Özlem ATAÇ
Bursa’nın en önemli sorunu haline gelen hava kirliliği, Bursa Çevre Platformu tarafından Bursa Akademik Odalar Toplantı Salonu’nda çok sayıda vatandaşın katılımıyla ele alındı. Bursa Çevre Platformu adına konuşan Murat Demir, öncelikle Bursa Çevre Platformu hakkında bilgi vererek, “Bursa Çevre Platformu yeni bir platform. Yaklaşık 5-6 ay önce kurulmuş bir platform. İçinde tüm kurum, kuruluş ve bireylerin yer aldığı demokratik bir şekilde katılım sağladığı, katkı koyduğu bir platform… Amacımız Bursa’nın daha yaşanılabilir bir hale gelmesi, Bursa’nın sorunları noktasında farkındalık yaratmak. Burada da konumuz kış mevsiminde daha yoğun hissettiğimiz hava kirliliği… Bursa’da lodosumuz da olmazsa nefes alıp vermek, hava solumak artık canımıza can katmak değil, canımızdan can alır duruma gelmiştir. Eskiden evlerimizi havalandırmak için camlarımızı açardık, şimdi temiz hava alabilmek için kendimizi evimize atmak zorunda kaldık. Amacımız başta Valiliğimiz, Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri ve ilgili bakanlıklar olmak üzere üstlerinde bir baskı oluşturmak için bir araya geldik. Umarız bu toplantı sonuç verir ve Bursa temiz hava için acil eylem planı yapılır” dedi. 

3 BİN KİŞİNİN ÖLÜMÜNDEN SORUMLU
Bursa’da hava kirliliği konusunda gelinen noktayı örneklerle anlatan Platform Bileşen Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala da “Geçen yıl Bursa Tabip Odası bir kitapçık basmıştı. Bu kitapçıkta hava kirliliğinin sağlık verilerine olabildikçe geniş bir perspektiften yer verilmişti. Ve biz bu kitapçığı birçok belediyeye, kurumlara ulaştırdık. Bu kentte ciddi halk sağlığı sorunu var. Yaklaşık 3 bin kişinin erken ölmesine neden olan bir sorun. Buna rağmen ne yerel yönetimlerde ne belediyelerde ne de vilayetlerde herhangi bir duyarlılık oluşturulmamıştır. Hava kirliliği neden bizim için bu kadar önemli peki? Havada normalde olmaması gereken herhangi bir şey varsa ve biz bunu solumak zorundaysak biz buna hava kirliliği diyoruz. Bursa’daki kirlilik oranını gösteren yeni istasyonlara ihtiyacımız var. Mevcut istasyonlar bizim bu ihtiyaçlarımızı tam olarak karşılamıyor. İstasyonlarla birlikte Bursa’da yaşayanların farkındalığına da ihtiyaç var. Yani ortada bir neden yokken çocuğa astım tanısı konuluyorsa anne-baba bilmelidir ki bu astım tanısında bu şehirde yaşamanın ve kirli havayı solumanın etkisi olabilir” şeklinde konuştu. 


 

Mutluluğun yolu Osmangazi'den geçti Mutluluğun yolu Osmangazi'den geçti

AKCİĞER KANSERİNİN NEDENİ
Hava kirliliğinin önceki yıllara oranla arttığını dile getiren Pala, Dünya Sağlık Örgütü ve Çevre Bakanlığı’nın verilerinden yararlanarak Bursa’da gelinen noktayı anlattı. Pala, “Bu kentte çok fazla kirletici kaynak var. Bunların bazıları şöyle; endüstri (çimento fabrikası, boyahaneler, tekstil imalathaneleri v.b.), enerji üretimi, trafik, evsel ısınma amacıyla fosil yakıtların kullanılması. Hava kirliliği şeker hastalığıyla da bağlantılı. Havası kirli bir yerde yaşayanlarda şeker hastalığı görülmesi artıyor. Şeker hastası biri havası kirli olan bir yerde yaşıyorsa onun da hem hayatı kısalıyor hem de hava kirliliğine karşı savaşı azalıyor. Hava kirliliği akciğer kanserinin nedenidir, sigara içenlerde olduğu gibi. Havada toz artarsa, akciğer kanseri, astım, solunum yolu hastalıklarından erken ölümlere kadar sayabiliriz. Bursa’da 5 istasyonda ölçüm yapılmakta. Bunlardan 4 tanesi bakanlığın istasyonu, bir tanesi de Nilüfer İstasyonu. Dünya Sağlık Örgütü verilerine baktığımız zaman 2019’da en yüksek kirlilik Kasım ayında karşımıza çıkıyor. Aylara göre baktığımızda yaz aylarında da bu durum devam ediyor” şeklinde konuştu. Pala’nın sunumundan sonra salonda bulunan vatandaşlarla birlikte “Ne yapmalı?” sorusuna hep birlikte yanıt arandı.