“Biz sadece okumak istiyoruz, çok şey mi istiyoruz!..” diyen bir grup genç, durumlarını ve kendilerini yerinde görmem için beni Üçevler Mahallesi’ne davet etti.

Ben de her zaman olduğu gibi elçilik görevimi yerine getirmek için soluğu onların yanında aldım ve bana anlatılanları; seslerine ses olmak için siz değerli yetkililerin ve okurların huzuruna ve dikkatine sunuyorum…

Ancak hepsi 18 yaşından küçük oldukları için fotoğrafları ve isimleri bende saklı…

MADDİ İMKANSIZLIKTAN

Sevinç Abla…

Gönül isterdi ki biz yanınıza gelelim ve sizi buralara kadar yormayalım. Ancak tıpkı başka bir yere liseye gidebilmek için maddi durumumuz elverişli olmadığı gibi, gazeteye gelmek de bizler için çok zor bir durum… Biz Üçevler Mahallesi’nde ikamet eden gençleriz. Ancak birçoğumuz çok istediğimiz halde maddi imkansızlıktan dolayı liseye de gidemeyen gençleriz.

BİZİM DE LİSEMİZ OLSUN

Bu yüzden birçok mahallede olduğu gibi biz de mahallemizde lisemiz olsun istiyoruz. Çünkü gidebileceğimiz liseler uzakta ve okumaya karar verdiğimiz takdirde oraya ulaşabilmek için otobüs kullanmak zorundayız. Ancak herkes biliyor ki bu otobüslere binebilmek için bilet gerekli ve biz bu biletleri alabilecek durumda değiliz. Okullar da yürüme mesafesinde olmadığından dolayı birçoğumuz ilkokul ve ortaokuldan sonra eğitim hayatı ve hayallerimizle vedalaşmak zorundayız.

KÖTÜ YOLLARA DÜŞMEK İSTEMİYORUZ

Halbuki biz de tüm gençler gibi sadece okumak istiyoruz. Çok mu şey istiyoruz!? Üçevler Mahallesi çok büyük ve lise yapımı için birçok alan var. Ailelerimiz birçok kez bu isteğimizi dile getirmeye çalıştı ancak bunu nasıl yapacağını pek bilemedi. Biz de kendimiz sesimizi duyurmaya karar verdik ve belki bir çözüm bulunur ümidiyle size ulaştık. Baktığımızda hemen hemen her mahallede lise var. Neden bizim mahallemizde de olmasın?..

OKUMAK BİZİM DE HAKKIMIZ DEĞİL Mİ?

Okumak bizim de hakkımız değil mi? Paramız yok diye eğitimimizi devam ettirememek ne kadar doğru? Büyüklerimizden ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bu isteğimizi değerlendirmelerini çok çok rica ediyoruz. Eğer eğitim şartsa, bunun için imkanlar da sunulsun istiyoruz. Çünkü bizler kötü yollara düşmek istemiyoruz. Biz sadece okumak istiyoruz.

Saygılarımızla…

H.S., F.T., M.A.

 ***

 Okul servisi 120’yle gider mi!

Kısa süre önce bir diş hekimine gittim ve salonda beklerken istemeyerek hastayla doktorun arasında geçen diyaloga kulak misafiri oldum. Hasta okul servis şoförüydü. Ve hekim kendisine “Şehir içinde çok süratli gidiyorsunuz” dediğinde, şoför “Yetişmek için buna mecburuz” cevabını verdi. Hekim “Ama yetişmek için trafik kurallarını çiğnememeniz gerekli” cevabını verince de şoför, “Sadece ben değilim ki, birçok arkadaşımız bazen 120’yle bile gidiyor” dedi.

KULAKLARIMA İNANAMADIM

Duyduklarıma açıkçası hem çok üzüldüm hem de kulaklarıma inanamadım. Çocuklarımızı, canlarımızı emanet ettiğimiz şoförler ne olursa olsun asla hız sınırını aşmamalıydı ve onların hayatını riske atmamalıydı. Ayrıca bir servis şoförü çocuk taşırken nasıl bu kadar rahat olabiliyordu!?.. Kaldı ki ben Bademli sırtında oturuyorum ve birçok kez okul servis araçlarının çok hızlı gittiklerine bizzat şahit oluyorum. Mudanya dolmuşlarının da aynı şekilde 100-120’yle gittiklerini biliyorum. Bu yüzden ilgililerin bu durumla daha fazla ilgilenmelerini, daha caydırıcı kanunlar ve cezalar çıkarmaları gerektiğini düşünüyorum. Geç olmadan mutlaka önlemler alınmalı ve insan hayatı tehlikeye atılmamalı. Gereğinin yapılması ümidimle…

İsmini vermek istemeyen bir okur

 ***

HÜRRİYET MEZARLIĞI ALLAH’A EMANET

Ne ölüye saygı var ne diriye!

Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, sizden ricamız Hürriyet Mezarlığı için bir çözüm bulmanız yönündedir. Çünkü ne ölüye ne de diriye saygı yok. Saat 17.00’den sonra mezarlık Allah’a emanet. Hal böyle olunca, Hürriyet Mezarlığı’nda gece başıboş köpekler geziyor ve mezarları tahribat yapıyor. Bizler bunu görünce canımızı geçtik, mezarları düşünmeye başladık. Mezarlığın etrafına tel veya beton duvar yapılmasını yahut mezarlığı 24 saat gözetleyecek güvenlik istiyoruz.

Saygılarımla

İlker KAPTAN

 ***

Pazarcılar avaz avaz bağırmasın

Sevgili okurlar ve sayın yetkililer, bir okurumuzdan gelen mail’i sizlerin huzuruna sunuyorum. Kendisi gönderdiği mail’de bana daha önce de yazdığını ve bizlerin onun şikayetini yayınlamadığımızı söylüyor. Ancak bana daha önce böyle bir mail gelmediğinden, bu şikayetini yayınlama olasılığına sahip değildim. Ve şimdi vatandaşımız mail’ini ve şikayetini yeniden göndermiş, biz de elimize ulaşır ulaşmaz onu yayınlıyoruz. Dileriz bir nebze de olsa sesine ses ve derdine çare oluruz. Bu vesileyle okurlarımıza şunu söylemek istiyorum. Bizlere ulaşan tüm mail’leriniz veya telefonla bilgileriniz, mektuplarınız vs. şüphesiz gazetemizde yer buluyor ve bulmaya devam edecektir. Saygılarımla…

Sevinç ÇELEBİ

 

Merhaba Sevinç Hanım;

Bursa/Osmangazi Belediye Başkanımıza iletmenizi istemiş olduğum bir haberim var. İlgilenirseniz çok memnun olurum. Size bu konuda yazı göndermiştim fakat sonuç alamadım, gazetenizde yayınlanmadı. Benim ve tüm mahalle sakinlerinin istemiş olduğu pazar yerlerinde pazarcıların sesli bir şekilde bağırmamaları ve bayanlara laf atarcasına sözler söylememeleri ki geçtiğimiz yıl bu konuda yasa çıkmış olmasına rağmen hâlâ sesli bir şekilde bağırılıyor ve zaman zaman bu laf atmaya kadar da gidiyor.

BAŞKAN DÜNDAR’IN DİKKATİNE!..

Sizden Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Dündar’a bu durumu iletmenizi istiyoruz. Lütfen pazar yerlerinde satış yapan pazarcılar sesli şekilde bağırmasınlar. Başka illerde böyle bir şekil yok. Olması gerektiği gibi müşteri sessiz sakin alışveriş yapsın. Bizim tüm amacımız ve isteğimiz budur. Örneğin Ankara’da pazarlar sakin. Neden Bursa’da da olmasın!..

Halit ZORLU