Mehmet ÇETİNKAYA

Çare Büyükşehir'de Çare Büyükşehir'de

37 yıl önce Şükrü Öner ile tanış olmamız vesilesi ile bir fahri Tatarlığımın başladığımı söyleyebilirim öncelikle.

Kırım Tatarları’nın anavatanlarından 18 Mayıs 1944 soykırımın 76.yıldönümü vesilesi ile ‘Kırım Tatar Türklerinin Kronolojik Tarihi’ni sizlere aktaracağım.

M.S.370 yılında, Atilla’nın amcası Aybars, Kırım’ı Cenevizlerden aldı.

M.S.453 yılında Atilla’nın ölümünün ardından üç oğlu İmparatorluğun güç kaybetmesine sebep oldu. 810 yılında Şarlman kutsal Roma German İmparatorluğunu kurdu, Avarlar'a savaş açtı, galip geldi. Topraklarında kalmaları için Hıristiyan olmaları karşılığında bulundukları topraklarda kalabileceklerdi. Ta ki Arpat modern Hungarya’yı kurana kadar. O tarihten beri Hungarya (Macaristan) Atilla’nın İmparatorluğunun devamı olarak kaldı. Amcasının ölümünün ardından mirasını devam ettirdiler. 571 yılında Hazar Kaanlığının kurulmasında ve yaşamasında yer aldılar.

958 yılında Bizanslıların himayesinde Ruslar ile birlikte Hazar Kaanlığını sona erdirdiler.

1242 yılında Cengiz Han’ın torunu Batuhan himayesinde Altın Orda (Uluorda) Devleti kuruldu. Bu devlet ilk başlarda Moğol dilini kullanmaktaydı. Ancak 40 yıl sonra tamamen Kıpçak Tatarcası hem resmi hem de halk dili olarak kullanılmaya başlandı. Dini İslamdı. Cengiz soyu olan Giraylar da hem Müslüman hem de Kıpçak Tatar Türkü oldular. Toktamış Han ile Timurlenk 1391 Kunduzca Muharebesini yaptılar. Bu muharebe sonunda Altın Orda Devleti zayıfladı.

1441 yılında Kazan, Kırım, Astragan Hanlıkları dağıldı ve herkes kendi hanlığını kurdu. Kırım Hanlığı ise Hacı Giray liderliğinde tekrar tarih sahnesine çıktı.

1475 yılında Kırım’da bulunan Kefe’yi Osmanlı’nın almasına yardım ettiler. Cenevizlilerden alınan bu liman şehri Kırım Hanı ile Osmanlının müttefik olmasına vesile oldu. O günden sonra Kırım Hanlığı yönetim olarak Osmanlı İmparatorluğuna, iç yönetim olarak kendi sistemlerini Mirzalık olarak devam ettirdiler.

1774 yılında Kaynarca Anlaşması ile bağımsızlığına kavuşan Kırım, Osmanlığı İmparatorluğundan çıktı. Sözde bağımsız kaldı. 9 yıl sonra 1783’de Ruslar tarafından ilhak edildi. Osmanlı defalarca Kırım’ı geri almak için mücadele verdiyse de sonuç alamadı.

1853–56 Osmanlı Rus Harbinde İngiliz, Fransız, İtalyan müttefikleri ile birlikte Kırım’ı tekrar aldı. 1860 yılında tekrar Rusların eline geçti.

Bursa’ya en büyük göç 1860–61 yıllarında oldu. O dönemin Valisi Ahmet Vefik Paşa, Kırım’dan gelen mültecilere Uludağ eteklerini iskana açtı. Bugün yaklaşık olarak 150–200 bin Kırım Tatarının yaşadığı tahmin edilmektedir.

Abdül Aziz döneminde Fransa’ya yollanan Namık Kemal ve ekibinde Kırımlı Münevver, İsmail Gaspıralı da yer almaktaydı. O dönem Osmanlı’nın gazetesi olan Hürriyet Paris’te yayınlandı. İsmail Gaspıralı, Paris dönüşü birkaç yıl İstanbul’da öğretmenlik yaptı. Sonrası 1881 yılında Kırım’a döndü, Tercümanı Ahval isimli gazeteyi çıkartarak Türk Dünyasının tanıtımını gerçekleştirdi. Dilde, işte, fikirde birlik şiarıyla Türk Dünyasını yek vücut yapmak fikrini hayata geçirdi. 1917 yılında halen matbaası, kızı Şefika Gaspıralı tarafından işletilmekteydi.

YALNIZCA 1 YIL AYAKTA KALDI

1917 yılında Numan Çelebi Cihan, Kırım Halk Cumhuriyetini kurma girişimde bulundu ve bir sene ayakta kalan Türk dünyasının ikinci Cumhuriyeti Bolşevikler tarafından sonlandırıldı. Numan Çelebi Cihan da kurşuna dizildi. Lenin döneminde 1921-1922 yıllarında suni kıtlık politikası uygulayarak Kırım’ı, Kırım Tatarlarından arındırmak istedi. Ancak bu projenin sonucunu göremeden Lenin öldü. Stalin dönemi başladı.

18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım’da bir tek Tatar kalmamacasına soykırım politikası uygulandı. 17 milyon kilometre karelik Rus Coğrafyasının dört bir yanına yollanan Kırım Tatarlarının yarısı yollarda hayatını kaybetti. 1989 sonrası Perestroyka ile Rusya’nın dört bir yanına dağılan Kırım tatarları, 1600 yıllık Ata topraklarına dönmeye başladılar.

24 Şubat 2014 tarihinde sözde referandum ile Putin’in geçici işgaline uğradılar. O tarihten itibaren 240 yıllık esaret tekrar başladı.

Kırım Tatar Türklerin haklı mücadelesi inşallah en yakın vakitte neticeye ulaşır...

Zafer daima inananlarındır.