Erdal ŞİMŞEK-Mehmet ÇETİNKAYA

Ülke ekonomisinin lokomotif 'SİAD'larından Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, Bursa Şubesi tarafından düzenlenen ‘Gelecek Sensin, Sahip Çık’ organizasyonuna katılarak hem referandum hem ülke hem de dünya ekonomisindeki gidişatla ilgili açıklamalarda bulundu. Programın açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Bursa Şube Başkanı Mustafa Gürses, iş dünyası olarak, 2017’ye umutla girdiklerini dile getirirken yılın ocak ve şubat ayındaki ihracat rakamlarının herkesi mutlu ettiğini söyledi. Daha sonra kürsüye gelen Nail Olpak ise küresel piyasaların FED’in para politikalarına yoğunlaşmış durumda olduğunu belirterek, “Yani, yine finans odaklı bir ekonomiden bahsediyoruz. Faizin doğrusunu yanlışını, faizden kimlerin yararlandığını veya faizin kaynağını değil, faizlerin sadece oranlarını tartıştığımız çarpık sistem, ne yazık ki hâlâ devam ediyor” eleştirisinde bulundu.

FİNANSMAN ERİŞİM DERDİMİZ BİTMELİ

Nail Olpak, ülke girişimcisinin en önemli sorunlarından birinin de finansmana erişim ve teminat olduğunu defalarca vurguladıklarını belirtirken, "Güzel bir atasözümüz var; ‘Tek çiçekle bahar olmaz’. Birkaç damlayla taşları delemeyiz. Başarı, devamlılık ister, süreklilik ister. Bu da, çalışmanın sürdürülebilir olmasını lüzumlu kılar. Bireysel ve toplumsal meselelerde, bir hedefe ulaşmak istiyorsak, işler dönüp dolaşıp sürdürülebilirlik kavramında düğümleniyor. Sürdürülebilirlik, istikrar demektir. İstikrar olmadan; yeni hedefler belirlemek, yeni başarılar elde etmek şöyle dursun, mevcut kazanımları korumak bile mümkün değildir. Biz iş dünyası olarak, Anayasa’dan etkileniyoruz. İş yapmamız, Anayasa’nın yanlış yorumları, garip maddeleri, acayip uygulamalarıyla, açıkça engelleniyor. Ama kimileri de gayet iyi bildikleri halde, bunu görmezden geliyor” diye konuştu.

Geleceğimize sahip çıkalım

Nail Olpak, şöyle devam etti: “Şunu açıkça söylemek istiyorum. Mevcut sistem arızalı. Güçler karmaşasını ve siyasi krizleri ortadan kaldırarak, yönetim sisteminde istikrarı sağlayacak esaslı bir anayasa değişikliği yapmaya mecburuz. Bugün, tamamen yasal yetkilerini kullanan, bunları kullandığı için de kimilerince eleştirilen fakat sorumluluk da taşımayan bir Cumhurbaşkanlığı var. Milletin oyuna sunulacak olan Anayasa değişikliği, bir tercih değil, bir ihtiyaç. Size eğer, ‘Ayran mı içmek istersiniz, yoksa su mu içmek istersiniz?’ diye sorarlarsa, tercihinizi belirtirsiniz. Ama çölde susuz vaziyetteyken, birisi size ‘Su içmek ister misin?’ diye sorarsa, orada su içmek, bir tercih değil, bir ihtiyaçtır. İş dünyası olarak, sürdürülebilir bir kalkınma için, Türkiye’nin bu en temel ihtiyacının mutlaka karşılanması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle ‘geleceğimize sahip çıkalım’ diyoruz.”