Kalite, milli ve yerli üretim deyince Bursa’da mutlaka akla ilk gelen isim Kalite Birliği Başkan vekili ve TSE Baş Araştırmacı Mustafa Karaman'dır.

Karaman'ın gündüzü, gecesi, eğlencesi, mücadelesi, sohbeti, gezileri kısacası hayatı yerli üretim ve milli

sertifikasyondur.

TSE ile yatar ve kalkar güne yine kalite ile devam eder.

Yorulmadan, üşenmeden gönüllü olarak kendini yerli üretime yerli tüketime adamıştır adeta.

Birçok proje hayata geçirmiştir. Her daim ajandasında da yeni bir proje mutlaka vardır.

Karaman; "Gerçek kurtuluş; yerli üretim ve milli sertifikasyondur! Bir ülkenin gelişmişlik ölçüsü ithalatıyla ters, ihracatı ile doğru orantılıdır. İthalatın azalması ise tüketicinin yerli ürünleri tercih ederek, ithal ürünlerden vazgeçmesi ile olacaktır.

Bunun için yerli üretimin desteklenmesi, yerli ürünlerin kaliteli olması ve yabancı marka hastalığının son bulması, milli markalarımızın güçlenmesi gerekmekte. Günümüzde, gerçek bağımsızlık ekonomik bağımsızlıktır. Ekonomisi güçlü bir ülke, üretim yapan, ihraç eden ülkedir. İthalatı önde olan bir ülke güçlü bir ülke değildir" der durur.

Karaman’ın 12-18 Aralık Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası münasebetiyle yaptığı açıklamayı sizlerle paylaşmak istiyorum:

"Aslında kutlamadığımız, önemine vakıf olmadığımız, bir hafta boyunca değil, yıl boyunca önemine vakıf olmamız gereken bu konuya, maalesef gereken önemi vermiyoruz.

MİLLİ SES VER projesi ile gündeme getirmiş olduğumuz YERLİ ÜRETİM - MİLLİ BELGELENDİRME - YERLİ VE TSE BELGELİ ÜRÜNLERİN TÜKETİMİ konularına verilen önem, maalesef istenen seviyede değildir.

İthalat ile ihracat arasındaki makas daralmadığı ve hatta ihracat parametresi daha üst seviyeye çıkmadığı sürece, gelişmişlik parametresi olan milli gelirin yükselmesi mümkün olmayacaktır.

İthal ürünlere rağbetin azalması için yerli ürünlerin tercih edilmesi ve 'Yerli Malı Haftası'nın önemine vakıf olunarak, yıl boyunca gündemde tutulmalıdır.

Milli Belgelendirme Sistemi, bazı alanlarda zorunlu hale getirilmeli ve yıllık ortalama beş milyar dolarlık kayıp engellenmeli ‘TSE VARKEN YABANCIYA GEREK YOK’ anlayışı en üst seviyeye taşınmalıdır.

Yerli üretim arttırılmalı. Ama ‘Ne olursa olsun üretim olsun’ anlayışı terk edilerek ‘Katma değeri yüksek ürünler’ üretim anlayışı benimsenmeli ve bu doğrultuda oluşturulan projeler desteklenmelidir.

Özellikle gençlik üzerinde oluşan ‘YABANCI MARKA HASTALIĞI’NIN ortadan kalkması için okullarda eğitimler verilmeli, toplumsal duyarlılığın oluşması için bu eğitimlerin sadece bir hafta değil, yıl boyunca verilmesi sağlanmalıdır.

Yerli Üretim Logosu, yeniden ele alınmalı, ithal ürünler üzerine Yerli üretim logosu konulması engellenmelidir.

..Ve bilinmelidir ki; bu durum tüketici haklarını ihlaldir ve tüketicinin bu konuda yanlış yönlendirilmesinin önüne geçilmelidir.

Ülkemizin içinde bulunmuş olduğu ekonomik tablonun, milletin lehine değiştirilmesi için oluşturulan MİLLİ SES VER PROJESİ, toplumun tüm kesimleri tarafından benimsenerek, yerli üretime  daha fazla önem verilmeli, yerli, kaliteli, TSE belgeli ürünlerin tercih edilmesi için yeni destek programları oluşturulmalıdır.

Bilinmelidir ki;

Katma değeri yüksek, yerli ve milli ürünleri üretmekten, yerli, kaliteli ve TSE belgeli ürünleri tercih etmekten, yabancı marka hastalığını terk etmekten başka bir çözüm yoktur.

Bu çözümün anlaşılması için Yerli Malı Haftası bir fırsattır ve bu durum bir yıla yayılarak sürekli gündemde tutulmalıdır.

Bunun içinde MİLLİ SES VER PROJESİ herkes tarafından benimsenmelidir" diye özetlemiş sevgili Karaman konuyu...

Aslında her şey milli ve yerli olunca ve çoğalınca bizler daha güçlü olacağız. Daha mutlu olacağız. Daha iyi bir gelecek bırakacağız.

Bizler tercihlerimizi milli ve yerliden yana yaparak hem ülkemize hem de kendimize mantıklı ve yasal bir yatırım ve aydınlık bir gelecek sağlamış olacağız.

Aksi takdirde kendi paramızla bindiğimiz dalları bir bir keserek uçuruma doğru zemin hazırlamış olacağız.

Tercih değil bir zorunluluktur milli ve yerli olmak.