dolar yada Euro olarak tedarik edilen unsurun kendi içinde Dolar ya da Euro olarak atması ile beraber TL’ye tekabüllerindeki yüksek teamüller oluşması, buda tabi Türkiye'de farklı bir algı yeni bir nüans ortaya koymaya başladı. Geçenlerde bir dostumuz Çin ziyareti ile ilgili izlenimlerini aktarırken 10.000 metrekare tesis alanında üretilen bir mamul için 100.000 metrekarelik alanda depolama tesislerinden bahsetti. Bugün zaten yaşanan krizin en büyük sebebi olarak bu ortaya çıkıyor. Çin'in hammaddenin ihtiyaçlarından çok daha fazlasını stoklayarak mamul ulaşımını, edinimini zorlaştırarak, kendi imkanlarını arttırma noktasındaki tasarruflarından kaynaklandığı ortaya konuluyor. Bunu yaparken Çin'in bu politik izlenimleri beraberinde Türkiye'deki ihtiyaçları da çeşitlendirmeye başladı bununla alakalı yakın bir gelecekte aynı nüans hem üretilecek hammadde hem üretim sonrası satış politikasındaki varlığı depolanabilir bir izlenim oluşturdu. Baktığımızda bu bugünkü ihtiyaç gibi gözükse de sonuç itibarıyla bunlar plan ve program çerçevesinde Lojistik algısının genel içeriğini dolduran konular olarak gözüküyor. Orhangazi'deki bir endüstri kuruluşunun ürettiği mamulün iki etapta satışını değerlendirebiliyoruz.
1-Yurtiçindeki yapılan satışları ve taşımaları
2- Yurtdışına yapılan satış ve taşımaları. Üretim öncesinde de üretim sonrasında da Lojistik her zaman ön planda ve devrede. Diğer bir müşterimizle ürettiği mamulün satış öncesinde tesis alanlarında mevcudiyette bir yeri olmadığı da ya da bu konuda bir hizmet satın aldığı için biz de buraya depoluyoruz. Onların planları programları çerçevesinde zamanı geldiğinde müşterilerine sevk ediyoruz, bunu yaparken yapılabilir konseptin içerisinde farklı işleyişler de var, burada üretilen bir mamulün lojistik firmasına teslim edilmesi, bununla alakalı işte ihracat süreci varsa ürünün üretimi sonrasından ihracat programına alınana kadar depolama yaptırabiliyor. Akabinde bununla alakalı Antrepo süreci, gümrük süreci işliyor. Gümrük sürecinden sonra zaman ve katma değerini hesap ediyor. Bunu ama havayoluyla ama transport olarak karayoluyla ama deniz yoluyla konteyner olarak ya da demiryoluyla modüler sistemlerde kullanılan aktivasyon var direkt dorseyi rayların üzerine oturtarak yurt dışına gönderiliyor. Sonra o ürünleri orada karşılıyor öyle bir işletmesi var. En son market reyonuna kadar bunlar teslim ediliyor. Bu süreçlerin tamamına, hepsine lojistik deniliyor.
ORTAKLARIMIZA KOLAYLIKLAR SAĞLADIK
Bu şirket aracılığıyla ortaklarımızın ana tedarik unsurlarını organizasyonu yapmaya çalıştık. İlk etapta lastikle alakalı olarak başladık. Hiç denenmemiş bir şeydi orada bir başarı elde ettik, üretici Fabrikalar ile görüşmeler yaptık. Halbuki ortaklarımız o lastikleri zaten ediniyorlardı ulaşıyorlardı ama biz sonuçta aracı olarak temelde onların tüketimi ihtiyaçlarını taleplerini sermaye yaptık sonuç itibarıyla. Biz muhatap olarak hizmet ortaya koymaya çalıştık hem de bu konuda yaşamış oldukları mağduriyetlere çözüm ortağı olduk. Hem de yeni edinmeleri için burada bir organizasyon gerçekleştirdik ve bunda da başarılı olduk. Çok almakla ilgili tüketici olmakla ilgili marka portföyünü düşürerek alım gücünü tek çatı altında topladığımızda bu zaten kazanım oldu bize.
TOPÇULAR-ESKİHİSAR ARASINDA GEÇİŞLERDE İNDİRİMLER SAĞLADIK
Bir sonraki aşamada döndük şirketi kurduktan sonra, zaten temelinde yine ortaklarımızın ihtiyacı olan çok ciddi bir şekilde kullanım hacmi olan Topçular-Eskihisar arasında geçişlerle ilgili çalışmalar yaptık. Hem İdo'ya gişe öncesi hizmetler hem kurumsal olarak kendimize bir katma değer hemde ortaklarımıza onların menfi durumlarını muhafaza edecek bir iskonto oluşturduk, burada da çok ciddi bir yol haritası çıkarttık.6 yıldır bu işle aktif olarak uğraşıyoruz. Kooperatif binamızın dışında farklı noktalarda açmış olduğumuz satış noktalarında gişe öncesi olarak diğer meslektaşlarımızı diğer kooperatif üyesi arkadaşlarımıza gişeden bir nebze daha uygun aynı zamanda müşteri memnuniyeti anlamında destekleyerek böyle bir hizmet oluşturduk. Buradan yapılan geçişlerin kamyon ve tır nazarında yaklaşık demeyeyim de belki de daha fazlası üçte ikisinin geçişinin koordinasyonunu sağlıyoruz. Sonuç itibariyle herkesin kazanımına olmuş bir çalışma.
İSTASYONUMUZU YENİLEDİK
2019 yılında Genel Kurul'dan almış olduğumuz kararla istasyonumuz burada vardı bir kiracı aracılığı ile yaklaşık 15 yıldır işletiliyordu. Onunla ilgili bir huzursuzluk vardı tesis olarak da köhneleşmişti. Kanunumuzun gereksinimleri itibarıyla birtakım mevzuat eksikliklerini giderdik süre içerisinde buranın da işletmesini kendimiz yapmaya başladık. Petrolofisi ile anlaşarak İstasyonumuzu aktive ettik. Burada ortaklarımızın ciddi bir iskonto tutarında akaryakıt ihtiyaçlarını sağlıyoruz.
EKONOMİK KATMA DEĞERİ ÇOK YÜKSEK ÜRÜNLERİ DAHİ DEPOLAYABİLİYORUZ
Yine 2019 yılının genel kurulunda yan tarafta hemen çift parsel üzerinde bir tekstil fabrikası vardı. Burası ile alakasını bir satış süreci oldu. Biz de orayı satın aldık aldığımız tesisin ön tarafında 20.000 metrekare alanı olan yine aynı kişilere ait arazinin 5 yıllık kira bedelini ödeyerek garaj alanı olarak dahil ettik bünyemize bu konuyla da ilgili bir yetersizliği miz vardı. Aldığımız Tekstil fabrikası sonuç itibarıyla üretim maksadına uygun dizayn edilmişti. Sonrasında da müşteri talepleri doğrultusunda kendi uygunluğumuza göre biz orayı revize ettik. Bu da tabii ciddi bir zaman ve ekonomik maliyet çıkarttı önümüze.2019 yılının ikinci yarısından itibaren kısmi olarak müşteri kabul etmeye başladık. İlk zamanlar Tesisat ve donanım olarak çok ayrıcalık istemeyen bir takım ürünleri depolamaya başladık, bugün geldiğimiz noktada çok ayrıcalık isteyen tamamen özel ekonomik katma değeri çok yüksek ürünleri dahi depolayabiliyoruz. Bununla alakalı tüm gereksinimleri altyapı, fiziki koşullar, ekonomik, finansman maliyetleri hepsi süspanse edildi bu süreç borçlanmanın takibi tamamlanana kadar devam ediyor. Müşterilerimizle güzel diyaloglarımız var.
BÜYÜK BİR GELECEĞİN KÜÇÜK TEMEL TAŞLARI BUNLAR
Orhangazi açısından da yaptığımız işler bu süreç bir başlangıçtı aslında. Belki ilk başlayan biz olduk, ama sonuçta büyük bir geleceğin küçük temel taşları bunlar biliyorsunuz. Yerli otomobil fabrikası da hemen yanı başımızda inşa ediliyor onun da gereksinimleri var. Orhangazi'de tedarik zincirinin birtakım halkaları zaten mevcut dolayısıyla bunların sayısı ile ilgili artışlar olacak bahsetmiş olduğum hammadde ulaşım noktasında depolama ihtiyaçları ve beklentileri daha da artacak. Bizde kooperatif olarak ortaklarımızın menfi durumu hem ticaretimizin bekası, ekonomimizin bekası açısından bu gereksinimleri yerine getirmeye çalışacağız.
BU YETERLİ Mİ? KESİNLİKLE DEĞİL
Sonuçta dediğim gibi biz daha öncesinde bir müşterimizin ürettiği mamulün Orhangazi'den alıp Bandırma'ya götürüyorduk ve bununla alakalı süreci tamamlamış oluyorduk. Şimdi bu ürünü getiriyoruz kendi depomuza depoluyoruz. Depolama sürecinde de ekonomik olarak bir katma değer oluşturuyoruz. Sonrasında son tüketiciye gidesiye kadar tüm süreç bizim elimizden geçmiş oluyor. Bunlar sonuçta Orhangazi için katma değer getiren çalışmalar. Yine aynı şekilde Orhangazi'deki müşterilerimizin ihtiyaçlarını görüp Orhangazi'den götürdükten sonra aynı bölgeden bu bölgeye gelen nakliye hizmetlerinde çözüm ortağı oluyoruz ve bundan gelen katma değeri de Orhangazi içerisine sokuyoruz. Baktığınızda dediğim gibi Türkiye'de nakliyeci, kamyoncu diye tabir edilen bir sektörün bugün domino taşlarının üst üste dizilmiş çok daha farklı bir noktaya gelmiş durumdayız. Bu yeterli mi? Kesinlikle değil. Bunun geliştirilmesi gerekiyor biz onun için varız, onun için çabalıyoruz.
ÖNÜMÜZÜ GÖRÜYOR OLMAK ÇOK ÖNEMLİ
Beytullah Başkanım, son olarak kısaca sektörde yaşanılan sıkıntılardan bahsedebilir misiniz?
Dünyada özellikle Avrupa'da gelişmiş ülkelerde taşıma modelleri ile ilgili birçok konsept var. Özellikle denizyolu, demiryolu taşımacılığı çok daha aktif olarak kullanılıyor. Hakeza zaman meftunu devreye girdiği durumlarda hava yolu da devreye giriyor. Türkiye'de bunlar hiçbir dönemde menfi durumda geliştirilemedi. Bu bizim yapmış olduğumuz karayolu taşımacılığı gerçek manada katma değerine erişmek için çok daha ekonomik görüldüğü için herkes bu çerçeve doğrultusunda yapıyordu. Bahsetmiş olduğum iyileştirme beraberinde farklı teamülleri ortaya koymaya başladı. Avrupa'da olduğu gibi Türkiye'deki çözüm ortakları da devlet politikalarını bu farklı süreçleri artık değerlendirmeye başladı. İşte bakıyorsunuz “x” firması Türkiye'den Çekya’ya günlük sefer düzenliyor demiryoluyla. İşte bakıyorsunuz orada bir teknik bir hata yaptılar ama ben telafi edeceklerini düşünüyorum deniz yolu ile alakalı tekelleştirdiler ama sonuç itibarıyla sefer sayıları her gün artıyor gümrük kapılarında yaşanılan zaman kayıplarından ötürü. Bakıyorsunuz bugün artık havayolu taşımacılığı yüzdesel olarak kendi bünyesinde toplam hacim olarak çok ciddi bir rakamda değil ama her gün her yıl kendine koyarak gidiyor.
MESLEĞİMİZLE İLGİLİ İSTİŞARELERİ BİRLİKTE YAPALIM İSTİYORUZ!
Fakat asıl konunun sahipleri olan Türkiye'deki meslektaşlarımızın, emektarlarımızın önünü açacak onların haklarını arttıracak yol haritası koyması gereken beyinlerin, kurumların bu konuda herhangi bir altyapı ya da herhangi bir geleceğe dair plan proje ortaya koyduklarını göremiyoruz. Belki birtakım çalışmalar vardır ama bizden gizli yapılan çalışmalar bizi daha çok korkutur. Çünkü Avrupa'da bu işi Global firmalarla dediğim gibi organizasyonlarla yapıyorlar. 3-4 firma üzerinden koca Avrupa'nın taşımacılığını yapıyorlar. Bu bizim Türkiye'de böyle değil böyle de olmamalı zaten, binlerce insan bu şekilde durumun böyle olduğu yerde rol modeli olarak tercih edilen Avrupa modeli ise, bu otomatikman buradaki insanların ekmeğinin ellerinden alınması mânâsına gelir. Buradaki insanlara haksızlık olur, bu kabul edilebilir bir durum değil. Devletin bizimle alakalı ne düşündüğünü eğer bugün işte “x” firması Demiryolu seferlerine başlıyorsa,”y” firması denizyolu seferlerine başlıyorsa bir başka firma hava taşımacılığında gerekli birtakım atılım ve yatırımları yapıyorsa bunlar mutlaka belli süreçlerin sonucunda doğmuştur. Türkiye'nin bu noktadaki beklentileri bu işi yapan meslek gruplarından ya da işletmelerden önümüzdeki süreçte hedeflerini paylaşmış olsalar biz de o konularda yatırım yaparak süreci, işimizi kendimiz belirleyebiliriz. Kendimize göre yol haritaları çıkartabiliriz. Öteki türlü arkadan takip eden olmak ya da diğerlerinin yaptıklarını görerek hareket etmek sağlıklı sonuçlar vermiyor. Biz kooperatif olarak ortaklarımızın selahiyeti için çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz bu çalışmalarımız bundan sonra da daha devam edecek ortaklarımızın menfi değerler katabilecek her türlü plan içerisinde olacağız, olmaya devam edeceğiz. Buradan başta kooperatif ortaklarımız olmak üzere Orhangazi'de yaşayan, Bursa'da yaşayan hemşerilerimize 84 milyon Türk insanına Orhangazi'den sevgilerimi selamlarımı göndermek istiyorum, esenlikler diliyorum. Diyerek sözlerini tamamladı. Başkanım çok güzel detaylı bir röportaj gerçekleştirmeye çalıştık, birçok konunun derinliklerine inme gayreti içerisinde olduk. Çalışmalarıyla Türkiye'de bulunan birçok kooperatife model olan Kooperatifinize, sizlere sonsuz başarılar diliyoruz.