Fırat Kalkanı operasyonuyla El Bab ve Cerablus’ta huzuru sağlayan Türkiye, Zeytin Dalı Harekâtıyla da Afrin’i teröristlerden temizleyip güvenli bölge oluşturacak. Türkiye, beş yıl önce Suriyelileri kendi topraklarında bakmak için Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurulmasını talep etmiş, ancak ABD isteğe sıcak bakmamıştı. O dönem, Türkiye’nin fırsattan istifade ederek bölgeyi ele geçireceğini düşünen ABD, şimdilerde ise aynı bölgeye PKK’yı yerleştirmeyi planlıyor.

Hâl böyle olunca Türkiye, kendi göbeğini kesme kararı aldı. Önceki gün başlayan Afrin operasyonuyla ilk hedef, kısa sürede terör koridorunu kesip, sınırımızın güneyinde 130 kilometre genişliğinde, 20-30 kilometre derinliğinde bir güvenlik şeridi oluşturmak. Daha sonra da teröristleri bölgeden tamamen temizlemek.

SERİ ŞEKİLDE YAPILACAK
Başbakan Binali Yıldırım, dün sabah Çengelköy’deki Vahdettin Köşkü’nde medya temsilcileriyle bir araya gelerek hem operasyon hakkında bilgi verdi hem de Türkiye’nin hedeflerini açıkladı. Yıldırım, bu harekâtın tamamen terör örgütlerine yönelik olduğunu, Türkiye’deki ve Suriye’deki sivilleri korumayı hedeflediğini ifade etti. Yıldırım, “Harekât dört safhada ve çok seri şekilde yapılacak. Birinci safha, sınırlarımızdan içeri doğru güvenli bir alanın oluşturulması. Azez bölgesinden başlayarak, kuzey batıya doğru, oradan tekrar güney batıya doğru 130 kilometrelik Afrin bölgesinin bir güvenli şerit oluşturulması, derinliği 20-30 kilometre. Terör unsurlarını yok etmek için oraya ayağımızı sağlam basmamız lazım. Daha sonra gerek Afrin merkezinde gerekse diğer bölgelerinde yerleşik bu terör örgütlerinin yok edilmesi için çalışma yapılacak. Harekâtın süresi sahada karşılaşacağımız durumla netleşecek. Güneye kaçıp sivil halkın arasına karışacaklar, orada da belki sivil halkı kalkan olarak kullanacaklar. O bakımdan ikinci, üçüncü, dördüncü safhalar daha titiz çalışmayı gerektirecek. O bakımdan ilk safahatı bizim için çok önemli. Buradan 20-30 kilometrelik bir bandı güvenli alan hâline getirdiğimiz zaman sonraki işlerin önemi biraz daha azalıyor. O bir temizlik harekatına dönüşüyor. Orada çok aceleci davranmamıza ihtiyaç yok. Afrin’den Türkiye’ye yönelik bir göç dalgasına izin verilmeyecek. Bunun yerine Suriye tarafında kamp alanları kurulacak” dedi.

 

 

8-10 BİN TERÖRİST VAR

 Terör örgütünün bölgeyi kanton ilan ederek halka baskı uyguladığını söyleyen Yıldırım “Yüzde 55 Arap daha sonra Kürtler var, bir miktar da Türkmen var. Bunlara 2014 yılından itibaren sistematik zulüm başlatıldı. İtaat etmeyeni bölgeden uzaklaştırdılar. Şehri terk edenlerin sayısı 300 bini buldu. Bunların büyük bir kısmı Türkiye’ye geldi. 2014’ten beri 700’ün üzerinde taciz oldu sınırlarımızda. Afrin bölgesindeki hudut karakolları, sürekli terör örgütlerinin saldırısına ve tehditlerine maruz kalıyor. Afrin’de sadece PKK uzantısı PYD’li teröristler değil, 50 konvoyluk araçlarla Rakka’dan gelen DEAŞ’lı teröristler de var. Terör örgütü “Bölgede Kürtleri yok etmek için Türk Ordusu operasyon başlattı’ diye kara propaganda yapıyor. Oysa burada tersi bir durum var. Harekât, Kürt, Arap, Türkmen, sivil, gücü, imkanı olmayan insanları kurtarmaya yönelik bir faaliyettir. İşin özü bu” diye konuştu. Yıldırım Afrin’de 8-10 bin civarında terörist olduğunu söyledi.


Başbakan, Genel Yayın Yönetmenimiz İsmail Kapan ve TGRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Ercan Seki’nin de aralarında bulunduğu gazetecilere açıklama yaptı.

ESAD İLE TEMAS YOK

Batı ülkelerinden Zeytin Dalı Harekâtı sebebiyle herhangi bir ambargo beklenmediğini ifade eden Başbakan Yıldırım, operasyonda yüzde 70 oranında millî silah ve mühimmat kullanıldığının altını çizdi. “Zeytinler bölgedeki masum halka, dalları da teröristlere” şeklinde bir ifade de kullanan Yıldırım, “Bu harekât başlamadan önce diplomatik alanda, askerî temaslarda yapılması gereken her şey yapıldı, Rusya ile Amerika ile İran ile... Rejimle görüşülmedi, rejimle Rusya üzerinden görüşülmek suretiyle mutabakat sağlandı. Rusya’nın şu anda bize karşı herhangi olumsuz tutumu yok. Hava sahasının kullanılması konusunda rejimin yönetilmesi, sevk ve idaresi görevini Rusya yerine getiriyor. Biz doğrudan Rusya’ya muhatabız” dedi.

Böyle bir harekâtı yapabilecek ülke sayısı 5’i geçmez

Afrin’e gerçekleştirilen hava harekâtında yüzde 95’lik bir başarı sağlanması güvenlik uzmanlarını bile şaşırttı. Güvenlik ve Terör Uzamanı Abdullah Ağar, “72 savaş uçağı ile gerçekleştirilen hava akınının bir benzeri yakın tarihte görülmedi. En son 2007’de Irak’ın Kuzeyi’ne yapılan harekâta 50 uçak katılmıştı. 113 hedefin yüzde 95.57 bir isabetle 108’inin vurulması ise bir rekor, dünyada benzeri yok. Üstelik 15 Temmuzdan sonra FETÖ’den ihraçlar nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nde savaş pilotu açığı vardı. Buna rağmen 72 uçağın havalanmış olması çok güçlü bir hava akımı” dedi. Mete Yarar ise, “Yakın dönemde bu kadar çok uçağın katıldığı bir operasyon yok. Sayısal anlamda çok büyük ama önemli olan bunun koordinasyonu. Havada 72 uçağı idare etmek bir maharet ister. Dünyada bu operasyonu yapabilecek ülke sayısı 5’i geçmez” değerlendirmesini yaptı.