BTSO'dan önemli adımlar BTSO'dan önemli adımlar
Özlem ATAÇ
Bursa'da yılan hikayesine dönen Cargill davasında Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu adil ve makul sürede yargılama yapılmadığı için "hak ihlali" kararı verdi. Konuyla ilgili Bursa Barosu'ndan açıklama geldi. Son gelişmeye ilişkin Bursa Barosu'nda yapılan basın açıklamasına, Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Av. Metin Öztosun, Genel Sekreter Av. Hüsniye Altın Yeşil, Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Eralp Atabek, tazminat davasını açan Av. Ali Arabacı, Av. Yahya Şimşek ve Av. Cumhur Özcan ile vekil olarak ilgili başvuruları yapan Av. Erol Çiçek katıldı. 
 
DOSYA İLGİLİ DAİREYE 
Cargill davasındaki bu önemli gelişmeyi açıklayan Av. Erol Çiçek, “Arabacı, Şimşek ve Özcan, 2005 yılında Bursa Valiliği ile Başbakanlık’a başvurarak, Cargill fabrikasıyla ilgili Yüksek Planlama Kurulu kararı, imar planı ve buna dayanarak çıkarılan inşaat ruhsatının Bursa 2. İdare Mahkemesi’nce verilen iptal kararlarının uygulanmasını istemişler, uygulanmayınca da İdari Yargılama Usulü Yasası uyarınca dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen, Bursa Valisi Oğuz Kaan Köksal, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin ve Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Turgut hakkında tazminat davası açmışlardı. Bu süreçte sadece Gemlik Belediyesi eski başkanı Mehmet Turgut tazminata mahkum edilmiş, diğer davalılar tazminata mahkum edilmemiş, Yargıtay’ın bozma kararlarına karşın yerel mahkeme kararında direnmişti. Yeniden temyiz başvurusu üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da kararı usul ve yasaya aykırı bularak dosyayı ilgili daireye göndermişti” dedi. 
 
BİREYSEL BAŞVURU YAPILDI
Kendisinin 11 yıl sonra davacılara vekaleten makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunduğunu söyleyen Av. Erol Çiçek, “Bu sırada ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun’ çıkarıldı. Bu kanun gereğince başvuru, 3 Ocak 2019 tarihinde Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu’na yapıldı. 21 Ekim 2019 tarihinde başvuruyu kabul eden komisyon, müracaat edenlerin ‘makul sürede yargılanma hakkı’nın ihlal edildiğine karar verdi. Komisyon ayrıca, kararın ‘hızlandırıcı etki’ yapması ve daha fazla sürüncemede kalmaması için, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne bildirim yaptı” ifadelerini kullandı. 
 
ANAYASA ÇİĞNENMİŞTİR
Av. Erol Çiçek, “Bu dava bile tek başına, ülkemiz adalet sisteminin içine düşürüldüğü durumu göstermeye yeterlidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına, yasaya aykırı bir şekilde eylemli olarak direnen hakimler, karar vermemek için davayı çeşitli nedenlerle uzatıp; 14,5 yıl sürmesine neden olmuşlardır. Dava şu anda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndadır. Bu davada, Anayasa açıkça çiğnenmiştir ve bir kez daha görülmüştür ki, ülkemizde yargı bağımsız değildir; bağımsız olmadığı için de tarafsız olamamaktadır. Ülkemiz adalet sisteminin içine düşürüldüğü bu durum, hukuku ve insan haklarını savunmakla görevli biz avukatları derinden üzmüştür” şeklinde konuştu. 
 
TÜRKİYE BUNLARI AŞMAK ZORUNDA
Davacılardan Av. Ali Arabacı ise şunları kaydetti: “Hem tazminatın azlığı nedeniyle hem de yargılama giderleri konusunda hüküm verilmediği için İdare Mahkemesi’ne itiraz edildi. Oradan geldikten sonra bakanlık üç ay içinde tazminatı ödemek zorunda. Burada idarenin temyiz hakkı yok. Bu davalar, Türkiye’nin nasıl yönetildiğini gösteren somut bir yargılama sürecidir. Tam 22 yıldır devam eden bir süreç. Biz Anayasa’nın ikinci maddesine göre sosyal hukuk devleti olduğumuzu sanıyoruz ama bizi hep aldatıyorlar. Uluslararası sözleşme hükümleri ancak Edirne sınırına kadar geliyor. Türkiye’de görmek mümkün değil. İkiyüzlülük diz boyu. Türkiye bunları aşmak zorunda, eğer uygarlaşmak istiyorsa…”