Deprem riski yüksek kentimizde yönetim organlarınca duyarlı davranışla, vatandaşın can güvenliği düşüncesiyle tedbir amaçlı KENTSEL DÖNÜŞÜM yasası, her türlü mecra kullanılarak tanıtım ve teşvikler uygulanmıştır.

Vatandaşın can güvenliği, modernizasyon arzusu sonucu kat maliki, müteahhit, büyükşehir-ilçe belediyeleri ilişkileri oluşmaya başlamıştır.

HUKUK SAVAŞI BAŞLATTI

2017 yılına kadar bu ilişkiler Büyükşehir Belediyesi ili müteahhit firma arasında ihtiyaç – taahhüt beyanıyla mevcut emsal+emsal artışı+plan notları şartlarıyla kat maliki ve müteahhit karlılığı, belediyede ihtiyaçlarını kaynak harcamadan temin edebiliyor ve projeler onaylanıyordu. Burada ilçe belediyesi sadece uygulayıcı kalıyor, pay alamıyordu. Özellikle Nilüfer Belediyesi bu esnada sadece pay alabilme gayretiyle başta Şehir Plancıları Odası, devamında söz sahibi olabilecek diğer kurumları da tahrikle bir hukuk savaşı başlattı.

Tablo öyle vahim ki

Tam bu esnada 1 EKİM 2017 itibarıyla yürürlüğe sokulan yeni Kentsel Dönüşüm yasası, Büyükşehir başkan değişiklikleri tam bir kaos ortamı yaratmış, ardı ardına yanlışlıklara sebep olmuştur.

Müteahhit firmalar avantaj, kat malikleri hak kaybına maruz kalmışlardır. Bu arada ne yazık ki hukuki mercilerde yanlış verilerle yönlendirilmeye çalışılmış, sonucunda yürütmeyi durdurma kararları ardı ardına çıkmaya başlamıştır. Sonuçta müteahhit firma memnuniyetsiz, kat maliki mağdur bir tablo oluşmuştur.

Oysa yürütmede devamlılık, hukukta aleyhte hükümlerin geçmişe uygulanamayacağı maddeler yok sayılarak, yaklaşık 50.000 insanın mağduriyetine yol açılmıştır.

TAM BİR KOMEDİ

Bu arada donatı alanı adı altında bir konu ortaya atılmıştır ki tam bir komedidir. Projede kişi başına 17,25 metrekare donatı alan terki, olmazsa emsal alan takası veya metrekare bedeli 1.000.-TL/metrekare bedelle varmış gibi kabul hangi hukuki anlayışta var?

Onaylanan projeler eski büyükşehir belediye başkanıyla özel ofisinde yapılan kişisel değil, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığının organlarından geçmiş projelerdir.

Hiçbir yetkiliye anlatamadık

Bu arada mağduriyetimizi anlatmaya çalıştığımız platformlarda ne yazık ki hiçbir yetkili bu güne kadar sorumluluk anlayışıyla konuya eğilmemiştir. Tam tersi lütufkar, hakaretamiz tarz sergilenmişlerdir.

Aşağıda belirteceklerim yerel ve genel yöneticilerimizden kişisel değil, duyarlı ve mağdur birey olarak; Kentsel Dönüşüm konusuna iyi niyet, gayret, ehliyet anlayışıyla çözüm için beklediğim öneri ve endişelerimdir.

Kaosun ana nedeni donatı alan konusuna dere ortasında at değiştirilmez anlayışıyla, vatandaş lehine mutlaka proje başvuru tarihindeki şartları uygulamaya geçin.

  1. Ya plan notlarını uygulayın, yada uygulamak şartıyla müteahhitten aldığınız taahhütleri iptal edin.
  2. Kalite, kapasite sahibi müteahhitleri kazançlarına göz dikerek değil, gözetir anlayışla projelerde bulunmaya teşvik edici olun.
  3. Kanuna aykırı uygulamaların cezasını vatandaş, müteahhit üzerinden gidermek yanlışı yerine imza ve onaylarıyla hatayı doğuran merci, kurum ve kişilerin görevlerindeki liyakatsizlikleri düşünerek çözümleyin.
  4. Evleri yıkılmış, devletten kira yardımı almakta olup bir süre sonra kesilecek olmasına karşın kirada oturmak zorundaki insanların maddi ve psikolojik şartlarına, sahip olduğu tek maddi güvence evlerinin yıkım kararı uygulama riski altında, akıbeti belirsiz insanların maddi ve psikolojik şartlarına empatiyle çözüm olmaya çalışın.
  5. Allah korusun olası bir deprem ve can kaybı halinde ortamdaki vahim tablo herkese, özellikle çözüm üretmeyen sizlere neye mal olur düşünmek dahi istemem.

Bu maddi ve psikolojik şartlarındaki toplumda cinayet, intihar gibi riskleri görmezden gelmek çok büyük hatadır.

Beklentim devleti temsil organlarının temsilcileri olarak sorumluluklarınıza müdrik anlayış ve uygulamalar sergilemenizdir.

Endişe içinde saygılarımla

Erhan OLGUN