Yalın çalışmalara büyük ödül Yalın çalışmalara büyük ödül
•     Sayın hocalarım, öncelikle sizlere merhaba demek istiyorum. Sayın Edip Ali Demirtaş  sizi  tanıyarak röportajımıza başlayalım isterseniz?
Ben Edip Ali Demirtaş, 1978 Bursa doğumluyum. Yıldırım ilçesinde büyüdük. Bursa Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra, Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi Eğitim Fakültesini tamamladım. Sonrasında Allah nasip etti ilk öğretmenlik deneyimim mezun olduğum okul Bursa Erkek Lisesi'nde gerçekleşti. Biz ailecek eğitimciyiz kreş, etüt eğitim merkezleri olarak faaliyetlerde bulunduk. 2002-2003 yılında özel eğitim sektörüne girdik, ben de o yıllarda üniversiteden mezun olmuştum.  Özel eğitim sektöründe ailem ve ben hem kurum idareciliği olsun hem de yönetim bazında olsun bu sektörde çalışmalar yürüttük. Geçen sene 1 yıl ara verdim ve sonrasında burayı kurduk gördüğünüz gibi. Daha öncesinden görüşmelerimiz olan ortağım Özel Eğitim alan öğretmeni Ünsal Yılmaz ile şuan birlikte güçlü bir şekilde devam ediyoruz.
 
•     Peki sayın hocam, Özel Öncü Bilge Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde ne tür eğitimler vermektesiniz?  Neler yapmaktasınız?  Bu konularla ilgili bizleri ve okuyucularımızı bilgilendirir misiniz?
 
MAALESEF OTİZMLİ DOĞUMLAR ARTIYOR
  Merkezimizde 4 bölüm bulunmakta .4 bölüm derken ilk olarak zihinsel engelliler yani tüm zihinsel engellilere hitap edebiliyoruz. İkincisi Bedensel Engelliler, Tüm fizik tedavilerinde, üçüncüsü özel öğrenme bozukluğu disleksi gibi ve son olarak yaygın gelişimsel bozukluk yani otizm ile ilgili çalışmalar, hizmetler sunmaktayız. Hepsinde çok özel eğitimler vermekteyiz  ama bilhassa otizmde çok iddialıyız. Örneğin otizmde 7-8 sene önceye kadar fazla otizmli yoktu. Arkadaşım Profesör Doktor Bülent Bey'e otizmle ilgili istişarelerimiz  esnasında  “Neden otizm son yıllarda artmakta” diye sorduğumda  hocamız  metabolizma ile ilgili, gıda ile ilgili olduğunu söylemişti. Maalesef otizmli çok çocuk son yıllarda doğmakta. Bu çocukları hayata kazandırmak, hem fonksiyon açısından, hem  toplumsal olarak bir bireyi topluma en yakın nasıl kazandırabiliriz onun çabası içerisindeyiz. Burada ekip olarak okul öncesi, çocuk gelişimi, özel öğretim alan öğretmeni, fizyoterapist, grup öğretmenleri ve psikoloğumuzla hep birlikte en iyi hizmeti sunma çabasındayız.
 
BİZİM FARKIMIZ; EĞİTİM ODAKLI BİREBİR EĞİTİM..
Güçlü olduğumuza inanıyoruz, bizim farkımız; eğitim odaklı birebir eğitim veriyor olmamız .Ünsal Bey tabii bu konuda daha hakim kendi alanı olduğundan  o size daha geniş bir şekilde açıklayacaktır birazdan. Biz burada devletin sunduğu velilere biz kesinlikle “müşteri” adını kullanmayız. Devletin sunduğu imkanı en baştan en sona doğru vermek yani nedir bu örnek verecek olursam;  Bir veliyi evden aldık buraya getiresiye kadar buradan da eve bırakasıya kadar bizim için rehabilitasyon sürecidir. Mevcut okullar var ya ilkokul ve ortaokullar özellikle ilkokulun ilk 3 sınıflarındaki hafif düzeyde özel öğrenme bozukluğu  bulunan çocuklar için ne yapabiliriz?  Nasıl topluma kazandırabilirizin  çalışmalarını, mücadelesini  veriyoruz.
ÖZGÜVEN KAZANDIRICI AKTİVİTELER ÇOK ÖNEMLİ
Bunun yanında çocuklara ne verebiliriz mesela özgüven; Örneğin fizikte kas perdelerinin  açılabilmesi için ata binme, ama bunu biz ders eşliğinde değil de aktivite eşliğinde yapıyoruz. Nasıl?  ayda bir defa ya da iki defa belirli öğrencileri, seçilen  öğrencileri her otizmli değil her fiziksel öğrenciyi  değil hocamızın  psikoloğumuzla birlikte seçtiği  5 - 10 çocuğumuzu  kısım kısım  at binmeye götürüyoruz.  Yarım saat de olsa bir saat de olsa ata bildikten sonra çocuklarımıza özgüven geliyor. Sonrasında burada “ney” dinletimiz oluyor, ders haricinde ve derste “ebru” sanatımız oluyor uzmanlarımız  eşliğinde. Psikoloğumuz aile görüşmelerini kesinlikle her ay düzenli bir şekilde yapıyor. 
 
•   Sayın hocam broşürünüzde gördüm “ücretsiz eğitim-ücretsiz servis” diyor onu biraz açar mısınız?
“Özel gereksinimli  bireylere” artık bu şekilde söyleniyor,  devlet özel eğitim, rehabilitasyon merkezlerine girebilme imkanı sağlıyor bazı şartlar neticesinde özel gereksinimli  bireylerin toplam 12 seanslarına destek  sağlıyor. Devlet eğitimde biz de serviste destek sağladığımızda ortaya böylesine güzel bir slogan çıkmış oluyor.
 
•      Ünsal Hocam , şimdide sizi  tanıyalım ister seniz?
Memnuniyetle, Ben 1980 doğumluyum , aslen Karadenizliyim,  İznik'te büyüdüm. Lise ve üniversiteyi Bursa'da okudum, yüksek lisansımı Konya'da yaptım, bu alan üzerine ve sonrasında uzman oldum. OÇEM’de 7-8 sene kadar çalıştım eğitim hayatımı devam ettikten sonra Nilvak’ta 3 sene çalıştım. Sonrasında birçok rehabilitasyon merkezinde toplamda 15-20 sene kadar görev aldım. Genel olarak uzman olduğum alan grubu otizm, özel öğrenme, disleksi ve benzeri gruplar ama tanı olarak bilmediğim, görmediğim bir grup yok. Velilerimizle, öğrencilerimiz arasında hep birlikte  bir üçgen kurduk Okul, aile ve kendi kurumumuz arasında. Okul dediğim Devlet Okulları. Bizim öğrencilerimizin yüzde doksanı çok ağır değillerse devlet okullarına gidiyorlar. Bizden de günlük 2 saat ya da 3 saat kadar eğitim alıyorlar. Bu üçgende eğitim maalesef iyi gitmiyor. Biz milli eğitimdeki öğretmenler ile konuşamıyoruz bize ticari gözle bakıyorlar, bizim ticaret yaptığımız kanısındalar. Aslında biz bu üçgende istikrarı  bulmamız lazım. Buradaki 1 saat, 2 saatlik eğitim okulda verilmiyor, okulda verilen eğitim burada verilmiyor, bu durum boşa akan bir su gibi gidiyor bu suyu doldurursak, ya da biriktirirsek aslında çok daha kolay yol alacağız bunu buradan söylemek istiyorum. Öğrencilerimizden Ahmet'in, ya da Mehmet’in  öğretmeni ile okula gidip görüşmek istediğimizde dışlanıyoruz. Ticari kaygıdan dolayı maalesef iyi bir  iletişim kuramıyoruz. Velilerle aramız iyi onlar da arayı bulmaya çalışıyorlar sonuç itibarıyla bu sıkıntı Milli Eğitim'den de kaynaklanıyor. Geçmiş zamanların sıkıntıları, tortuları, izleri şu an bizlere yansıyor gibime geliyor. Mutlaka eşgüdüm içerisinde çalışmalar yapmamız lazım eşgüdüm olması durumunda bir ayda çocuklarımızın alacağı eğitimi 2 haftada bile verebiliriz diye düşünüyorum. Biz sadece okuma yazma öğrenmesi olarak düşünmüyoruz bunu, davranış problemleri var. Bu konularla ilgili birçok çalışma yapmamıza eğitimler vermemize rağmen eğitimlerin okulda ve evde tekrarı olmamasından dolayı sıkıntılar yaşıyoruz. Maalesef tekrardan en başa sarmak zorunda kalıyoruz. Hafif düzey engelli grubumuzun da performanslarını arttırma çalışmaları yapıyoruz veya dikkat bozukluğundan dolayı algılayamayabiliyorlar algılamaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bunlarla disleksi, özel öğrenme ile ilgili zaten araştırma grupları oluyor  okullarımızda. 1.-2.-3. Kademelerde…  Anaokulundan sonra başlıyor bu dönem çok önemli erken müdahale çok önemli, erken müdahale edilmezse ağaç yaşken eğilir misali biz bunu eğemezsek o davranış problemleriyle yeni davranış problemleri bir oluyor ve çekilmez bir hal alıyor. Biz ailelerimizden ve okullarımızdan buna erken müdahale edilmesini istiyoruz şu an yeni yeni özel eğitim anaokulları açılmaya başlandı ve de çok geç kalındı aslında. Çocuğun 2-3 yaşında belirlenmesi gerekir ki ona göre hayatının bir şekilde planlanarak çizelgeye oturtulması gerekiyor.
Ayrıca devletin verdiği ödenekler çok kısıtlı olduğu için bizim gibi kurumlar bu durumda çok sıkıntı yaşıyor. Devletin istediği niteliklere sahip olan uzman arkadaşları merkezimizde  çalıştırıyoruz ve bu da tabi personel giderleri anlamında çok büyük maliyetler  getiriyor ama örneğin devlet kendi kurumlarında özel öğretim alanında uzman olmayan kişileri çalıştırırken bizim gibi özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde uzman olmasını istiyorlar. Buda haksızlığa sebebiyet veriyor, bu konuya da son olarak değinmek isterim.
 
•    Edip Ali Demirtaş Hocam son olarak rehabilitasyon merkezinizin  hedefleri ve vizyonu ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Özel eğitime kararlılıkla devam ederek, bu kutsal yolda ekip arkadaşlarıma ve öğretmenlerime güveniyor ve başarılar diliyorum. Bizim öncelikle nihai hedefimiz aklı hür, fikri hür, vicdanı hür mutlak sorumlulukların bilincinde ilkesel ve idealist bir duruşu kendisine esas alabilen, çevresine ve etrafına faydalı, üretken ve özgüvenli bireyler olarak varlık sergilemek ve bunları sosyal hayata uyumlarını özel eğitim olarak yansıtmak ve model olmak diyebilirim. Buradan başta Bursa'da yaşayan insanlarımız olmak üzere bütün Türkiye'de yaşayan insanlarımıza ve velilerimize sevgilerimi selamlarımı iletiyorum esenlikler diliyorum.
Uzman eğitim kadrosu  ve donanımıyla özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri arasında kendine güzel bir yer edinmiş bu güzel kurumu Yıldırım İlçesine  kazandırmış olan  Özel Öncü Bilge Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinin Kurucu Müdürü Sayın Edip Ali Demirtaş'a ve kurum ortaklarından Özel Eğitim Alan Öğretmeni Sayın  Ünsal Yılmaz'a bizlerde çalışmalarında başarılar diliyoruz.
 
 
 İletişim Bilgileri:
 Meydancık Mahallesi,
4. Hamam Sokak   No:8
Tel: 0224 328 22 25- 328 22 26
www.oncubilge.com
Yıldırım/ Bursa