Büşra EKİM

Üç yıl önce uğradım ilk kez Niş Kafe'ye. O zamanlar bir özel eğitim merkezinde çalışıyordum. Bursa'nın köylerini, mahallerini gezip; engelli bireylerini araştırdığım dönemlerdi. Üç yıl boyunca tanıdığım, kucaklaştığım her engelli dostumun gözlerinde koşulsuz sevgiyi, ailelerinin bakışlarında ise gelecek kaygısını gördüm. Down sendromlu kuzenim Hilal ile birlikte büyüdük sayılır. Hesapsız, kitapsız, sorgusuz, sualsiz duyguları onda gördüm ben. Hani hep +1 mutluluk deriz ya onlar için... İşin özü sahiden de öyle. Osmangazi'nin bir mahallesinde Ömer'le tanışmıştım. Kocaman bir mahalle içinde, herkesin dostu, arkadaşı... Bütün mahallelinin gözbebeği olmuştu Ömer. Ürünlü'de İlhan ve ailesi benim çok sevdiğim, aile dostlarımızdır. Düzeni, disiplini, hassasiyeti İlhan'dan öğrenmek lazım. Kuruçeşme'de karlı bir günde tanıdığım Huriye, bir kedi yavrusu getirmişti bize. Beraberce büyüttük, yavruları oldu. Huriye, her hafta elinde çiçeklerle gelirdi. Sorarım size, kim her görüştüğünüzde size çiçek verir?

BAZEN TÜRKÜ BAZEN TİYATRO

Hayatımın kırılma noktalarıydı bu tanışmalar, bu dostluklar. Hayat beni bir şekilde hep buluşturmuştu onlarla. Çeşitli dernekler, sivil toplum örgütleri vasıtasıyla yaklaşık on yıldır içlerindeyim dostlarımın. Bazen sahnede türkü dinledim onlardan, bazen en güzel oyun havalarında beraber oynadık. Bazen de ağlattılar beni. Aslında en çok da büyüttüler beni. İçlerinden biri ne zaman gelip sarılsa, ne zaman biri omzuma yatıp uyusa, "hayatta bundan daha doğru yerde olamazdım" dedim hep.

NASIL KEŞFETTİM

Özel Eğitimde çalıştığım üç yıl içinde, en çok uğradığımız yerlerden biri, Nilüfer Rehberlik Merkeziydi. Bazen işimiz uzar, öğrencilerimiz ve velilerimizle bir çay molası verirdik, en yakın kafede. İşte Niş Kafe'yi ilk kez böyle keşfettim. Burası, Nilüfer Özel Eğitim Meslek Okulu - Okul Aile Birliği'nin işletmesi. On yıl önce başlamış bu serüven. Daha ilk gidişimde; bir dostun evinde misafir olmuş gibi hissettim kendimi. Nilüfer Özel Eğitim'in öğrencileri, öğretmenleri, Asiye abla ve çocukları büyük bir aile... Niş Kafenin halka açık bir işletme olması; özel gereksinimli çocukların halkla kaynaşması, kendilerine güvenlerinin artması ve iletişim yeteneklerinin gelişmesine olanak sağlamakta.

NİLÜFER ÖZEL EĞİTİM MESLEK OKULU

2 Ocak 1980 yılında eğitime başlayan Nilüfer Özel Eğitim Meslek Okulu'nda, öğrenciler farklı alanlarda atölye eğitimleri alıyorlar. Mobilya ve İç Mekan Tasarımı, El Sanatları, Yiyecek İçecek, Matbaa Teknolojisi, Seramik ve Cam Teknolojisi, Tekstil Teknolojisi, Tarım Alanı ve Müzik Atölyesi gibi çok yönlü eğitimler bunlar. Öğrenciler, engel durumlarına göre kendilerine uygun atölyelerde bir beceri edinme imkanına sahipler. Ve atölyelerde yapılan mozikler, seramikler, çantalar, el işleri çeşitli kermeslerde, etkinliklerde halkla buluşuyor. Öğrenciler bu vesileyle halk tarafından tanınıyor. Ayrıca fabrikaların yüzde üçlük engelli kontenjanından işe girmelerine olanak sağlanıyor.

ASİYE ANNE

Asiye Asal, kafenin on yıldır çalışanı. Oğlu Ahmet'i beyincik erimesi hastalığından kaybetti. Kızı İrem ise aynı hastalıkla savaşıyor. Tanıdığım en sevgi dolu, güler yüzlü insanlardandır Asiye Abla.

Burası bir yaşam alanı onlar için, nefes aldıkları ikinci evleri. Aynı sıkıntıları yaşayan insanlar olarak, bütün velilerin birbirinin dillerinden anladıkları, aynı ortak paydada buluştukları yer, Niş Kafe. Çocukları burada masa silmeyi öğreniyor en basiti. Çocukları burada, ev ve okul dışında hayata karışıyor. "Biz birbirini çok iyi anlayan insanlarız." sözünü pek çok veliden duydum ben burada.

Asiye Ablanın şu sözü çok hoşuma gider; "Sırtlarında dünyayı taşıyan güzel annelerim var benim,

Güzel bakan çocuklarım.

Umutları olan, yarınlara gülümseyerek bakan,

Hayat yeni güzellikler getirsin hepimize..."

 

Kimse anlamadı down sendromlu olduğunu

YAVUZ ŞEF

Yavuz Beyazıt, Niş Kafe'nin şefi. Abisi Fatih Beyazıt'a telefon ettim. Yavuz'u kendisinden dinlemek istedim. Böyle anlattı abisi Yavuz'u bana; "Yavuz 1987 doğumlu. Başta down sendromlu olduğunu farketmedik. Down sendromun ne olduğunu da bilmiyorduk. Yavuz büyüdükçe farklılaşmaya başladı. Eğitimi için ne yapacağımızı bilmiyorduk. Bir hafta boyunca annemle Bursa'yı dolaştığımızı unutamam. Beşevler Zekai Gümüşdiş İlkokulu'na başladı. Bir gün müdürümüz bizi çağırdı ve Yavuz'un Mithat Enç Özel Eğitim Okulu'nda eğitim almasının çok daha iyi olacağını söyledi. Sağ olsun! Çok büyük bir adımdı bu. Oradan ise Nilüfer Özel Eğitim'e geçti ve mezun olunca da Niş Kafe hayatı başladı Yavuz'un. Önce anne-babam eşlik etti Yavuz'a. Birlikte gidip geldiler. Şimdi ise otobüs kullanıyor, kendi gidip geliyor. Özgüveni yükseldi, insanlarla iletişimi çok güçlü. Her ortama uyum sağlar. Yavuz evde de kendi işini görüyor, bireysel temizliğini yapıyor. Sosyal medya kullanıyor mesela. Büyüklerine çok saygılıdır. Okulu ve ardından iş hayatına katılması Yavuz'u tam anlamıyla hayata hazırladı."

 

Mutluluğun yolu Osmangazi'den geçti Mutluluğun yolu Osmangazi'den geçti

Tekvandoda Dünya ikinciliği

Yavuz, altı yıl kadar tekvando eğitimi aldı. Samsun'da yapılan yarışlarda dünya ikincisi oldu. Halk oyunları eğitimi aldı. Asiye abla, Neslihan öğretmenimiz, tekvando hocamız Hanife Birgül'ün kattıkları paha biçilemez bizim için.  Yani her şey eğitimden geçiyor. Bu çocukların farklılaştırılmaması, toplumdan soyutlanmaması ancak bilinçli bir eğitime dayanıyor. Bu da öncelikle ailede başlar."

Yavuz, artık okuldan mezun olduğu ve devam kafede olduğu için, Niş Kafe'nin yüzü olmuş durumda. Ancak Yavuz, kendi okulunda eğitim alan onlarca arkadaşından sadece biri. Hepsini temsilen bizlere şunu söylüyor gelişimiyle; "FIRSAT VERİLDİĞİNDE OLUR...!

Niş Kafe'yi Ziyaret Eden Herkes Nilüfer Özel Eğitim Meslek Okuluna Uğramalı

Atölyelerde yapılan seramikler, havlular, peştemaller... Hepsi okulun sevgi dolu, güzel çocuklarının ellerinden... Bu ürünlerin satışları da yapılıyor. Niş Kafe'nin ardındaki bu çok yönlü eğitim yuvasını gezmenizi tavsiye ederim.

HALUK LEVENT NİŞ KAFEDE

"Yollarda bulurum İrem, takvimlerden çalarım İrem... Dans ederim hayalinle, yine de yaşarım İrem..."

Böyle söyledi bu şarkıyı Haluk Levent; bir yanında Yavuz, bir yanında Egemen, karşısında İrem'le... Yolu daima güzellikten geçen, halkın sanatçısı, Niş Kafe'nin de yüreğine dokunmuştu geçtiğimiz günlerde.

YASEMİN SUNGUR'LA KİTAP SOHBETİ

Niş Kafe pek çok etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Toplantılar, doğum günleri gibi... Yasemin Sungur; danışman, eğitmen, koç, mentör, konuşmacı kimlikleri ile tanınır ve geçtiğimiz günlerde Niş Kafe'de bir etkinlikte yer aldı. Kendisine kısaca fikirlerini sordum.

B.E : Yasemin Hanım, etkinliklerinizi, kitap sohbetlerinizi takip ediyorum. Kısaca çalışmalarınızdan bahseder misiniz ?

Y.S : Bireyler ve kurumlar için eğitim ve gelişim programları yapıyorum. 12 yıldır İstanbul Oyuncak Müzesinde devam eden Martı Kitap Kulübü etkinliklerimiz büyüyerek devam ediyor. Kültürel ve sosyal etkinlik olarak yaptığımız bu etkinliği sosyal sorumluluk projesi olarak da yapıyoruz. Şu anda İstanbul’da Oyuncak Müzesi dışında, Ataşehir, Büyükçekmece, Caddebostan ve Kadıköy’de, İzmir’de Alsancak ve Urla’da, Bursa’da Nilüfer ve Mudanya’da Kitap ile Sohbet var. Şirketlerde yapıyoruz. Gençler, öğrenciler ve kadınlarla buluşuyoruz farklı dernek ve vakıf organizasyonlarıyla.

B.E : Siz Niş Kafe'de de bir etkinlik düzenlediniz. Niş Kafe ile ilgili gözlemleriniz ne oldu? Neler hissettiniz Niş'te?

Y.S: Niş Kafe’de Kitap ile Sohbet Liderimiz Dilan Pehlivan, Nilüfer Özel Eğitim Meslek Okulu’nun velileri için bu etkinliği sosyal sorumluluk bakış açısıyla gerçekleştiriyor. Okulun öğrencilerinin engel durumları birbirinden farklı o yüzden bazı veliler okul çıkışına kadar çocuklarını beklemekte Niş Kafe'de. Biz de "Kitap ile Sohbet" etkinliğini orada yaparak annelerimize manevi destek vermeye, orada geçen zamana değer katmaya çalışıyoruz. Tüm gün çay, kahve ve sohbet ile geçiyordu. Şimdi annelerimiz çayın, simidin yanında kitapları konuşuyorlar, başka hangi kitapları okusak, çocuklarımıza ne okutsak diye soruyorlar. Pazartesi günlerini iple çekiyorlar tüm gün nasıl geçiyor anlamıyoruz diyorlar. Kendilerinin söylemleri birbirleri ile ilişkileri, çocukları ile ilişkileri, eşleri ile olan ilişkileri, hayata bakış açılarında faydalı olmayı seçtik. Kitaplarımızı onların kendilerini kolaylıkla ifade edecekleri kitaplardan seçiyoruz. Ben de "Kariyerim Gelecek" kitabımla konuk oldum. Böyle bir mekanda olduğumuz, fayda yarattığımız  için mutluyuz.

NEREDEN ÇIKTI BU KAPANMA HİKAYESİ

İşin aslı şudur

Sosyal medyada o kadar gündeme geldi ki son günlerde... Aslında hepimiz kafenin kapanma tehlikesi yaşadığını düşündük. İşin aslı ise şudur: Son günlerde her alanda yaşanan ekonomik durgunluk, Niş Kafe'de de kendini gösterdi. İşleri azaldı kafenin. Bu ekonomik düşüşün ardından, evet destek olmalıyız. Ama bir konuda hassasiyet göstererek! Niş Kafe kapanıyor algısını yok etmeliyiz. Niş Kafe canlanmalı! Bu hem ekonomik katkı adına önemli hem de özel bireylerin, halkla kaynaşması adına günlük hayatın olmazsa olmazı. Temennim; desteklerimizin sürekli hale gelmesi. Farkındalık yaratmamız gereken en hassas nokta belki de şu; engelli bir bireyin iş hayatında, sosyal hayatta var olması bir lütuf değil gerekliliktir.

Kısa sürede, sosyal medya ve basının da çağrısıyla; pek çok insan Niş Kafe'ye gidiyor. Budur diyor insan! Biz buyuz... Yeter ki bunu her alanda ve daimi yapabilelim. Ben de birkaç gün önce oradaydım. İş hayatına ilk başladığım dönemlerde, unutamadığım birkaç isimden biridir; Mehmet Ali Giray. Çalıştığım şirketin Personel İşleri Müdürüydü. Hayata bakışı, olgunluğu, babacanlığı ile hepimizin Mehmet Ali abisiydi. Geçtiğimiz yıllarda ne yazık ki kaybettik kendisini. Eşi Melek Abla ile kafede karşılaştık. Bursa Adliyesi Adli ve İdari Yargı Emekli Personel Grubu olarak kahvaltıya gelmişler. İşte tam da söylemek istediğim buydu. Her kesimden insanı burada görmek, mutluluk verici. Toplantılar, sohbetler, eş dost buluşmaları için güzel bir adres veriyorum sizlere; Yavuz'un çayı, Asiye ablanın kısırı, gönüllü annelerimizin mantısı lezizdir.

NİŞ KAFE İLETİŞİM

Fethiye, 6, Feda Sk., 16140 Nilüfer/Bursa

Asiye Asal :  0530 923 56 77

Niş Kafe     :  0224 241 25 00

Ve Niş Kafe'nin açıldığı günden bugüne gönüllü abisi olan Yüksel Şahin'in, çok hoş bir sözüyle bitireyim;

"Bir Çay Bir Tebessüm Bize Yeter..."