Sağlık-Sen Bursa Şubesi’nin genişletilmiş il divan toplantısı İnegöl Oylat’ta yapıldı. Açılış konuşmasını yapan Sağlık-Sen Şube Başkanı Gökhan Yünkül, Türk milletinin vatan sevgisinin 18 Mart 1915’te kahramanlığa dönüşerek destan yazdığını, benzeri bir kahramanlık destanın ise 15 Temmuz darbe teşebbüsünde yazıldığını ifade etti. Avrupa’nın son günlerdeki tavrını eleştiren Yünkül, “Başkasından gelen demokratik taleplere karşı sergiledikleri faşist yaklaşımlar aslında Avrupalı zihniyetin gerçek yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer ülkelere insan hakları ve demokrasi dersi vermeye çalışan bu anlayıştan biz Müslümanların alacağı hiç bir ders yoktur. 1400 yıl önce Peygamber Efendimizin, evrensel bir insan hakları bildirgesi olarak ortaya koyduğu hutbesindeki ilkelerin yanına bu zihniyetin yaklaşması bile söz konusu değildir. Bizler hem ülke insanı, hem de Memur-Sen teşkilatı olarak bu zihniyeti yakından tanımalı ve ülkemizi ilgilendiren meselelerde alacağımız kararları buna göre belirlemeliyiz” dedi.

Divan toplantısına katılan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu ise, “Çanakkale şehitlerimizi, medeniyet coğrafyamızda Allah, vatan, bayrak için toprağa düşen bütün şehitlerimizi, FETÖ terör örgütü kalkışmasında toprağa verdiğimiz şehitlerimizi, 45 yıldır PKK mücadelesinde verdiğimiz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize sağlıklı ömür diliyorum. Benim bir hayalim var. Kızıl elmam AB değil. AB ile iyi geçinmek, ticaret yapmak isterim. Akıllıysalar ay-yıldız ile dost olup, AB içine alırlar, almazlarsa da küsmem. Benim kızıl elmam Türk-İslam ülküsü. Biz değerlerimizi bilirsek, bir olursak, diri olursak ne Srebrenitsa’da katliam olur, ne Karabağ Ermeni esaretinde kalır, ne Filistinli çocuk Yahudi işkencesiyle inler ne de biz parçalanmış kumlarda yüzükoyun yatan Aylan bebeklerin cenazeleriyle karşılaşırız. Bir olacağız, koskoca bir devlet ve koskoca bir ümmet olacağız” diye konuştu.

Topçu, referandum süreci ve anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsi meselesi olmadığını vurgulayarak, “Bu Erdoğan meselesi, değil, yarınların, her doğan ferdin meselesidir. Çanakkale’de dedelerimiz neyin yanında duruyor idiyse onun meselesidir. Sandık başında hep beraber, o gün dedelerimizin kurşun sıktığı gibi, mühürlerle evet vuracağız. Birileri siyaset diyor. Acele etmeyin, 2019 geliyor. Tayyip Erdoğan’ı istemiyorsanız 2019’da seçim var, isterseniz yine 16 parti birden bir araya gelirsiniz. Yetmez arkanıza AB’yi alırsınız, gelirsiniz sandığa, görürsünüz gününüzü. Sizin AB’niz, ABD’niz, FETÖ’nüz, PKK’nız, bizim de Allah’ımız, milletimiz şimdi sistem değişecek, telaşınız neden? Geçmişte önce mülkiye, 10 yılda bir harbiye, vakit kalırsa Türkiye siz sandığa gitmişiniz önemli değil, onların istedikleri iktidar oluyor. Bu sistem bize 65 hükümet kurdurttu fakat bu sistem olsaydı bu sayı 17 olacaktı” dedi.