Mine Cansu MAZI-Özkan YILDIRIM

Kendini insan sağlığına adamış Dr. Hacer Deviren ile Ozon, Akupunktur Tedavisi üzerine samimi ve bilgilendirici bir röportaj gerçekleştirdik...

-Sizleri tanıyabilir miyiz? Bize kendinizden bahseder misiniz?

1991 yılında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Sonrasında mecburi hizmet yapmak üzere Gemlik SSK Hastanesi’nde işe başladım. Pratisyen Hekim olarak hayatıma uzunca yıllar devam ettim. Sonra Aile Hekimliğine geçtim, 6 yıl kadar da Aile Hekimliği yaptım. Bu arada son 6 yıl içerisinde Aile Hekimliği yaptığım sırada bir takım kurslar aldım, eğitimlere gittim. Sağlık Bakanlığı’nın sertifikalandırdığı Ozon Terapi, Akupunktur Terapi, Hacamat gibi sertifikalı eğitim programlarına katılarak onların sertifikalarını aldım. Bu konuda kendimi ekstra olan bütün toplantılarına katıldım, kendimi geliştirmeye çalıştım. Bu eğitimlerim 6 yıl sürdü. Emekliliğimi doldurunca bu taraftaki geleneksel tamamlayıcı tıp adı altındaki tedavi yöntemlerinden alınan sonuçların modern tıbba katkılarını görünce kendimce branş edinmiş gibi bir muayenehane açmaya karar verdim. Muayenehanemde Ozon Terapi, Akupunktur Terapi, Hacamat gibi tedaviler uyguluyorum.

-Peki, sizi yönlendiren, bu mesleğe ön ayak olan kişiler var mıdır? Yoksa mesleğinizi kendiniz mi seçtiniz?

 Aslında beni çok fazla yönlendiren kimse olmadı ama ben 18 yıl kadar Acil Hekimliği yaptım. Hekimliği hep çok sevdim. Niye doktor oldum demedim. Hep çok stresli, hep yoğun sorunlarla karşılaştığımız bir meslek grubu olmasına rağmen çok severek yaptım. Acil Hekimliği de hem çok insanı tatmin eden hem de mutlu eden bir bölüm olmasına karşılık gerçekten insanı çok fazla strese sokan, çok yoran bir bölümdür.

 Bu arada bir yandan da ozon tedavisinin etkileriyle ilgili çok konuşuluyordu. Bir doktor arkadaşımın kaza geçirdiğini, kaza sonrası artık fonksiyonlarını çok iyi yapamaz hale geldiğini, sonra bir yerden ozon tedavisi duyup orada ozon tedavisi aldıktan sonra çok iyileştiğini anlattı. Onun üzerine bende merak uyandı. Tesadüfen Ozon Terapinin bir toplantısına katıldım. Gerçekten orada hocalarımızın anlattıklarından, bir takım hastaların müdahale edildiği, hastalardan aldığımız geri dönüşlerden ozon tedavisinin çok güzel bir tedavi olduğunu öğrendim. Ozon Sağlık Bakanlığı tarafından sertifikalandırılmaya başladı. Oradan sertifika programına katıldım.

-Ozon tedavisi daha çok hangi grup tedavilerde uygulanıyor?

Ozon tedavisi insanlar arasında genç kalmanın tedavi şekli olarak düşünülüyor. Tamamen doğru, artık insanlar yaşlandıkça güçten düşmeden yaşlarını sağlıklı bir şekilde ilerletmek istiyorlar. Ozon tedavisi bu anda gerçekten çok işe yarayan bir şey… Hücrelerimizin oksijenlenmesini çok güzel sağlayan, kan dolaşımımızı düzenleyen, vücudumuzdaki toksinlerin atılmasını, virüs, parazit, mantar, bakteri gibi birçok mikroorganizmaların temizlenmesini sağlayan, hücre içi solunumu sağlayarak oradaki enerji üretimini sağlayan bir tedavi şeklidir. Bundan dolayı dolaşımı çok güzel düzenlediği için, kanın oksijenlenmesini, hücrelerimizin oksijenlenmesini sağladığı için vücudun bütün dolaşımını düzenler, tansiyonu regüle eder, bağışıklık sistemini düzenler. Cildimizde onun etkisi olarak çok güzel bir pürüzsüzlük, bir canlanma, bir ışıltı görürüz. Çok güzel etkileri vardır. Ayrıca detoks organlarımızı çalıştırarak toksinlerin vücudumuzdan atılmasını sağlar. Ozonun ağrı kesici özelliği vardır. O yüzden bütün ağrılı hastalıklarda tedavide kullanır.

Hastalık olarak sayacak olursak bütün romatizmal hastalıklarda çok etkilidir. Cilt hastalıklarında çok etkilidir. Gastrointestinal Sistemle ilgili olan bütün hastalıklarımızda çok etkilidir. Özellikle kabızlıkta muhteşemdir. Bağırsak florasının düzenlenmesinde çok etkilidir. Enfekte yaraların, yatak yaralarının temizlenmesinde, iyileştirilmesinde, tırnak mantarlarında, diyabetik ayak tedavilerinde çok etkilidir. Alerjik hastalıklarda bağışıklığı regüle ettiği için çok etkilidir. Saç dökülmesinde, saçların iyileştirilmesinde, cildin güzelleştirilmesinde Anti-aging etkilidir. Soğuk algınlığı, bronşit, astım, koah gibi hastalıklarda da çok etkilidir. Aslında şu anda sayamadığımız birçok hastalıkta da çok ciddi, faydalı katkısı vardır.

Tek kullanamadığımız yer Bakla Alerjisi olan hastalarda Ozon Tedavisini kullanamıyoruz. Kullanamadığımız çok önemli 2 yer daha var. Tirotoksikoz denilen Hipertiroidi hastalarında (zehirli guatr hastalarında), bir de organ nakli olanlarda kullanamıyoruz.

 Özellikle modern tıbba destek tedavi olması açısından da çok önemlidir. Bir tek ozon tedavisi değil, geleneksel ve tamamlayıcı tıp ekollerinin içindeki tüm basamaklar modern tıbba gerçekten çok katkısı vardır.

-Peki, hocam size bu meslekte, hekimlik olarak rol model olan bir hocanız oldu mu?

 Ben çok küçük yaşlardan itibaren hep hekim olacağımı söylerdim. 5 yaşından beri nedense hep doktor olacağım derdim. Bana bir rol model olan aslında olmadı. Ben 11 yaşındayken babamı akciğer kanserinden kaybettim. Muhtemelen benim doktor olma isteğim çok perçinlendi. Babamı hastalığından dolayı kaybetmiş olmak benim doktor olmamı tetiklemiş olabilir. Kendi kendimin rol modeli oldum.

-Meslek hayatınız haricinde çalışmalarınız var mı? Aktiviteleriniz olsun, STK çalışmalarınız olsun ne gibi çalışmalarınız var?

 Aslında çok fazla vakit bulamıyorum. Çocuklarımda küçük olduğu için, hekim olduğumuz için vakit bulamıyoruz. Ben kesinlikle hayatımızda sporun olmasını savunan bir hekimim, muhtemelen bütün hekim arkadaşlarım ve bilinç düzeyi yüksek olan insanlar sporun katkılarını çok iyi biliyorlardır. Ben özellikle bu spor dalı içerisinde yoga yapmayı, pilates yapmayı çok seviyorum. Yaklaşık 15 yıldır düzenli olarak yürüyüş, pilates, yoga mutlaka yapmaya çalışıyorum. Gerçekten insanın sağlığını düzene soktuğu gibi psikolojik düzeyini çok düzenleyen bir yöntemdir. Spor, beslenme, sosyal çevre genetik faktörler de çok önemlidir. Bence hastalıkların gelişmesinde genetik faktörlerimizin olmasından çok bizim verdiğimiz şekil, hayatımıza spor katmak, bilinçli beslenmek eklediğimiz takdirde hastalıkları çok güzel yenebiliriz.

-Hacer hanım, son olarak neler eklemek istersiniz? Ne tür mesajlar vermek istersiniz?

Geleneksel ve tamamlayıcı tıp yüzyıllardır başlangıcı olan ve modern tıbbı destekleyen tedavi yöntemleridir. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp dediğimiz tedavi şeklinde insanlar bir bütün olarak ele alınır. Saçının ucundan tırnağının ucuna kadar sosyal çevresi, psikolojik durumu, fizyolojik durumu, beslenme şekli, genetik durumu, ekonomik durumu, her şeyi bir bütün olarak değerlendirilerek bir tek hastalık için bile her şeyi değerlendirip ondan sonra tedavi şekli belirlenir. Tek başına yeterlidir diye ısrar etmek çok doğru olmayabilir. Modern tıpla birlikte hareket etmek çok güzel bir şeydir. Bunun sonucu olarak bunların içerisinde en önemlisinin beslenme olduğunu düşünüyorum. Bağırsaklar ve beyin dediğimiz bir şey var. Son zamanlarda bütün insanlar arasında çok fazla yaygın konuşuluyor. Bağırsaklar ve beyin çok önemli, hatta bundan dolayı gaps diyeti denilen bir diyet geliştirilmiştir. Ben aynı zamanda Gaps danışmanıyım. O yüzden bağırsaklarımızın florasını düzenleyecek, bağırsaklarımızın düzgün çalışmasını sağlayacak beslenme şeklini kendimize ilke edinmeliyiz. Bunun yanında bol bol su içmeliyiz. Uyku düzenimiz çok önemlidir ve olumlu düşünmeliyiz.

Bu yoğun zamanınızda bizleri muayenehanenizde konuk ettiğiniz için A Gazetesi olarak sizlere teşekkür ediyoruz. Bundan sonraki çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.

İletişim Bilgileri:

Adres: Yeni Karaman Mah. Sanayi Cad. Humi Plaza Kat: 2 D:14 Osmangazi/BURSA

Telefon: 0 (224) 246 46 18

Web: www.ozonterapiveakupunkturhacerdeviren.com