Özlem ATAÇ 
Tüm dünyada yayılan ve yüzlerce kişinin ölümüne neden olan koronavirüs Bursa’daki Çin restoranlarını da vurdu. Bursa Özlüce’de Çin Lokantası işleten Lifang ve İlahe Zhang çifti Çin’de yaşanan koronovirüsünün kendilerini çok kötü etkilediğini anlattı. Kendisinin Türk, eşinin ise Çinli olduğunu söyleyen İlahe Zang eşiyle tanışma hikayelerini şöyle anlattı: “Hayatımda hep uzak doğu kültürüne hayranlık duyuyordum ve merak ediyordum. Üniversite okurken aynı zamanda çalışmak istedim ve buraya işe başladım. Daha sonra eşim Lifang ile tanıştık. Beraberliğimiz 6 ay sürdü ve 6 ay sonra evlenmeye karar verdik. Şu an Uludağ Üniversitesi Psikoloji son sınıf öğrencisiyim. Haftanın 3-4 günü buraya gelip eşime yardımcı olmaya çalışıyorum. Mutlu bir evliliğimiz var. Evlendiğimiz günden beri hiçbir gün tereddüt etmedim ve mutsuz olmadım. Birbirimizi çok seviyoruz. Ortak çok noktamız var.”

Çare Büyükşehir'de Çare Büyükşehir'de

ÇİN’DEN ÜRÜN GELMİYOR
Eşinin Türkçe’yi tam telaffuz edemediğini belirten İlahe Zang, “Eşim Lifang 6 yıl önce erasmus programıyla Türkiye’ye geliyor. Burayı çok sevince arkadaşlarıyla ortak bu restoranı açmaya karar veriyorlar. Hem turizm işiyle ilgileniyor hem de ortaklarıyla bu restoranı işletiyor. Ailesi Çin’de yaşıyor. Şu an herkesi en çok ilgilendiren bir soru acaba Çin restoranına gidersem virüs kapar mıyım? Bizim cevabımız ise tam eminlikle ve güvenle hayır. Çünkü gerek ustamız ve gerekse işletme sahibimiz yıllardır Türkiye’de ikamet ediyorlar ve bildiğiniz üzere Çin uçuşları iptal ve bu sebeple de Çin’den herhangi bir ürün getiremediğimiz için korkmanıza bir sebep yoktur diyerek güvenle gelebilmelerini isteriz” dedi. 

KÖTÜ YORUMLARA MAĞRUZ KALIYORUZ
Yıllardır belirli müşterilere sahip olduklarını ve bazen masaların hepsinin dolduğunu söyleyen İlahe Zhang, korono virüsünden sonra bütün rezervasyonların iptal edildiğini ve kazançlarında yüzde 50 oranında düşme olduğunu söyledi. İlahe Zhang, “İnsanlar çok ön yargılı davranıyor. Buraya gelmemelerini bırakın şu dönemde sosyal medyadan bize yapılan kötü yorumları bile aklımız almıyor. Tabi ben anlıyorum hassas bir nokta gelmeyebilirler ama sosyal medyadan yapılan kötü yorumlar neden, bizim kimseye bir zararımız yok. Eşim 6 yıldır burada Çin ile hiç bir bağlantısı yok ürünlerimiz tamamen Türkiye’ye ait. Etimizi Türkiye’den temin ediyoruz, Çin’den temin ettiğimiz sadece soslarımız onlarda zaten uzun zaman oldu geleli. Yıllarca saklasanız da onlar bozulmaz. Dediğim gibi hoş görüyle karşılıyoruz gelmemelerini ama bize yapılan çirkin yorumları hak etmiyoruz” diye konuştu. 

FARE SATIYORUZ SANIYORLAR
Türk müşterilerinin zaten az olduğunu söyleyen İlahe, “Koronovirüsü tehlikesi ortaya çıkınca sayılı olan Türk müşterilerimizi de kaybettik. Türkler zaten Çin mutfağına mesafeli, yılan, fare satıyoruz sanıyorlar. Hatta buraya gelip bize kurbağa var mı diye soranlar bile var. Aslında yemek kültürümüz her ne kadar aynı olmasa da damak tadımız birbirine benziyor. En çok tüketilen dana eti ve tavuk. Restoranlarımızda en çok tercih edilen ekşi soslu tavuk ve dana etli nagıldır” dedi. 

ÇİN’DE NELER OLUYOR?
Ailesinin Çin’de yaşadığını söyleyen Lifang Zang ise Çin’de neler olduğunu şu şekilde anlattı: “Ailemden öğrendiğim kadarıyla bu virüs ilk Wuhan’da ortaya çıkmış. Ailemin oturduğu kente koronovirüsü vakası yok ama yinede tedirginlik yaşıyorlar. Dışarı çıkamıyorlar ve korkuyorlar. Bu virüsün yayılma hızı çok yüksek. Ama öldürme oranı çok yüksek değil. Şu anda bu virüsü durduracak bir ilaç bulunmuyor. Eğer herhangi bir komplikasyon ortaya çıkarsa doktor özel tedavi uyguluyor. Eğer bulaştığından şüpheleniyorsan iki hafta kendini karantinaya almalısın. Yüksek ateş, kuru öksürük, vücudunda halsizlik gibi durumlar olursa virüs bulaşmış olabilir. Ama bağışıklık sistemin güçlü olursa ve doktorun da desteğiyle iyileşebilirsin. Şehirlerin karantinaya alınması virüsün yayılmasını engelliyor. Ailemde korunmak için evde kalıyor, ellerini sık sık yıkıyor, ağız maskesi takıyor, ortamı havalandırıyor.”