Özlem ATAÇ 
Uzun zamandır gündemde yer alan ve binlerce kişinin beklediği Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusu günden güne daha karmaşık bir hal almaya başladı. EYT, milyonlarca vatandaşın emekliliğini erkene çekebilecek bir düzenleme. Uzun zamandır bu kadar gündemde kalan bir konunun düzenlemesi şu anlık söz konusu görünmüyor. Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, EYT ile ilgili bilinmesi gerekenleri, kimlerin EYT'den yararlanabileceğini, işsizliğin çözümü gibi konuları ele aldı. EYT konusunun 8 Eylül 1999 yılında yasalarda yapılan bir değişiklikle başladığını belirten Erdursun, “8 Eylül 1999 tarihinde yapılan değişiklikle emeklilikte belli bir yıl sigorta süresi prim gününün yanında yaşın eklenmesiyle ortaya çıkmıştır. Aslında bu uygulama kademeli bir emeklilik değil, ilk yasal düzenleme dedi ki kadınlar bundan sonra 58, erkekler 60 yaşında emekli olsun. Dönemin Saadet Partisi bu konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürdü, Anayasa Mahkemesi de vermiş olduğu kararda 58 ve 60 yaşında emekli etmeyin, kademeli olarak emekli edin dedi. Ondan sonra da kademeli emeklilik sistemi geldi” dedi. 

DERE GEÇERKEN AT DEĞİŞTİRİLMEZ
Yaş şartının 1992 yılında rahmetli Süleyman Demirel tarafından ortadan kaldırıldığını dile getiren Erdursun, o dönemde kadınlarda 20 yıl, erkeklerin ise 25 yıl sigortalık sürelerinin ve 5 bin gün çalışma sürelerinin dolmasıyla emekli olabileceğini hatırlattı. “1999’da tekrar yaş geldi ve kademeli olarak geldi” diyen Erdursun, “Şimdi bir kişi işe başlarken ilk işe başlama tarihine göre hem işverenle hem devletle anlaşma yapar. İşverenle işe girdiğinde SSK girişi olduğunda o giriş işverenin yapmış olduğu sigorta girişi aynı zamanda SGK’ya bildirilir. SGK ile de bir sözleşme yapmış olur çalışanlar çünkü ilk işe başlama tarihine göre de şu yaşta emekli olacaksın denilmiş olur bu kişilere. Ama bu kişiler ne zaman emekli olacaklarını bilirken 8 Eylül 1999’da kademeli emeklilik geldi. Yani tabiri yerindeyse Sayın Faruk Çelik şöyle bir kelime kullanmıştı; ‘dere geçerken at değiştirilmez, maç oynarken kural değiştirilmez. Bunun için bir şey yapmalıyız’. Yani bununla birlikte de dere geçerken at değiştirilmiş oldu. Bir kişi işe başlarken 5 bin prim gününü doldurduğunda 20 erkek 25 tamamladığında emekli olacağını var sayarken, 8 Eylül 1999’da çıkan yasa ile emeklilik yaşı uzadı” ifadelerini kullandı. 

HAK ARAYIŞI
Erdursun, “Emeklilik yaşı uzayabilir, Avrupa’da da emeklilik yaşıyla ilgili değişiklikler yapılıyor. Ama bizim ülkemizde 1999’da yapılan bu değişiklik emekliliği 17 yıla kadar uzattı. Bir kişi işe başladığı tarihte emekli olacağı yaşı biliyor, tarihi biliyor ama o tarih 17 yıl uzadı” dedi ve şöyle devam etti: “Aslında bu kabul edilir bir durum değil. Emeklilikte yaşa takılan, emekli olmak isteyen, benim emekliliğimi bana verin diyen bir kitle değil. Ben mağdurum benim mağduriyetimi çözün, hakkımı verin diyen bir kitle. Şu anda partilere oy veren kitle diyor ki ya bu emeklilikte yaşa takılanlar konusu bir emeklilik yaşı konusu değildir. Çünkü bu kitle ilk işe başladığı tarihten ne zaman emekli olacağını bilirken bu emeklilik yaşının uzaması bir mağduriyettir deyip sesini duyurmaya başladılar. Özellikle son 2 yıldır Türkiye’nin gündemini meşgul eden bir konudur. Niye peki Türkiye’de çok önemli bir konu haline geldi? Çünkü işsizlik çok fazla, gençler iş bulamıyor, belli bir yaşa gelenler iş bulamıyor devlet zaten belli bir yaşta olanları işe almazken, özel sektörde bu işsizlikle beraber 45-50 yaşındaki birisini ben işe almam diyor. Bu kişiler iş bulamıyor emekli de edilmiyor.”

DEVLET MEMURLARI EMEKLİLİK İSTEMİYOR
Geçim derdine düşmüş kişilerin kendilerinden istenilen prim gününün 5 bin, 8 bin ve 10 bine ulaştığını söyleyen Özgür Erdursun, “Diyorlar ki bir gece yarısı yasal hakkımızı elimizden aldınız, bu yasal hakkımızı bize geri verin. 5 milyon 400 bin kişiyi ilgilendiriyor. Tabii 5 milyon 400 bin kişinin emekli olması mümkün değil. Kademeli olarak emekli olmak zorundalar. Bir kişi yaşa takılmışsa 1999 yılından önce işe başlamışsa ilk işe başlama tarihinde kadınlar 20 yılını tamamladı ama erkekler 25 yılını daha tamamlamadılar. Bunun için 5 yıllık bir süreleri var ancak tamamlayacaklar. Bir de prim günü eksiği olanlar var, bu kişiler de prim gününü tamamlayacaklar. Aslında bakıldığı zaman bir matematiksel işlem yapıldığında ortaya çıkan rakam doğru bir rakam değil. Çünkü kitlede kimin hemen emekli olup olmayacağına bakmak lazım. Devlet memurlarının büyük bir kısmı EYT Yasası çıksa bile emekli olmayı tercih etmezler. Çünkü devlet memuru olan bugün 4 bin liraya çalışan biri emekli maaşına düşmek istemez. Bu nedenle devlet memurlarının büyük bir kısmı EYT’den yararlanmak istemez. Bu nedenle konu hükümet tarafından tam olarak mağduriyet hissedilmedi ve anlaşılmadı gibime geliyor” dedi.

HALK CUMHURBAŞKANI’NA KIRILIYOR
AK Parti’ye oy vermiş büyük bir kitlenin EYT konusunda AK Parti ve MHP’den ayrıştığını söyleyen Erdursun, “Bu yüzden bu kitle muhalefet partilerine daha sıcak bakmaya başladı. En son belediye seçimlerinde büyük bir kitlenin AK Parti’den ayrıştığını gördük. İstanbul’da geçersiz sayılan oy pusulalarının çoğunun üzerinde EYT yazılması bunu gösteriyor. Aslında bu kişiler ben AK Partiliyim seni uyarayım diyor. Bizim derdimize derman ol diyor. Türkiye’de emeklilik yaşı neden bu kadar konuşuluyor? Cumhurbaşkanı çıktı dedi ki 40-50 yaşında emekli mi olunur? Aslında Cumhurbaşkanı 46 yaşında emekli oldu. Evet kendi hakkıydı oldu ve alıyor. Şimdi böyle söylerken 40-50 yaşında emekli mi olunur sözü kitleyi çok kırıyor. Bu kitle aslında 40-50 yaşında emekli olmak isteyen bir kitle değil. Bu kitle ilk işe başlama tarihime göre benim bir hakkım vardı ben hak mağduriyeti yaşadım, benim bu mağduriyetimi çöz diyen bir kitle. Anlaşılmadığında algılanmadığında kitle bu sefer çok kızıyor. Kim bu kitle bu vatanın evlatları millet yani. Sonuç olarak da bu kitle her geçen gün de büyüyor ve sesini duyurmak için her yolu deniyor” ifadelerini kullandı. 

NEDEN AVRUPA’DA TEPKİ YOK?
Avrupa’da emeklilik yaşının 60-65 yaş olduğunu belirten Erdursun, Avrupa’da neden yaş sınırına tepki gösterilmediğini, Türkiye’de ise gösterildiğini şöyle anlattı: “Çünkü orda aile sigortası kavramı var, bir kişinin belli bir geliri var, asgari ücret seviyesinde bir gelir belirlenmiş. Bu gelirin altında olanlar bu gelire tamamlanıyor, çocuk sayısına göre gelir elde ediyorlar. Hatta durumu olmayanlara da devlet sosyal yardımda bulunuyor. Bu durum şimdi Türkiye’de olsa bizde de bu konular hiç tartışılmaz. Ama bizde sosyal yardım yok, belli bir süre işsiz kalan kişi kısa süre işsizlik maaşı alıyor. Onun içinde belli şartlar var, belli bir geliri olmadığı için de ortada kalmış bir kitle. EYT konusunun araştırılması için Cumhurbaşkanı talimat vermişti, benden de EYT dernekleri rapor istedi bu raporu hazırladım ve bu raporu gönderdik. Biz burada dedik ki aslında emeklilikte yaşa takılanların mağduriyeti nedir, gerçekte ne istiyorlar, gerçek maliyetleri şudur, sayısı şudur bunları anlattık ve diğer emeklilikte yaşa takılanlar dışında çalışma hayatındaki sorunları dile getirdik.”

Göl Yazıevi'nin konuğu Serdar Uslu Göl Yazıevi'nin konuğu Serdar Uslu


ÇALIŞAN EMEKLİNİN MAAŞI KESİLSİN
“Emeklilikte yaşa takılanlar konusu dediğim gibi sadece emeklilik konusu değil” diye devam eden Erdursun, son olarak işsizlik konusuna değindi: “Bugün ülkemizde yaklaşık olarak 13 milyon emekli var. Aslında bu 13 milyon emeklinin bence 6 milyonu emekli çünkü 7 milyonu çalışma hayatının içinde. Aslında hiç kimse emekli olduğunda çalışmak istemez ama bugün ülkemizde ortalama emekli maaşı bin 600 lira, asgari ücret 2 bin lira. İnsanlar bu yüzden çalışmak zorunda kalıyor. Ben de diyorum ki emekli maaşını en az asgari seviyeye getirmemiz lazım, emeklilikte yaşa takılanların emekli edilmesi lazım, emekli edildikten sonra emeklilerin çalışması ülkede yasaklanması gerekiyor. Sen çalışamazsın diyemeyiz ama çalışanların maaşları kesilmesi gerekir. Bu durumda ülkemizde yaklaşık olarak 7 milyon işsiz var. Tabii TÜİK rakamlarına göre 4 milyondur ama 2 buçuk milyon kişi de iş arıyor, iş bulsa hemen başlayacak ama TÜİK verileri açıklanmadan 1 ay önce kuruma gidip ya benim durumum ne oldu, ben iş bulamadım demeyen kişiler işsiz olarak değerlendirilmiyor. Kısa vadede emeklileri çalışma hayatından çıkarmazsak maalesef işsizliğe çare üretemeyiz. Emeklilikte yaşa takılanların emekli edilmesi gerekiyor, düşük emekli maaşına sahip olanların maaşının düzeltilmesi gerekiyor ve işsizlerin önünün açılması gerekiyor.”