Mehmet Çetinkaya

Yörük Türkmen şöleninde Yörük-Türkmen geleneklerinin tüm unsurları Fethiye Seki Çayırına taşındı. Yerel ve Türk dünyasından ünlü sanatçılar sahneye çıktı türküler söyledi, göç yürüyüşünde ise farklı illerimizin Yörük-Türkmen zenginliği dışa yansıdı.

MAVİ GÖK ÇÖKMEDİKÇE

Türk milletinin atası Oğuz Kağan’ın dediği gibi “O kadar büyüyelim ki, gök kubbe çadırımız, güneş meşalemiz olsun! ve yine ‘Üste mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer yarılmadıkça senin ilini ve töreni kim bozabilir?’

SİYASİLER DE KATILDI

İşte bu duygu ve düşenceler içerisinde Seki Yaylası’na gelen Yörük ve Türkmenler birlik ve beraberlik mesajı verdi. Siyasiler de bu şölende yerini aldı. AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk, CHP milletvekilleri Prof. Dr. Nurettin Demir ve Süha Aldan ile Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün katılımcılar arasındaydı.

YÜZ YILLAR ÖNCESİNE…

Geçmişte Yörük yaşamında yer alan bir çok obje sergilendiği çadırlarda adeta o günler tekrar yaşandı ve bir nostalji rüzgarı esti. Yörük ve Türkmenlerin geleneksel kıyafetleri ile deve, at ve koyun kervanı Seki yaylasında renkli ve duygusal anlar yaşattı. Şölende Yörük ve Türkmenlerin yüzlerce yıllık göç geleneği temsili olarak yapıldı. Yapılan temsili göçte adeta o günlere dönüldü.

Göç sırasında 100 metre uzunluğunda Türk bayrağı açıldı. Develer üzerinde o gün ki koşullar ve imkanlar içinde gerekli olan yükler, atlılar, keçiler, köpekler ile davul ve zurna eşliğinde yürüdü.

Göç sonrası karşılama ve tanıtma konuşmaları ve şair Hülya Can’ın okuduğu şiirlerle duygulu anlar yaşandı.

Yörük Türkmen çadırları kurulmuş ve her çadırda o kültüre ait eşyalar sergilendi. keçe sanatı, kilim dokuma, halı dokuma, çan ustası, çancılık, kalaycılık, demirci ustası, çarık ustası gibi birçok el sanatları sergilendi.

Atlar dört nala

Şölenin en heyecanlı gösterilerinde ve en çok alkış alan Atçı Okçuluk ve Savaş Sanatları Gösteri Ekibi idi.  Atların sırtında hedeflere attıkları ok ve mızraklarla alkış alırken  yine at sırtında kılıçla kesilen karpuzlar gösterinin bir başka nefes kesen tarafıydı

Bursa’dan da şenliğe katılan ve at üstünde ok atarak şenliğe renk katan üç okçumuz vardı Melike Özpınar,  Berre Ardıç ve Gamze Nur Yüce…

22 yıldır yaşatılan gelenek

Seydikemer Yörük Türkmen Derneği Başkanı İsmail Uzunoğlu konuşmasında: “Bu şenlik 22 yıl önce Girdev Yaylası’nda başladı. Biz bunu ‘yaren geceleri’ ile devam ettirdik. Şenlik alanını Türkiye’nin dört bir yanından gelen Yörükler doldurdu. Biz bu kültür için işimizi, aşımızı, eşimizi bırakıp koşuyoruz. Kültürümüzü burada yaşatmaya çalıştık. Atlı okçuluk ekibimiz, zeybeklerimiz, orta oyunlarımız, türkülerimizle halkımıza güzel bir gün yaşattık. Bu şenliklerle Yörük kültürünü unutan gençlerimize bu kültürü aşılamak istiyoruz. Ecdadın giyim kuşamını, türküsünü, yaşantısını gençlerimize aktarmayı hedefliyoruz” dedi.

Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün ise ‘Yörük Türkmen Birliği’nin bu ülkenin mayasında var olduğunu dile getirerek, “Yörük kültürü farklı düşünceleri hoşgörüyle karşılar. Biz bir olursak, beraber olursak gelecekle ilgili de umutla dolu oluruz. Yaşadığımız coğrafyada birliğimizi bozmaya çalışanlar mutlaka olacaktır. Ama asıl olan bu vatan için bir ve beraber olabilmektir” şeklinde konuştu.

5 bin yıldır bizimle uğraşıyorlar

Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Genel Başkanı İrfan Tatlıoğlu ise konuşmasında; “Biz ülkemizi seviyoruz. Biz bayrağımıza, vatanımıza ve milletimize sevdalıyız. 5 bin yıldır Türklerle uğraşan bir kitle var. Hele de Türkler Müslümanlığı kabul ettikten sonra daha fazla arttı. Günümüzde de ise zirve yaptı.  Geçmişte bizi yenemeyenler şimdi pazarlık yapmaya çalışıyorlar. Şimdi içimize girip içimizden sinsice vurmaya çalışıyorlar.  Dışarıda pazarlık yapıp içeride devam etmeye çalışıp bizi bölmek için hep uğraştılar. Baktılar ki olmadı, dağlardan adam çağırdılar, şehirleri karıştırmaya başladılar, o zaman aklımız başımıza geldi!  Bir grup arkadaşımız ile beraber ‘Hadi bir toparlanıp bu ülkeyi, bu vatanı, bu milleti, bu bayrağı seven insanlarla bir araya gelip, iki satır bir şeyler diyelim’ dedik. 3 yıldan beri çok ciddi yerlere geldik. Bizle beraber hareket eden ve bizleri izleyen arkadaşlar, elinden ne geliyorsa yapmaya çalıştı. Millet olarak, dünyanın neresinde bir Türk varsa kol kola girmek istiyoruz, kimin ne derdi varsa merhem olmak istiyoruz. Kimin ahı varsa yanında olmak istiyoruz’ derdimiz budur. Burada toplanmamızın gayesi olarak ülkenin üzerinde kötü emelleri olan devletlere ve uzantılarına diyoruz ki, ‘Siz bizi üç katı, beş katı çoğunlukta olduğunuzda bile Malazgirt’te yenemediniz.  Biz Türkler savaştığımızda; bizim savaşımızda matematik, felsefe çalışmaz. Biz bir kükrediğimizde bizde bir iman kuvveti vardır ki, tarihte size binlerce kez ispat ettik.

Bu ülkede bir olduğumuz sürece hiçbirimizi ayıramayacaksınız bizi yenemeyeceksiniz, başaramayacaksınız. Avrupa’da varız, Asya’da da, Balkanlar’da da varız, Afrika’da da. Biz Allah'a ibadet eder, sadece devlete itaat ederiz” diyerek Türkmen ruhunu Seki Yaylası’nda haykırdı.