Özlem ATAÇ
Bursa Tabipler Odası İnsan Hakları Komisyonu tarafından toplumda yaşanan şiddete dikkat çekmek amacıyla 10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü dolayısıyla ‘Toplum Şiddet Kıskacında’ başlıklı bir panel düzenledi. Türkan Saylan Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Bülent Nazım Yılmaz, Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şube Başkanı Rabia Deniz, Yapımcı Güzin Abraş, Bursa Barosu’ndan Avukat Tekin Öztürk ve İnsan Hakları Derneği MYK Üyesi Avukat Zeynep Ceren Boztoprak katıldı. 


BARIŞ VE DEMOKRASİ HAKİM OLMALI
Şiddeti oluşturan psikolojik, sosyolojik, ekonomik ve toplumsal nedenler, şiddetin yansıması, hukuk sistemi ve cezaların etkisinin masaya yatırıldığı panelin oturum yöneticiliğini Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Bülent Nazım Yılmaz yaptı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Yılmaz, temel insan haklarının yok sayıldığı bir ortamda hekimlik yapmanın ve halk sağlığından söz etmenin mümkün olmadığına dikkati çekerek, “İkinci Dünya Savaşı’nın neden olduğu ağır yıkım ve tahribatın ardından, benzeri acıların bir daha asla yaşanmadığı ve barışın egemen olduğu bir uluslararası düzen kurmak amacıyla imzalanan bildiride yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzen hâlâ kurulmadı. Temel hak ve özgürlüklerin esas alındığı barış ve demokrasinin hakim olduğu bir ortam sağlanması gerekir” diye konuştu. 

EVRENSEL BİLDİRGE ‘HAKKINIZ VAR’ DİYOR AMA…

Mutluluğun yolu Osmangazi'den geçti Mutluluğun yolu Osmangazi'den geçti

Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şube Başkanı Rabia Deniz, toplumda yaşanan şiddette medya ve siyasetin rolünü masaya yatırarak, “Panelimizin adı ‘Toplum Şiddet Kıskacında’ ama bence toplumda kör şiddet var. Ben de gazetecilik penceresinden değerlendirmek istiyorum. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinden beri insan haklarında ne kadar geriye gittiğimizi görüyoruz. Bunu nasıl algılayabiliriz? Basına yönelik baskı ve tehditler, sendikalara ve yöneticilerine yönelik baskılar, gösterilerin, yürüyüşlerin, basın açıklamalarının yapılamaması, izin verilmemesi, buna istinaden kadınlara ve çocuklara yönelik uygulanan şiddet, bunların hepsi insan haklarında ne kadar geriye gittiğimizi gösteren durumlardır” şeklinde konuştu. İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı olduğu, Anayasa’nın 28. maddesinde de ‘Basının hür olduğu, sansür edilemeyeceği’nin açıkça belirtilmesine rağmen, bugün Türkiye’de bu hakkın kullanılamadığına vurgu yapan Deniz, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde Türkiye’deki cezaevlerinde toplam 115 gazeteci bulunduğunu belirtti. 
 

SEVGİ DİLİNİN ÖNEMİ
Yapımcı Güzin Abraş ise şiddetin nedenlerine yönelik sunum yaparak, sevgi dilinin önemine değindi. Son olarak söz alan Avukat Tekin Öztürk ise toplumsal şiddet ve hak ihlallerinin yasal karşılığını anlatarak, herkesin yasalar karsısında eşit olduğunu söyledi. Öztürk, her bireyin ayrımsız olarak yasaların koruyuculuğundan eşit olarak yararlanma hakkına sahip olduğunu belirtti.