Uyku apnesi, gece geçirilen kalp krizi ve inmelerin önemli bir sebebi olarak gösteriliyor. Tedavi edilmediği takdirde kalp yetmezliğine dahi yol açabiliyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Murat Timur Akçam, uyku esnasında en az 10 saniye süreli tekrarlayan solunum durmalarıyla oluşan uyku apnesini hastaların genellikle fark etmediğini, hastaların eşlerinin bunu fark ederek endişeye kapıldıklarını söyledi. Horlamanın tek başına hastalık olarak kabul edilmese de özellikle kişinin çevresine verdiği rahatsızlık sebebi ile ciddi bir sosyal problem oluşturduğunu kaydeden Dr. Akçam, “Eşi horlayanların çoğu rahat uyku çekemediklerini bu nedenle mutsuz olduklarını ifade ediyor. Uyku apnesi hem cinsel hayatı kötü etkiliyor hem de sinirlilik veya isteksizlik gibi ruhsal sorunlara neden olarak eşlerin arasını açıyor” dedi.
KİLOLULAR RİSK ALTINDA
Prof. Dr. Akçam, uyku apnesi ve horlamanın en önemli risk faktörleri arasında aşırı kilo ve obezitenin yer aldığını belirtti. Akçam, çağımızın önemli rahatsızlıklarından biri olarak kabul edilen uyku apnesinin, önlem alınmadığı takdirde ölümle sonuçlanabileceği konusunda uyarıda bulunarak, “Hastalığın bu denli ciddi sonuçları olduğu toplum içinde çok fazla bilinmiyor. Bu hastalığa yakalanan kişilerin büyük bir çoğunluğu hastalığı fark etmiyor ya da önemsemedikleri için genellikle hekime gitmiyor. Uyku apnesi yüksek tansiyon, kalp büyümesi ve kalp atımında düzensizlikler, depresyon ve davranış bozuklukları, diyabet, pulmoner yüksek tansiyon gibi kronik ve ciddi hastalıklara sebep olarak yaşam kalitesini etkileyen durumlara yol açabilir. Aynı zamanda aşırı uyku hali ve konsantrasyon bozukluğu trafik kazası, ev kazası ve iş kazalarına da sebep olabilir” diye konuştu.
Tedavisi var
Uygulanan tedavilerle çoğu hastada horlamanın ortadan kaldırılması ya da en azından azaltılmasının mümkün olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Akçam sözlerini şöyle sürdürdü: “Öncelikle horlamanın sebebi ve beraberinde tıkayıcı uyku apnesi hastalığının olup olmadığının tespit edilmesi gerekir. Aşırı kilo, sigara kullanımı gibi nedenler belirlenerek, hastanın bunlarla mücadele etmesi amaçlanır. Aynı zamanda burun tıkanıklığına neden olan hastalıkların tedavisi de yapılır. Hastanın muayene bulgularına, kişisel özelliklerine ve hastalığın şiddetine göre pozitif havayolu basınç tedavisi, yumuşak damağı, bademcikleri veya dili kapsayan cerrahi tedaviler ya da ağız içi aparatlar gibi tedavi yöntemleri uygulanabilmesi mümkündür.” (DHA
