Hatice DAL

Bursa Valiliği, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Uludağ Üniversitesi Kulübü Felsefe Bölümü, Osmangazi Belediyesi, Bursa Felsefe Kulübü ve Felsefe Gazetesi paydaşlığında düzenlenen 2017-2018 Felsefe Konferansları serisinin ilki Ördekli Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgüç Güven’in ‘Makineler Hayal Kurabilir mi?’ adlı konferansıyla başlayan seri, felsefeseverleri bir araya getirmeyi hedefliyor. 2010 yılından itibaren iki yılda bir düzenlenen Uluslararası Felsefe Kongresi ve her yıl düzenlenen Felsefe Konferansları serisi ile Bursa’ya katkı sağlamayı amaçlayan programlar günümüz teknolojisi ile bağdaştırılan içeriklerle de dikkat çekiyor. Felsefenin akademik alandan çıkarılıp günlük hayatın içerisinde var olabilmesi için düzenlenen konferans serisi ekim ayında başlayarak mayıs ayı sonuna kadar devam edecek.

FELSEFE BOŞ KONUŞMA DEĞİLDİR

Felsefenin insanlar tarafından boş konuşma olarak algılandığını belirten Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgüç Güven, ancak yaşadığımız dünyanın felsefi tartışmaların ürünü olduğunu kaydederek, “Günümüz felsefesinin önde gelen işlevlerinden biri insanın bilişsel yönlerini anlamaya aracılık etmektir. Bu konuda gerçekleşecek kapsamlı bir aydınlanma daha yetenekli yapay zekaların geliştirilmesine büyük katkılar sunacaktır. Ancak bu konuyla ilgili en büyük engel yaşantının öznel olma özelliğidir. Kuşkusuz her insan başka insanlarla özdeşleyim kurabilir, ancak başka insanların zihin durumlarına ilişkin öznel niteliklere erişemez” şeklinde konuştu. 

BİLGİNİN PEŞİNDE

Yapay zekanın felsefi tartışmalardan ortaya çıktığını dile getiren Doç. Dr. Özgüç Güven, “Yapay zeka felsefenin tartışmasıdır. Bu tartışmayı açığa çıkaran kişiler de filozof matematikçilerdir. Leibniz çok erken dönemde tartışmasız bir bilgi elde etmenin peşine düşüyor ve bilgilerin doğruluğunu sınayacak bir makine üretmek istiyor. Yapay zekanın kuramsal temellerini burada görebiliriz. Yapay zeka denilen şey önce kuramsal temelleriyle mantık ve felsefenin ortaya attığı ardından da birtakım teknik verilerle mühendislerin bu işi başardığı alan. Aslında bugünkü bilgisayarın temellerini Alman Filozof David Hilbert, 1900 yılı Matematik kongresinde sorduğu sorularla atıyor” ifadelerini kullandı.

Savaşan aslında teknoloji

  1. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştiren Alan Turing’den de bahseden Özgüç Güven, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Savaşlarda savaşan aslında teknolojik donanımdır, bilimin savaşların seyrini değiştirdiğinin en güzel kanıtı olarak Alan Turing gösterilir. Alman hükümeti, savaş sırasındaki haberleşmesinde değişen şifreli mesajlar kullanmaktadır ve bu şifreleri Enigma adı verilen bir makine ile oluşturmaktadır. İngiliz hükümetinin savaş iletişim üssü olan Bletchley Park’ta kriptoloji ekibiyle çalışan Turing, bir süreliğine Alman deniz kuvvetlerine ait şifrelerin kırılımı için çalışan kriptoanaliz ekibinin başına getirilir. Bu görevdeyken, Alman şifrelerini kırmak için farklı yöntemler geliştirir ve Enigma cihazı tarafından üretilen şifreleri kırmaya yarayan Bombe isimli bir elektromekanik makinenin tasarımına katkıda bulunur. Dijital bilgisayarlara giden ilk adım olarak görülen Bombe cihazları, Nazileri şifreli mesajlarını deşifre ederek müttefik devletlere Nazi Almanya’sı karşısında çok büyük bir avantaj sağlar. Turing sayesinde pek çok kişinin hayatı kurtulur ve savaşın seyri Nazilerin aleyhine döner.”

Yapay zekanın paradigması

İnsan üretimi olan programların kişileri en iyi olduğu alanlarda bile yendiğine değinen Güven, yapay zekanın paradigmasının artık girdisi neyse çıktısı o olmadığına dikkat çekerek sözlerini şöyle noktaladı: “Makineler henüz insan gibi düşünemiyor ya da insanın yeteneklerini tam anlamıyla taklit edemiyor. Ancak öyle programlar geliştirilmiş ki insanın başarılı olduğu alanlarda insan üretimi mi yoksa makine üretimi mi konusunda kişiyi çıkmaza sokuyor. Makineler tarafından bestelenen birçok parça kişiler tarafından insan üretimi olarak algılanıyor. 1997 yılında IBM’in Deep Blue adlı programı Dünya Satranç Şampiyonu’nu yendi. 2017 yılında ise Google’nin AlphaGo adlı programı Dünya Go Şampiyonu Çinli Ke Jie’yi yendi. Yapay zekanın paradigması girdisi neyse çıktısı o değil.”