Abdullah ASLANTÜRK

Birebir Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde özel eğitim öğretmeni olan Ayla Küreşirözel eğitimin ve özel eğitim alan bireyler hakkında gazetemize açıklamalarda bulundu. Özel eğitim alan bireylerin ailelerine de destek olduklarını ifade eden Ayla Küreşir, bu bireyleri sosyal hayata kazandırmak için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.

 Özel eğitim nedir, kimlere verilir?

Özel eğitim, genel eğitimden farklı bir eğitim gerektiren bireylerin yeterliliklerine ve gelişim özelliklerine dayalı olarak ve sosyal gereksinimlerini karşılamak için verilir. Özel geliştirilmiş eğitim programları, araç-gereç ve yöntemleri ile sürdürülen bir eğitim türüdür. Özel eğitim, daha çok çeşitli nedenlerle bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından beklenen düzeyden anlamlı farklılık gösteren bireylere verilir.

Bursa’da yeterince özel eğitim kurumu var mı?

Bursa’da sayıları oldukça fazla özel eğitim kurumları var. Burada asıl olan kurumların sayısından çok nitelikli olmasıdır. Eğitim-öğretim ve nitelikli personel ile eğitim veren kurumların sayısının artması gerekiyor.

Engelli aileleri çocuklarından çekindikleri için dışarı çıkartmıyorlar. Bu konuda ailelere nasıl destek veriyorsunuz?

Öncelikle ailenin yani anne- babanın çocuklarının engel durumu ya da yetersizlik durumunu kabul etmesi ve çocuğuna bu doğrultuda ciddi anlamda destek olması gerekiyor. Gelişimine yönelik çalışmalara ve etkinliklere çocuğuyla birlikte katılması gerekir.Bizlerin de kabul aşamasından sonra ailelere 15 günde veya ayda bir düzenlenecek anne-baba eğitimi ve veli bilgilendirme toplantılarıylayalnız olmadıklarını, içinde bulundukları ve yaşadıkları durumları kendileri gibi yaşayan başka ailelerinde olduğunu göstermeliyiz.Bunu gören ebeveyn diğer ebeveynlerle iletişime geçiyor, fikir alışverişinde bulunuyor ve bir an içine düştükleri olumsuz, ümitsiz duyguların yerine yeni olumlu ve ümit dolu duygulara bırakıyor.

TOPLUMUN BİR PARÇASI

OLDUKLARINI GÖSTERMELİYİZ

Kurum olarak özel eğitim alan bireyleri sosyal hayata kazandırabilmek için çeşitli aktiviteler yaptıklarını ifade eden Küreşir, “Bu noktada Özel Eğitim okulları çocukları aileleri ile birlikte piknik, sinema, tiyatro, müze gezileri, yüzme, at binme, spor müsabakaları gibi birçok sosyal ve sportif faaliyet ve etkinliklere katılımlarını sağlayarak onları da toplumun bir parçası olduklarını göstermeye ve toplumla uyum içinde yaşayabileceklerini anlatmaya çalışıyoruz. Ailelere yapabileceğimiz en büyük iyilik; bugün onların yaşadıkları bu sıkıntıların yarın bizimde başımıza gelebileceğini düşünüp biraz empati ile hareket etmeliyiz. Hayatın her noktasında onlara karşı anlayış, hoşgörü ve yardım duygusu içinde olmamız gerektiği bilincini taşımalı ve yaymalıyız.

Birincilikler elde ettik

Çocukları sosyal hayata kazandırmak amaçlı yapılan etkinlikler hakkında bilgi verir misiniz?

Her birey var olduğu ve ürettiği müddetçe mutludur. Bu bilinçle her çocuğun ilgi, gereksinim ve yetenekleri doğrultusunda onları yönlendirmeli ve desteklemeliyiz. Bu anlamda sporun çocukların kişisel, bedensel, bilişsel ve duygusal gelişimine olan inanılmaz katkılarından bahsetmeden geçemeyeceğim. 2 Aralık 2012 yılında ‘Engeliler Haftası’nda 6 öğrencimle izlemeye gittiğimiz bir özel çocuklar Futsal Müsabakasında sporcu çocukları büyük bir hayranlık ve heyecanla izleyen öğrencilerime bakarken, orada görevli bir hocama: ‘Biz de bu müsabakalara katılamaz mıyız?’ dedim.O da ‘Ayla Hocam bu müsabakalara daha çok devlet okulları katışıyor. Sizin gibi özel okulların katılması, hazırlanması zor, meşakkatli ama yaparım, hazırlarım diyorsan tabii ki yapabilirsin’ demişti.O an kararımı vermiştim, belki zor olacaktı ama benim çocuklarımda bu müsabakalara hazırlanacak, katılacak ve bu büyük heyecanı onlar da yaşayacaktı.O gün bugündür Allah’a binlerce kez şükürler olsun Atletizm, masa tenisi, jimnastik 12- 15, 15-17 yaş kız ve erkek kategorisinde Türkiye birinciliği olmak üzere kendi yaş kategorisinde ikincilikler ve üçüncülükler elde ettik.

EĞLENEREK ÖĞRENELİM İLKESİ

Bu başarıların çocukları onurlandırırken, onların kişilik ve özgüven gelişimlerinde de olumlu değişimlere sebep olduğunu vurgulayan Küreşir,“Bu değişimde Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu (TÖSFED) ve Başkanı Birol Aydın’a tüm federasyon çalışanlarına özel çocuklarımıza ve ailelerine gösterdikleri özel ilgi, alaka ve verdikleri olağanüstü desteklerinden dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. İyi ki bu büyük aileyle tanıştım ve çocuklarımla birlikte unutamayacağımız bir birinden güzel anlara imza atmamıza vesile oldular.Bunlarla birlikte her yıl sonunda yıl sonu gösterilerimizde ‘halk oyunu, tiyatro, drama, dramatizasonlar, çeşitli yarışmalar gibi bir çok etkinlikler yapıyoruz. Bu etkinliklere hazırlanırken tek ilkem ‘Eğlenerek Öğrenmek’ eğlenmeden öğrenmeye karşı öğretmenim. Severek yapılan, öğrenilen her davranışın daha kalıcı olduğuna inanıyorum. Bu bağlamda sevgiyle ve benimsenerek yapılan etkinliklerde çocukların sosyal gelişiminde önemli rol oynuyor” ifadelerini kullandı.

Özel Eğitim öğretmeni olmak nasıl bir duygu ve sorumlulukları nelerdir?

Özel Eğitim öğretmeni olmak dünyanın en güzel ve özel işini yapıyor olmanız demektir. Bu sadece sözde bir cümle değildir hakkını vererek yaptığınızda özünüzde de yaşayacağınız bir cümledir. Özel diyorum çünkü meleklerle çalışıyorsunuz. Söyler misiniz hangi meslek meleklerle bu kadar iç içedir. Mesleğimiz sabır ister,anlayış ister, hoşgörü ister ama en önemlisi aşk ister. Bu işi aşkla yapmazsanız güzel işler yapamazsınız. Bir çocuğa, bir aileye dokunamazsınız.Biz de sevgi esastır. Seveceksiniz ama gerçekten, yürekten seveceksiniz. Bunu çocuğa hissettirdiniz mi yani onun kalbine onun ruhuna dokundunuz mu başaramayacağınız hiçbir zorluk yoktur. Bazen 4 yıl, 6 yıl hatta 8 yıl özel eğitime devam etmiş fakat gözle görülür bir değişim yaşayamamış öğrenciler gelir. Her öğrenci keşif edilecek sonsuz güzellikte bir ada gibidir benim için.  Sevgi dolu bir merhabayla, hoş geldinle başlar. Sonra aileler ‘Hocam ne yapıyorsunuz da bu çocuklar böyle değişiyor ve sizi bu kadar çok seviyorlar’ diyorlar. Onlara sadece sevgimi ve şefkatimi veriyorum. Sevgi ve bilgi birleşince ortaya inanılmaz güzel sonuçlar çıkıyor.Bir çocuk bana geldiğinde artık onun sadece akademik başarısı değil her şeyinden bir bütün olarak ondan sorumlu olduğumu düşünürüm. Onların dünyasından bakıp onların diliyle konuşup onlar gibi olduğunuzda size tüm kapılarını açarlar. İşte o andan itibaren bir çocuğu nakış nakış işlemek tamamıyla sizin ellerinizde sizin yüreğinizdedir. Yani demek o ki kaybedecek tek bir çocuğumuz bile yoktur.