Özlem ATAÇ

Bursa Tip 1 Diyabetliler Derneği, 14 Kasım Dünya Diyabetliler Günü vesilesiyle 2019-2020 yılının ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıya Bursa Tip 1 Diyabetliler Derneği Başkanı Yadigar Aydın, Başkan Yardımcısı Ayşe Evcioğlu ve dernek üyelerinden Doç. Dr. Erdal Eren, Murat Bayizit, Yelda Karayanık katıldı. Derneğin 2015 yılında birkaç gönüllü aile ile oluşturulduğunu belirten Dernek Başkanı Yadigar Aydın, “2015 yılında platform olarak kurulan derneğimiz, 2016 yılında dernek olarak faaliyete geçti. Kurulduğumuz günden beri 2500-3000 civarında olduğu tahmin edilen Tip 1 diyabetli çocuk ve yetişkine ulaşmaya çalıştık, bu bağlamda alanında uzman olan hekim ve diyetisyenler ile her ay bilgilendirme toplantıları gerçekleştiriyoruz” dedi. 

DOĞRUSU DİYABETLİ BİREY
Diyabetli çocukların yalnız olmadıklarını hissettirmek amacıyla harekete geçtiklerini söyleyen Aydın, şöyle devam etti: “Amacımız diyabetli çocuklarımızın farkındalığını arttırmak. Benim kızım 5 yaşında diyabetle tanıştı. Şu an 11 yaşında. Benim yola çıkmamın amacı kızımın tamamen yalnız olmadığını hissettirmekti. Diyabetli bir arkadaşı olsun istedim. Diyabetliler Derneği olarak her yıl şenlikler ve etkinlikler düzenliyoruz, bu etkinlikler sayesinde de onları bir araya getirip ailelerin de kaynaşmasını sağlıyoruz. Biz diyabetli ailelerin en çok sıkıntı yaşadığı şeyler çocuklarımızın insülin pompaları, set rezervuarları ve çocuklarımızın şekerini ölçmek için parmaklarının delinmesi. Bizim çocuklarımız bu sarf malzemeler konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Çünkü ulaşım biraz maddi olarak zor. Biraz da maddi destek vermeye çalışıyoruz. Şu an 15’e yakın çocuğumuza insülin pompası taktık. Parmak delmeden şeker ölçüm cihazı olan sensörü tedarik etmeye çalışıyoruz. Ciddi aktivitelerle de bize destek veren sponsorlarımızla yolumuzu ilerletmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda çok önemli bir konuya değinmek istiyorum. Toplumun Tip 1 diyabetlilere karşı bakışının değişmesi lazım. Şeker hastalığı diye bir şey yok. Şeker hastalığı değildir diyabettir. Hastalık dediğimiz olur biter ama diyabet ömür boyu insülinle yaşamaktır. Şeker hastalığı mevzu değildir, bu bir diyabet olma ya da olmama durumudur. Diyabetli birey ve diyabetli çocuk daha doğru bir söylem olur. Diyabet zorunlu sağlıklı yaşama biçimidir.” 

BTSO'dan önemli adımlar BTSO'dan önemli adımlar


SENSÖR ALETLERİNİ NEDEN DEVLET KARŞILAMIYOR?
Hastalık hakkında bilgi veren dernek üyelerinden Doç. Dr. Erdal Eren, “Diyabet kan şekeri yüksekliğine bağlı oluşan bir sonuçtur. Kan şekerimiz yükseldiği zaman vücudumuzda çeşitli belirtiler ortaya çıkıyor. Bunlar çok su içme, idrara çıkma, kilo kaybı, gece altını ıslatmak gibi… Bu belirtiler daha çok çocuklarda oluyor. Bu belirtiler olduğu zaman biz anlıyoruz ki çocuğumuzda insülin eksikliği var. Çocukta insülin eksikse bahsettiğim şeker yüksekliğine bağlı hiper gliselin ortaya çıkıyor. Aslında diyabet Tip 1, Tip 2 olmak üzere iki şekilde görülüyor. Çocukluk çağı diyabetine Tip 1 diyoruz. Her zaman çocuklarda görülmüyor, 20 yaşından sonraki yetişkinlerde de görülüyor. Tip 2 ise vücutta insülin var ama etkisini sağlayamıyor. Bu yüzden onlarda da şeker yüksekliği meydana geliyor. Tip 1 diyabet önlenemez, engellenemez ve öngörülemez bir rahatsızlıktır. Yani bir çocuğumuzda Tip 1 diyabeti önceden saptayamayız ve engelleyemeyiz. Ailelerin en büyük sıkıntılarından biri kullandıkları insülin pompası, sensör gibi aletlerin devlet tarafından karışlanmaması. Bu aletlerin fiyatı aylık bin lirayı buluyor” şeklinde konuştu. 

ÖDEME SİSTEMİNE ALINMALI
Üyelerden Murat Bayizit ise “Türkiye’de 22 bin civarında diyabetli çocuk bulunuyor. Bursa’da da bu sayı fazla. Sağlık Bakanlığı’ndan bu hastalarımızın şeker ölçümlerini yapabilmeleri için sensörleri ödeme sistemine almalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı.