Fulya GÜVEN-Özkan YILDIRIM

Sayın hocam, bize ve okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?

Prof. Dr. Halit Andaç, 1959 Amasya doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Anadolu’nun değişik yerlerinde yaptım. Sonra Ankara Fen Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım. 1982 yılında Pratisyen Hekim olarak mezun oldum. Mezun olduktan sonra zorunlu hizmetimi Konya merkezde yaptım. Daha sonra yedek subaylık görevimi İstanbul’da bitirdim. Sonrasında eşim Serap Andaç’la evlendim. 1984 yılında Ankara’da Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi ihtisasına başladım. Yaklaşık 5 yıllık ihtisas eğitimi esnasında 1985 yılında bir erkek çocuğum (Çağrı Andaç) dünyaya geldi. Bitirdikten sonra 1989 yılında İzmir Yeşilyurt Devlet Hastanesi’nde Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı olarak başladım. 1992 yılında ikinci oğlum (Efe Andaç) dünyaya geldi. 1994 yılında Kalp ve Damar Cerrahisi dalında Kayseri Erciyes Üniversitesi’nde Doçent unvanı aldım. 1999 yılında Profesör unvanını alarak Urfa Harran Üniversitesi’nde göreve başladım. 1999-2006 yılları arasında Urfa’da Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. olarak görev yaptım. 2007 yılında Muğla Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin kurucu eğitim üyesi olarak göreve başladım. 2009 yılında da Bursa Özel Çekirge Kalp ve Aritmi Hastanesi’nde göreve başladım.

HASTA PROFİLİMİZ YÜKSEK RİSKLİ

Sayın hocam, aynı zamanda güzel bir kariyer, Özel Çekirge Kalp ve Aritmi Hastanesi’nde çalışmalar nasıl gidiyor? Ne kadar ameliyat yaptınız, rakamlardan bahseder misiniz?

2009 yılından beri Bursa Özel Çekirge Kalp ve Aritmi Hastanesi’nde görev yapıyorum. Senede yaklaşık 1000 vaka yapıyoruz. 10 yıldır 900’ün altına hiç düşmedik. Bu vakalar hiçbir zaman seçilmiş vakalar olmuyor. En yüksek riske sahip olan, birçok merkezin yapmakta imtina ettiği, çok riskli bulduğu hastaları ameliyat ediyoruz. Hatta Aortic Stenosis dediğimiz Kalp Cerrahisinin en ağır ve zor olan ameliyatından bölgede yapan birkaç yerden bir tanesiyiz. Bütün Güney Marmara, Çanakkale, Balıkesir, Kütahya, Yalova civarı ilçeler dahil olmak üzere Aortic Stenosis olgularının tamamı bize yönlendiriliyor. Senede 30’un üstünde Aortic Stenosis vakası yapıyoruz. Diğer vakalarımızda hiçbir zaman seçici olmuyoruz. Hasta eğer ameliyat olabilirse, yani cerrahi olarak ameliyat edilebilir durumdaysa riskinin yüksek olması bizi endişelendirmiyor. Ameliyattan yarar göremeyecek bir hastaysa bunu kendilerine bildirerek alternatif tedavilerini uyguluyoruz. Riskli bulduğumuz hastaların nerdeyse yüzdesi toplam ameliyat ettiğimiz hastaların yüzde 40’ı diyebilirim. Hasta profilimiz genelde yüksek riskli hasta profili. Sonuçlarımız gayet iyi, hiçbir zaman yıllık hasta kayıp oranımız yüzde 2’nin üstüne çıkmadı. Ortalama yüzde 1 diyebilirim. Ekip gayet oturmuş durumda, herkes sorumluluğunu yeterince biliyor, kavramış durumdalar ve yerine getiriyorlar. Hastane yönetimi bu konuda bize son derece anlayışlı davranıyor. Her türlü tıbbi ya da gayri tıbbi talebimiz en hızlı şekilde gerçekleştiriliyor. Huzurlu bir çalışma ortamımız var. Ekip işini çok iyi biliyor, herkes sorumluluklarını yerine getiriyor.

 Doktora danışmayı ertelemeyin!

 Peki, hocam vatandaşlarımıza sağlıklı bir kalp için neler tavsiye edersiniz?

Kalp hastalıklarının 2 farklı sebepleri vardır. Bunlardan bir tanesi doğumsal kalp hastalıkları, diğeri edinsel kalp hastalıklarıdır. Doğumsal kalp hastalıkları cerrahi olarak bizim şu an uğraştığımız saha değil. Doğumsal kalp hastalıklarıyla ilgili olarak alınabilecek önlemler; akraba evliliklerinden kaçınmak, annelerin hamilelikleri esnasında ilaç kullanmamaları, ateşli hastalıklar olduğu zaman ilgili hekime en hızlı şekilde müracaat ederek ateşli hastalığın hamilelik sürecinde bebeği etkileyip, etkilemediğinin öğrenilmesi, eğer olumsuz bir etkilenme olmuşsa gerekli tıbbi tahlillerinin talep edilmesi, doğumsal kalp hastalıklarının, doğumsal kalp anomalilerinin engellenmesine mutlaka yardımcı olacaktır. Edinsel kalp hastalıkları dediğimiz zaman iki farklı grup karşımıza çıkıyor. Bunlardan bir tanesi romatizmal kalp kapağı hastalıkları, bir diğeri ise Ateroskleroz dediğimiz halk arasında damar sertliği olarak bilinen hastalıklardır.

ROMATİZMAL KALP HASTALIKLARI

Romatizmal kalp hastalıkları için alınacak önlemlerin başında; hijyen, sağlığa yeterince önem verilmesi, en ufak rahatsızlıklarda hekime danışılarak ilgili ilaçların kullanılması, rastgele antibiyotik kullanılmaması, özellikle akut eklem romatizmasına sebep olan birtakım bakterilerin etken olduğu boğaz enfeksiyonlarında ilgili hekimin tedavisine başlayarak bu söz konusu hastalığın kalbi etkilemesinin engellenmesi, romatizmal kalp hastalıklarının gelişimi engellenebilecektir. Günümüzde romatizmal kalp kapak hastalıkları gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bizde de süratle azalıyor. Benim uzmanlık öncesi dönemde gördüğümün çok çok altında romatizmal kalp kapak hastalığı görüyoruz. Bu ülkemiz için sevindirici, bunun sebebi artık insanların sağlığına daha fazla önem vermesi, hekime daha kolay ulaşılabilmesi, etkili antibiyotiklerin günümüzde daha fazla sayıda var olması, tanı koyma imkanlarının şu anda daha gelişmiş olması romatizmal kalp kapak hastalıklarının daha az görülmesinin başlıca sebepleri olarak görülüyor.

DAMAR SERTLİĞİ

Son grup ise Ateroskleroz dediğimiz halk arasında damar sertliği olarak bilinen hastalıklardır. Çağımızın en büyük problemidir. Dünya için ciddi bir tehdit, şu an dünyada ölüm sebeplerinin en başında geliyor. Kalp damar hastalıklarının gelişiminde bilinen risk faktörleri var. Bunların başında genetik faktörler geliyor. Arkasından şeker hastalığı, sigara kullanımı, yüksek kolesterol, obezite, hareketsizlik, stres, bunlar da söz konusu hastalığın ortaya çıkmasını ya da kolaylaştıran risk faktörleri olarak karşımıza çıkıyor. Sizin de tahmin edeceğiniz gibi bunlardan ilk iki tanesine çok fazla yok etmek için yapılabilecek bir şey yok. Genetik faktörleriniz varsa bunu bir şekilde yok edemiyorsunuz. Şeker hastalığı da ortaya çıktığında tamamen yok edilmesi diye bir şey mümkün olmayacak ancak bununla ilgili tedbirleri tabii ki almak mümkündür. Diğer risk faktörleri kişinin kendisinin kendinden uzaklaştırabileceği risk faktörleri; mesela sigara içmemek, yüksek kolesterollü beslenmemek, hareketsiz kalmamak, spor yapabilmek, fiziki aktiviteleri artırmak, stresten uzak durmak, bunlar kişinin bu hastalığın gelişimini engellemesi adına yapabileceği şeylerdir. Dolayısıyla kalp sağlığının kazanılması için özetleyecek olursak başta kişinin kendi sağlığına önem vermesi gerekiyor. Genel vücut hijyeni çok önemlidir. Hekime ulaşmakta imtina etmemek, rastgele antibiyotik kullanmamak, kişi şeker hastasıysa şekeriyle ilgili tedbirleri almak, sigara kullanmamak, aşırı tuzlu beslenmemek, yüksek kolesterollü gıdalardan uzak durmak kalp sağlığının korunması için yeterli olacaktır.

Kalp vücudun motoru

Mehmet Halit Andaç hocamız boş zamanlarında ne gibi aktivitelerde bulunur?

Boş zaman bulduğumda öncelikle kitap okurum. Sinemaya giderim. Daha uzun süreli bir boş vaktim olursa yağlı boya tablosu yaparım. Rölyef çalışmalarım var, rölyef yapıyorum. Müzik dinlerim, yani güzel sanatların her sahasına karşı ilgi duyuyorum. Özellikle el sanatları olarak…

Gençlere, genç Tıp Fakültesi öğrencilerine Kalp ve Damar Cerrahisi’ni, genel anlamda Kardiyolojiyi önerir misiniz?

Tabii ki öneririm, hekimliğin en yüksek derecede hazının duyulduğu bir branşı yaptığımı düşünüyorum. Elbette ki hekimliğin her branşı kutsal ve keyifli ancak bana göre Kalp Cerrahisi biraz daha diğerlerinden farklı gibi gözüküyor. Kalbin, vücudun motoru olduğunu düşünürseniz siz motorla uğraşıyorsunuz. Biraz daha keyif vericiliği daha yüksek gözüküyor. Sonuçlarımız da güzel olunca bundan büyük mutluluk duyuyoruz.

Son olarak vatandaşlarımıza ne gibi mesajlar vermek istersiniz?

Özet olarak şu an yaptığım işten çok keyif alıyorum. Çok güzel bir meslek, insan sağlığıyla uğraşmak çok tatmin edici, doyurucu, toplumda saygınlığı çok yüksek, dolayısıyla gençler eğer kendilerinde o potansiyeli görüyorlarsa elbette hekim olmalarını öneririm. Eskiye göre biraz daha Tıp Fakültesi tercihleri azalıyor gibi hissediyorum ama umarım yanılıyorumdur. Gençlerin sanki daha az tercih ettikleri, daha yorucu, daha meşakkatli olduğu düşüncesiyle biraz daha uzak durduklarını hissediyorum. Türk toplumu hekime çok saygı duyan, hekimi önemseyen, bulunduğu her ortamda ona hak ettiği değeri veren bir toplum var. Bu da keyif veriyor.

Bizlere vakit ayırdığınız için agazete olarak sizlere teşekkür etmek istiyoruz. Bu istikrarlı çalışmanızın Bursa Özel Çekirge Kalp ve Aritmi Hastanesi’nde devam etmesini temenni ediyoruz. Çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.