Özlem ATAÇ 
İlk olarak 1950’lerde İkinci Dünya Savaşı gazilerinin oynamasıyla başlayan ampute futbol, bugün hâlâ hem vatani görevini yaparken gazi olmuşları hem de engelli bireyleri hayata tekrar kazandırmaya devam ediyor. Bursa'da da bu amaçla kurulan gazi ve engellilerden oluşan Bursa’nın ilk ve tek ampute futbol takımı büyük başarılara imza atarken, eksiklikler de gözden kaçmıyor. Bursa Gücü Ampute Spor Kulübü Yönetim Kurulu Başkan Faruk Kuzu, yeni sezon öncesi gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Takımın tam bittiği zamanda devreye girdiğini ve takımı tekrar hayatta tutmaya çalıştığını belirten Kuzu, takımın başına nasıl geldiğini şöyle anlattı: “Biz insanlar bugün sağlamken, yarın ne olacağımızı kimse bilemez. Çok sevdiğim Kore gazisi bir eniştem vardı, onunla otururken bir telefon geldi ve gelen telefon takımın başına geçmem için bir teklifti ve eniştemin ısrarıyla da teklifi değerlendirmeye karar verdim. O zamanlar takım zor durumdaydı çünkü takımın başındaki kişiler rant kavgasıyla çocukları aç bırakıp gittiler. Ben emekli bir vatandaşım, atalarımızın komşun aç yatarken sen tok yatarsan diye bir sözü vardır, biz de öyle yetiştik. Biz de siz kapatın kulübü, biz açarız dedik. Kulüp kapandı, 2013’ün sonunda biz kurduk kulübü. Eski sporcu kimliğim var benim. Ahmet hocamız ise Galatasaray ve Bursaspor’da da görev yapmış, dostluğumuz olduğu için beş kuruş istemeden menfaatsiz yanımızda yer aldı.”

ENGELLİLERİ KUCAKLIYORUZ
“Biz atılımı yaptık, ilk senesi 3 tane, 5 tane attık” diyen Kuzu, “Baktım herkeste neşe kaynağı çünkü bu insan 20 yaşında askere gitmiş sapasağlamken bir uzvu yok olup geliyor. Vatan için kolunu bacağını veren gazilerimiz bunlar. Daha sonra onların yanına engelli kardeşlerimizi de kattık. Biz bu şekilde kaynaştıralım ortaya güzel bir şey çıkabilir diye düşündük. Öyle de oldu. Bu işe girince bir de bedensel engelliler il temsilcisi oldum. Bu yüzden bütün engellileri kucaklamaya çalışıyorum. Biz bunları mutlu etmeye çalışırken rant peşinde olanlar bizi çekemeyip devletin parasını yiyorlar dediler” ifadelerini kullandı. 

TESİSLERİMİZ EKSİK TESLİM EDİLDİ
Bursa Gücü Ampute Spor Kulübü Yönetim Kurulu Başkan Faruk Kuzu, tesislerinde pek çok eksiklik olduğunu dile getirerek, “Recep Altepe zamanında yaptırdığımız lokalimizi Alinur Başkanım sağ olsun bize teslim etti. Tabii çok teşekkür ediyoruz Alinur Başkanımıza ama bize teslim ederken, soyunma odalarından sadece bizini bize teslim etti. Burası ampute tesisleri Ahmet’in, Mehmet’in tesisleri değil. Amputeye yapılan bir tesisin lokalini bir başkasına verdiler kiraya. Öbür lokali de tenis oynayanlara teslim ettiler, bunun yanında soyunma odamızın birini vermediler. Bütün tesisin tamamı bize yapılırken Alinur Başkanımızı yanlış yönlendirdiler ve bize eksik teslim edildi. Bursa’da sadece bize yapılmadı tesis, 256 tane tesis yapıldı ve tesisler eksiksiz bütün kulüplere teslim edilirken, bize eksik verildi” dedi. 

GAZİANTEP ÖRNEĞİ
Ampute takımlarına Bursa’nın ve bazı Bursalı devlet büyüklerinin yeteri kadar ilgi göstermediğini belirten Kuzu, “Takımımızda şimdi 5 tane gazi oynuyor. Bu çocukları biz toplum içine kazandırmak isterken bu konuda destek beklerken bunların yapılması pek hoş bir durum görünmüyor. Toplum içine nasıl kazandırılır, spor yapılarak kazandırılır. Ama maalesef vurdumduymazlığımız var Bursa’da. Gaziantep’te Şahinbey takımı var ve 3 senede Türkiye’yi ayağa kaldırdılar, şampiyon oldular. Bizim desteğimiz yok, sonra bana diyorlar ki senin milli futbolcun var mı? Kaç para veriyorsun bana da senin milli futbolcun var mı diye soruyorsun. Mesela şimdi bizim takımda oynayan milli takımın oyuncusu var seneye bizde durmayacağını biliyorum. Veremem ki ben ona çok para… Gaziantep Belediyesi’ni bu konuda takdir ediyorum, bir tesis yaptı, salonundan tutun soyunma odasına kadar hepsini ampute takımına verdi. Belediyelere sesleniyorum, gidip takım kurmasınlar, para harcamasınlar. Bursa’nın engellilerine Bursa’nın amatör takımlarına versinler o parayı. Belediyenin görevi halka hizmet etmektir. Şehrinin sporcularına yardım etmektir. Devletimizin yapması gereken işleri biz yapıyoruz” dedi. 

GÜZEL ŞEYLER BIRAKALIM 
Kuzu, son olarak şöyle konuştu: “Amputede rant olmadığı için kimsenin de baktığı yok. Bu çocuklar tek bacaklarıyla tek kollarıyla engelleri aşarak azimle spor yapıyor ve dünyada söz sahibi oluyor. Biz karatede, yüzmede, tabancada şampiyonuz. Engelliyi sınıflandırmayacaksın. Bu çocuklar eşiyle çocuklarıyla geldiği zaman oturacak lokalleri yok. Bunun kavgasını yapıyoruz. Bunlar hepsi benim evlatlarım, ben bunları düşünmek zorundayım. Faruk Kuzu bugün var yarın yok. Güzel şeyler yapalım güzel şeyler bırakalım ki bu güzellikler devam etsin.”

Göl Yazıevi'nin konuğu Serdar Uslu Göl Yazıevi'nin konuğu Serdar Uslu

EN BÜYÜK ŞANSIM FUTBOLLA TANIŞMAK
2002 yılında terörle mücadelede sol bacağını kaybeden ve şu anda amputede oynayan gazi Nurettin Balkaya, amputeyle tanışmasını şöyle anlattı: “Şırnak’ta 2002 yılında terörle mücadelede sol bacağımı kaybettim. Daha sonra rehabilitasyon aşamasında Ankara’da TSK rehabilitasyon merkezinde kalırken, bir beden eğitimi öğretmeni internet üzerinden bir araştırma sonucu ampute futbolun varlığını dünya çapında öğreniyor. O öğrenince biz gazilere gelip böyle bir futbolun varlığını anlattı. Önce normal bir hayattan engelli bir hayata geçişte biraz garip gelmişti ama sonra aynı şartlarda olan insanlarla aynı sahada mücadele edileceğini düşününce normal bir futbol gibi geldi bize. Önce 3-4 kişiydik sonra 10-15 kişi olduk. Kendi aramızda halı saha maçları yaptık, zaman çabuk ilerledi. 1-2 sene içinde sayımız 20’ye ulaştı. Biz sadece gaziler olarak bu kadarken daha sonra 2’li müsabakalara döktük. 2004 yılında bunu artık Türkiye içerisinde federasyon şekline getirip liglere dökmeye başladık. 2007 yılında ampute dünya şampiyonasında dünya 3’üncüsü olduk. Bu şartlara kadar belli zorluklar yaşadık ama hep mücadele ettik. Çevremizde sadece gazilerimiz yok mesela engelli olduğu için annesi ve babası tarafından yetimhaneye bırakılan çocuklar da vardı. Çoğu arkadaşımız beden eğitimi öğretmeni ve memur oldu. Şöyle düşünelim bir ağaç ekersiniz o ağaç bir günde büyümez büyümesi bir 15 yılı falan alır işte biz de bu şekilde büyüdük. Engelli bir çocuğun zamanla kendi mücadelesiyle bir sürü sağlam insana öğretmen olduğunu gördük. Ben kendim buraya İzmir’den geliyorum. Bu sene burada Süper Lig’de oynayacağım. Engelliye engelli gözüyle değil de daha çok sağlıklı bir insan gözüyle baktığınız zaman engelli insanlar için bazı şeyler daha kolay oluyor. Ben 20 yaşıma kadar normal bir insan gibi yaşadım. Benim en büyük şansım futbolla tanışmak oldu.