Tıp ve mühendisliğin teknolojik imkânlarla gelişmesi sonucu sağlık alanında birçok yenilik yaşanıyor. Üç boyutlu doku, gen aktarımı uygulamalarının da tıp alanında çığır açması bekleniyor. İstinye Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Kök Hücrelerde Üç Boyutlu Doku Mühendisliği ve Gen Aktarımı Uygulamalı eğitimi Türkiye’nin farklı illerinden 50 bilim insanını buluşturdu. Çeşitli üniversitelerde tıp eğitimi gören bilim insanları 5 gün boyunca kök hücre, üç boyutlu doku, gen aktarımı üzerine son gelişmeleri alanında uzman isimlerden dinledi. 

Ağız ve diş sağlığının önemi Ağız ve diş sağlığının önemi

EĞİTELİM İSTEDİK
Üç boyutlu yazıcıların son yıllarda popüler olduğunu belirten Prof. Dr. Erdal Karaöz, “Biz hücreleri yazıcılarla kullanıp laboratuarlarda önce minyatür olarak yapıyoruz. İleride laboratuarda üretilmiş karaciğer, böbrek gibi organların insanlara nakledildiğini göreceğiz. Bunlar gerçekleştiğinde kadavradan organ nakli tarihe karışacak. Tıpkı gelecekte birçok kanser türünün tarihe karışacağı gibi. Çünkü artık kemoterapi ve radyoterapi gibi klasik kanser tedavi yöntemleri bazı hastalarda işe yarıyor, bazılarında işe yaramıyor. Başta işe yaramayan hastalıkları listemizin en üstüne alarak dünyadaki araştırmacılar ve bizler kanseri hücrelerle nasıl yenerizin cevabını aramaya başladık. Cevap aslında çok basit. Bizim vücudumuzun hücreleri kanserleştikleri zaman ne yazık ki vücudumuzun kanser hücrelerini öldürmekten sorumlu savaşçı hücrelerimiz onları tanımıyorlar. Biz bu savaşçı hücreleri laboratuarda eğitelim istedik. Eğittiğimiz bu hücreyi tekrar vücuda enjekte edelim o da kanseri yakalasın ve öldürsün istedik. Biz buna hücresel immünoterapi dedik. Bu bağlamda birçok yöntem var” diye konuştu.
 

GENETİK HASTALIK KALMAYABİLİR
Sağlıklı genlere sahip embriyonların dünyaya gelmesini sağlayan teknolojiler üzerinde de çalışıldığını ifade eden Prof. Dr. Erdal Karaöz, “Önümüzdeki yıllarda bu konu inanılmaz gelişme kat edecek. Belki 50 yıl sonra genetik hastalıklı doğan çocuk kalmayacak. Bu tip merkezler öyle artacak ki belki de artık hiçbir çift, cinsel birleşme ile çocuk yapmayacak. Genetik tabanlı hastalığı olan insanların tedavi edilmesi yoluna da gidiliyor. Bu alanda en iyi ülkeler ABD, Güney Kore, Japonya doku mühendisliğinde bir hayli gelişti” diye konuştu. Önümüzdeki yıllarda birçok kanser türünün ortadan kalkacağını belirten Prof. Dr. Karaöz, “Biz hücreleri öğrendikçe daha iyi anlamaya başladık. Hücreleri anladıkça da gücünü fark etmeye başladık. Artık birçok hastalığı biz o kişinin kendi hücreleri ile tamir edebilir miyiz? Sorusunu arıyoruz. Zaten bizler sağlıklıyken bunun sebebi bizim vücudumuzda var olan trilyonlarca hücrenin yanında yer alan kök hücreler. Bunlar aslında birçok hastalığa karşı bizi koruyor. O yüzden hasta olmuyoruz. Ne zaman hasta olduk ki vücudumuzdaki hücreler bizi korumaya başladılar. Biz savaşı kaybetmiş hücrelere destek olup tekrar ayağa kaldırıyoruz” dedi.

YAPAY DOKULAR KULLANILACAK
Yapay deri ve kıkırdak üzerine çalışmaların hızla devam ettiğini ifade eden İstinye Üniversitesi 3D Tasarım ve Prototipleme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Hakan Darıcı, Normal ve daha güçlendirilmiş kemik dokular üzerinde çalışıyoruz. Ürettiğimiz yapay kemik dokularını kırıklarda kullanmak üzere çalışmalar yürütüyoruz. 2025'lerden itibaren bu yapay dokular kullanılmaya başlanacak. 2030'larda ise ben yapay organların kullanılacağını düşünüyorum. Burada verdiğimiz eğitimdeki amacımız ise Türkiye'deki bilim insanlarını yeni teknolojiye alıştırmak, öğretmek. Çünkü çok az merkezde bu çalışmalar yapılıyor. Türkiye'de de biz bunu çok başından yakaladık. Dünyadaki pek çok merkezin de önüne geçmiş durumdayız. Bilim insanlarımız bunu öğrensin, uygulasın, geliştirsin ve dünyada iyi bir yer edinelim diye bu eğitimleri veriyoruz” değerlendirmesinde bulundu. (DHA)