Ali Eşref UZUNDERE

Bursa’da 4.’sü düzenlenen Geleneksel ve Tamamlayıcı Uygulamaları Yönetmeliği, HETADER Bilimsel Etkinlik Günleri kapsamında tertip edilen sempozyumda tartışıldı. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Daire Başkanı Dr. Zafer Kalaycı, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamaları konusunun dünyada ciddi manada tartışıldığına dikkat çekti.

HİPOKRAT’INDAN İBN-İ SİNA’SINA

 Türkiye’nin konuya çok titiz yaklaştığı bilgisini vererek konuşmasını sürdüren Kalaycı, “8-9 temmuzda Çin’de geleneksel tıp konusunda yapılacak bir toplantıda bizim yönetmeliğimiz eğitim standartlarımız anlatılacak. Biz güzel şeyler yaptığımıza inanıyoruz. Geleneksel tamamlayıcı tıp ve uygulamaları ile ilgili dünyada bir yarış da var. Ben Çin’e gittim Kore’ye gittim. Çin’e gittiğimde geleneksel Çin tıbbı, Kore’ye gidiyorum geleneksel Kore tıbbı, Almanya’ya gittiğimde geleneksel Alman tıbbını karşımda gördüm.Biz inşallah Cumhurbaşkanımızın da desteği ileAnatoliyaMedisın adı altında marka da oluşturmaya çalışıyoruz Anadolu tıbbı. Çünkü bu topraklar ciddi bir tarihe sahip, binlerce yıl öncesine dayanan bir tıp geleneği var. Hipokrat’ından İbn-i Sina’sına; isimlerini sayamadığım bir sürü geleneksel tıbbı uygulayan insanları bünyesinde barındırıyor. Biz bunları da kullanacağız. Bu noktada biz modern tıp anlamında da çok çok ileri durumdayız” değerlendirmesinde bulundu.

AKILLI TARIM DA ŞART

Sağlık ve sağlık turizmi yatırımı yönünden ülkemizin iyi durumda olduğu bilgisini vererek açıklamalarını sürdüren Kalaycı, “Her biri 3500 yatak kapasiteli 28 tane şehir hastanesi yapıyoruz. Bu konuda bir sıkıntımız yok. İnşallah geleneksel tamamlayıcı tıp konusunda da ABD ve Avrupa’da olan integral tıp başlığı altında çalışmalar yürütülecek. Bizimyönetmeliğimiz bir nevi onu da kapsıyor.Biz aslında onu örnek alıyoruz. İntegral tıp dünya sağlık örgütünün stratejik planı içerisinde tanımlanan geleneksel tamamlayıcı tıbbın modern tıp içerisine entegrasyonu şeklinde çalışmalarımız var. Geleneksel tıbbın uygulama alanı çok geniş. Fitrotarabi yönünden Bursa çok geniş bir endemik bitki yoğunluğuna sahip bir ilimizdir. Bunu da değerlendirmemiz lazımdır. Türkiye’nin şu anda 4700 tane endemik bitki türü var. Bu akıllı tarımla 12 binlere çıkarılabilir. Biz bunun ancak yüzde 1-2’sini kullanabiliyoruz.4700 endemik bitki türü sadece bu ülkede Anadolu coğrafyasındaki topraklarda yetişebilen bitki türleridir. Avrupa’daki tüm endemik bitki türünü topladığınız zaman bu sayıya ulaşamıyor. Ciddi bir endemik bitki zenginliğimiz var. Dünya’nın bitkiyle tedavisinin büyük bölümü Çin üzerinden gidiyor. Yüzölçümü Anadolu’dan kat kat fazla, Çin’de dahi bu kadar tür endemik bitki yok. Biz kullanamıyoruz; inşallah bu geleneksel tamamlayıcı tıpla birlikte endemik bitkilerimizin doğru kullanımı tıbbın içerisinde kullanılır. Kozmetik alanda kullanımı konusunda da çalışmalar olacak” ifadelerini kullandı.

Geleceğin kenti için

‘BTSO olarak ortaya koyduğumuz vizyonla, ortak aklın ürünü olan stratejilerle hedefimize doğru ilerliyoruz’ diyerek açıklamalarına başlayan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kurulu üyesi İlker Duran ise şöyle konuştu: “Geleceğin kentini kurgulamak amacıyla çıktığımız bu yolda farklı sektörler arasındaki sinerjiyi sağlayarak uluslararası rekabettefirmalarımızı daha avantajlı bir konuma taşımaya çalışıyoruz.

Sağlık sektörünün geçmişi önemli gündemlerin arasında yer almaktadır. 20 sektör konseyi yapılanmamızdan biri olan sağlık konseyimiz, bu odakta çalışmalarına devam ediyor. Özelliklesağlık serbest bölgesi projemiz Bursa’dasağlık turizminin gelişimi açısından büyük önem taşıyor. Tıbbi hizmetlerin yanında, SPA Termal, yaşlı bakımı gibi hizmetleri de kapsayacak kapsamlı bir sağlık köyü olmasını planladığımız bu proje ile inşallah global sağlık turizmi pazarından Bursa’nın hak ettiği payı almasının önünü açacağını düşünüyorum.Sağlık alanında bir diğer önemli projemiz ise; sağlık bakanlığımızın da destek verdiği ‘Sağlık Teknolojileri Kümelenmesi’ projesidir. Bu projemizle de çoğunluğu ithal olan ve cari açığa sebep olan medikal cihazların Bursa’mızdaüretilmesiniamaçlıyoruz.İnşallah bu projelerimiz ve diğer kurumlarımızın da katkılarıyla Bursa’mızı hem tıbbı cihazların üretim üssü hem de medikal sağlık ve termal tedavi turizmi alanında merkez konuma getireceğimizi ümit ediyorum.

HETADER’İN BÜYÜK ÇABASI

Hemofili ve talasemi derneği HETADER, kurulduğu 2013 yılından bu yana gerçekten aktif bir biçimde çalışarak önemli projelere imza atıyor. Bursa şehri olarak böyle bir derneği bünyemizde barındırdığımız için şanslıolduğumuza inanıyorum. Başta Elif Güler kazancı hanımefendi olmak üzere hemofili ve talasemi hastalarının tedavileri ve topluma kazandırılmaları sağlamak gibi ulvi bir görev üslenerek yola çıkan HETADER’in tüm çalışanlarına teşekkürlerimi sunuyorum. BTSO olarak elimizden geldiğince HETADER’in çalışmalarında elimizden geldiğince  yanlarında olmaya gayret ediyoruz.

ÖZEL EĞİTİM ALMIŞ HEKİMLER ŞART

‘Kan kardeşim olurmusun?’ kampanyası başta olmak üzere,bir çok farklı projede beraber çalıştığımız HETADER’in bugün de önemli bir etkinliğinde sizlerle bir aradayız.Ülkemizde 2014 yılının sonlarına gelene dek, her hangi bir mevzuatı ve altyapısı bulunmayan geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları, sağlık bakanlığı tarafından 2014 yılının sonlarında yayınlanan geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları yönetmeliği ile düzenlemeye kavuşarak yasal hale getirilmiştir. Bu yönetmelikle beraber istismara oldukça açık bir alan olan bu uygulamaların özel eğitim almış hekimler tarafından özel ekipmanlarla donatılmış kurumlar tarafından uygulanma şartının getirilmesi ülkemiz açısından önemli bir durumdur.

ÖNEMLİ BİR ADIM

Bakanlık tarafından hayata geçirilen alternatif tıp uygulamalarını yasal teminat altına alan bu yönetmeliği toplum sağlığı açısından oldukça önemli bir adım olarak görüyor. Günümüzde geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları artık insanlar tarafından çok daha rağbet görür hale gelmiştir. Doğal ürünlerin güvenilir olduğu inancıyla beraber modern tıpta kullanılan sentetik ilaçların maliyetlerinin de yüksek olusu insanların bu tedavi yöntemlerine olan ilgisi de  giderek artıyor.Sayısı neredeyse 100’ü aşan bu tedavi yöntemlerine artan ilgi geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları hakkında halkın bilgilendirilmesini de zorunlu hale getiriyor. Toplumda bilgi eksikliğinin hat safhada olduğu böylesine bir konuda başarılı bir organizasyona imza atan HETADER ve destekçi kurumlarını kutluyorum.”

Genç ve diri tutmak için…

HETADER Başkanı ve yönetim kurulu üyelerine; sempozyumundüzenlenmesine katkıda bulunan kurum ve kuruluşların yönetici ve üyelerine teşekkür ederek konuşmasına başlayan Vali İzzettin Küçük’ün eşi Ayşe Küçük ise açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:“İnsanlık tarihi başladığı günden itibaren, hayatta kalma mücadelesi veriyor. Doğduğumuz, biraz daha büyüme zamanımızdan itibaren de bedenimizi ne kadar daha sağlıklı tutabiliriz, ne kadar daha genç ve diri tutabiliriz, ne kadar yaşlansak da bedenimizi daha genç ve enerjik tutabiliriz ömrümüzün sonunda da çok daha iyi bir bendenle öbür dünyaya göçebiliriz diye güç ve çaba harcıyoruz.Üzerinde yaşadığımız coğrafya binlerce yıldır sonsuz bilgileri üretip barındırdı. Ve bugün de burada konuşmacıların çok değerli bilgileriyle toplu olarak dinlemek öğrenmek imkanınasahip olduk. Onun için çok değerli, çok özel bir organizasyon. Bu organizasyonu bu kadar özenle sevgiyle kendi emekleriyle hazırlayan tüm arkadaşlarımıza emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyorum.”