Osman GÜRÇAY

Para kazanmak hayatın tamamı olsa, Mozaik grubunun hepsinin zengin olduğunu biliyordum ama on bir, artı elli insanın gerçek zenginliği sanatta aradığını da…

Hepsi mesleki kariyerlerin zirvesindeydiler ama 35 yıl önce oluşturdukları Mozaik ruhları müziğe yeni başlamış kadar amatördü…

Yıllar sonra bir imza daha atalım dediklerini öğrendim.

İkna etmek zor olmadı önce hayal kurdum ardından teklif ettim.

Bana inandılar…

Alinur Aktaş Başkanım ve Sevgili Ahmet Bayhan kardeşim de inandı…

Merinos AKKM Orhangazi Salonu hazır ve nazırdır dediler.

..Ve süreç başladı!

Kim bu MOZAİK diyenler oldu…

Ama bende bilmiyordum ki!

Araştırdım öğrendim…

1980 darbesi sonrasının “kapalı toplum” atmosferinde, ismi dönemin “özgün müzik” gruplarından Yeni TürküEzginin Günlüğü ve Bulutsuzluk Özlemi ile birlikte dörtlü olarak anılan Mozaik 1983’teki ilk konserinde dünyanın çeşitli kültürlerinden şarkıları, baladları ve folk şarkılarını kendine özgü çok sesli ve çok canlı vokal düzenlemeleriyle söyleyerek müzik hayatına başlamıştı. Mozaik buradan hareketle 1995’e kadar klasik batı müziği, çağdaş müzik, rock, senfonik rock, caz, pop caz ve bu topraklardaki makamlara, ritimlere kadar uzanan çok geniş bir yelpazeden harmanladığı ürünler verdi; bunu yaparken İsminiz bu yüzden mi Mozaik?” sorusuyla çok sık karşılaştı. Çalışma anlarında ve yaptığı müzikte deneyselliğe çok yer veren Mozaik, pek rastlanmayan şekilde hem enstrümantal müzik hem de Türkçe şarkı besteledi ve yine sık rastlanmayan bir biçimde grubun beş bestecisi vardı. Grup 1987 yılına kadar her konserini o sefere özgü bir tema etrafında kurar, konser öncelerinde seyirciye o repertuvarın ruhunu yansıtan (ve yıllarca saklanan) program dergileri dağıtırdı.

EFSANE ALBÜMLER

 Ölümden Önce Bir Hayat Vardır (1983 kaydı), Ardından (1985), Çook Alametler Belirdi (1988) ve Plastik Aşk (1990). 1995’e kadar süren grubun üyeleri, Mozaik’ten sonra farklı şekillerde ve farklı kombinasyonlarla müziğe devam ettiler.

GRUP ÜYELERİ…

Bünyesinde çeşitli müzisyenleri ağırlamış ve son kadrosu Ayşe TütüncüBülent SomayMehmet TaygunSaruhan Erim ve Timuçin Gürer’den oluşan grubun üyeleri arasında Serdar Ateşer, Sumru Ağıryürüyen, Mehmet Tütüncü, Ezel Akay, Levon Balıkçıoğlu, Cem Aksel ve Ümit Kıvanç da ilk akla gelenlerdi…

Mozaik’in kuruluşundan 35 yıl sonraki İstanbul Kayıkhane’den sonra ikinci ve Bursa’da ilk konserinde 1983-1995 kadrosundan Ayşe Tütüncü, Saruhan Erim, Mehmet Taygun, Timuçin Gürer, Serdar Ateşer, Mehmet Tütüncü, Sumru Ağıryürüyen, Levon Balıkçıoğlu, Ezel Akay ve Yağız Üresin gibi 10 ismin yanı sıra, misafir davulcu olarak Gevende topluluğundan Gökçe Gürçay da yer alacaktı…

Ama ille de beni MOZAİK ile tanıştıran grubun davulunun başına oturması için seçtikleri yeni jenerasyondan Bursalı sanatçı Gökçe Gürçay vardı.

Açılışta MOZAİK’i sahneye davet eden Gökçe Gürçay itiraf etti; o bile inanmamıştı bana ve hayalime…

..Ve dahi bir de Bursalı sanatçı, yönetmen Ezel Akay vardı.

Hepsi sanatçıydı ama hiçbiri televizyonlardaki sabah 11:00 kuşağının “Kim kimi nerede, ne zaman, nasıl?” cıvık sorularının öznesi değildi.

Onlara göre popüler olmak Boğaziçili ve darbe döneminin protest öncüleri kimliklerine ihanet ile eşdeğerdi…

Bu anlamda popüler kültürün galebe çaldığı bir dünyada birer yıldızdılar ama yalnızdılar…

Salon boş kalırsa üzülürsün diyenler de…

Bakarız deyip geri dönmeyenler de…

Ama isimleri müzik ve sanat tarihinde saklı on bir özel insan, Bursa’ya gelmeye karar vermişti bir kere!

Menajer koşulları, sanatçı kaprisi, “canlıyı görmeden çıkmam abi” diyen yeni yetme atarlanması onların fıtratında yoktu…

Geliyorlar dediğim andan itibaren yüzlerce yeni dost edindim.

..Ve alemde yalnız değilmişiz diye kıvandım.

Ve dahi sonunda geldiler!

Hem de karın tokluğuna!

Rahmetli Hikmet Şahin Başkanın Bursa’nın sanat hayatına en büyük hizmeti olan Merinos AKKM Orhangazi salonuna giriş yapınca hepsinin gözlerinin parladığına tanık oldum.

Şimdi sıra konuklarda idi…

Gecenin ayazında terden gömleğim sırtıma yapışırken, beynimde deli sorular dönmeye başladı…

(Özel) Türkiye’de bu evlerin örneği yok (Özel) Türkiye’de bu evlerin örneği yok

Ya olmazsa!

..Ve salon dolmazsa…

İLETİŞİM EKSİKLİĞİNE RAĞMEN

Beceriksizlikten değil sadece tercihten, para değil dost biriktirdiğimi otuz dakika içinde anladım…

Bursa yakın tarihin en özel ve önemli ‘gerçek’ müzik etkinliğine itina ile beceremediğim iletişim eksikliğine rağmen duyarsız kalmamıştı…

Ne tür müzik yapacaklar diye soran dostlarım da oldu… Belli ki hatır için gelmişlerdi ama…

Rüya gibi geçen doksan dakika sonunda sanatçıları alkışların yanında, çok büyük bir şey yapmışım gibi, bana tebrikler yağıyordu…

Merinos AKKM sorumlusu Sevgili Ahmet önümü kesti ve “Biz ekip olarak Mozaik’i bir tiyatro grubu sanıyorduk, ilk kez dinledim ve çok etkilendim. Keşke tanıtımını daha iyi yapsaydın salonda yer kalmazdı” dedi.

Haklıydı! Sürecin hiçbir noktasında profesyonel değildim ve olamadım ama

sadece inandım ve kazandım!

Kazandım derken para falan değil, gelecekte Bursa’da güzel şeylere imza atacak cesareti kazandım…

Yeni dostlar kazandım…

Bu serüvende bana destek olan, yalnız bırakmayan dostlarımı yeniden kazandım…

Böyle önemli, değerli ve güzel konseri kaçıranlar adına da çok üzüldüm…

Bana, “Dert etme, başını yere eğdirmeyiz” diyen sevgi dolu bir dünya kurabildiğimi görünce kendimi yeniden kazandım…

Teşekkür için tek tek isim yazsam sadece grup zaten on bir kişi o nedenle herkes kendini biliyor deyip konuyu bağlayalım…

Siz hepiniz; gelenler, gelmeyenler, gelemeyenler, dudak bükenler… Sizler iyi ki varsınız!

Tek kutuplu dünyayı oldum olası sevmem!