Uzman Psikolog Yıldız Burkovik, “İnsanı yaşatan umuttur. Umut etmenin yolu ise pozitif düşünebilmek. Karamsarlığa düşmeden, olumsuzluklara yenilmeden sabretmek, gerekiyorsa yılmadan defalarca denemek ama asla vazgeçmemek” diyor.

UMUT ETMENİN YOLU

Hayat boyu yaşanan birçok duygu olduğunu, bu duygu ve düşüncelerin birbiri ile anlaşmasının umuda, anlaşmazlığının ise insanı umutsuzluğa sürüklediğini ifade eden Burkovik, sözlerini şöyle sürdürdü:“Umudun yolu açık ve parlaktır. Ancak umutsuzluğunki kapalı ve karanlık... Karanlık yolda göz gözü görmez ve ilerleyemez insan. Ya da görmeden yürür ancak çarpa çarpa, belki de bir şeyleri yıkarak. Ya kendine ya da çevresindekiler zarar vererek, canını acıtarak, can acıtarak. Kırar, döker ve sonunda yorulur. Yorulma ve umutsuzluk ise tükenmeye zemin hazırlar.  Yorgunluk ve sürekli yorgun hissetmek ise artık karamsarlık havasına girmeye sebep olur ve  karamsarlık kaygı ile birleşince, pozitif düşünce ve duygular, sisin içinde kaybolur.

SABIR VE ÇABA ÖNEMLİ

Birinin yaktığı sis ışığı, insana yol gösterebilir belki, eğer gözleri açıksa… Sisin içinde iken yola devam edecekse insan, o ışığa dikkat eder ve kendisi de bir ışık yakar ki bir başka karamsar da onun ışığını görüp kendi yolunu açsın diye. Böylece ışıklar birleşince, daha güçlü bir görüntü oluşur. İşte karanlıkta yakılan bu ışık, umudun ışığıdır. İnsan bir kere görsün yeter ki. O zaman pozitif düşünce kapıdan içeri girebilir. Yavaş yavaş, sanki tarlada ekin eker gibi pozitif düşünceler ekilmeye ve umutla birlikte büyümeye başlar. Kimi zaman ekini büyütecek yağmur olmaz. Ancak birden başlayan yağmurla birlikte de ekinler canlanır ve büyürler an be an. Burada yapılması gereken tek şey ‘sabırlı olmak’tır. Sabırla çalışıp toprağı çapalarsak, toprak da istediğimizi verir bize, hem de doyurana kadar, mutlu edene kadar.” Atıl kalmanın, hiçbir şey yapmadan öylece beklemenin asla çözüm olmadığını ifade eden Uzman Psikolog Yıldız Burkovik, “Pozitif düşünen insan durmaz, yerinde ve doğru düşünmeye gayret eder. Doğru bilgiyi katar kendisine, bunun için çabalar. Yanlış, hatalı ve çarpıtılmış düşünceleri ise kendinden uzaklaştırır sabırla. Kimi zaman çarpıtılmış düşünceleri düzeltmek kolay olmaz. Düşüncenin içindeki temel düşünceyi bulmak gerekir. O düşünce eğer hep imkansızlık üzerineyse, her şeyi imkansız olarak değerlendirir. Zihni ve yüreği mutsuzluk yayar. Üzgün bakar hayata, şaşkın hisseder kendini; hele bir de hiç tanımadığı, aşina olmadığı bir düşünce ise bu. Fakat insanın içinde yaşanmışlıklarla birlikte olgunluk varsa, bunu sabır ve güç ile birleştirerek olumlu yönde adım atabilir. Zihni umut yaymaya başlar ve karamsarlığın izlerini silebilir. Yine de bir zamanlar karamsar olduğunu hemen unutmamak gerekir. Çünkü olumsuz düşüncenin unutulması, olumluya sahip çıkılmasını engelleyebilir. Önemli olan tecrübelerden, yaşadıklarımızdan ders almaktır” diye konuştu.