Staj ve Çıraklar Sigortası Mağdurları Murat Kurum’la buluştu Staj ve Çıraklar Sigortası Mağdurları Murat Kurum’la buluştu

Bir yıl hastanede kaldığı sürede 3 kez ameliyat geçiren Başkaya, doktorlarından izin alarak köyüne gitti. Akciğerlerindeki rahatsızlığının artması üzerine yeniden hastaneye giden Başkaya'yı muayene eden doktorlar 4'üncü kez ameliyat edileceğini iletti. Ameliyat gününe kadar hastanede olmak yerine evine dönen Başkaya, bahçede dolaşan 'Ejder' isimli atını görünce binmek istedi. Tedavi süreci boyunca ayrı kaldığı atına binen Başkaya, bir süre köy çevresinde gezdi. Bu sırada huysuzlanan at, köydeki kayalıklara doğru koşmaya başladı. Başkaya'nın dizginleyemediği at, yaklaşık 20 dakika boyunca koştu. Kayalık bölgesinde bir süre koşturan at daha sonra sakinleşince Başkaya, köydeki evine dönmeyi başardı. Evin önünde güçlükle atından inen Başkaya, baygınlık geçirdi. Oğlunun vücuduna takılı tüpün de yerinden çıktığını gören anne Menice Başkaya sinir krizi geçirdi. Acılar içinde kıvranan Selçuk Başkaya, Selim Devlet Hastanesi'nde yapılan müdahalenin ardından Kars Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Doktorların ağrı kesici iğne yaptıkları Başkaya, köyüne dönerek at binmeye devam etti. Yaklaşık 2 ay süreyle köyünde ata binen Başkaya, ameliyat için Erzurum'daki Araştırma Hastanesi'ne gitti. Başkaya'yı muayene eden doktorlar, yapılan tetkiklerin ardından akciğerindeki iltihaplanmanın geçmesine şaşırarak, yurtdışına tedavi olmaya gidip gitmediğini sordu. Köyde başından geçenleri dinleyen doktorlar, Başkaya'nın iyileştiğini belirterek evine geri gönderdi.

ANNEM AĞLAMAYA BAŞLADI
Yeni bir ameliyata gerek kalmadan evine dönen Başkaya, büyük sevinç yaşadı. 'Ejder' ve 'Poyraz' isimli atlarıyla vakit geçiren  Başkaya, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Hastaneye gittiğimde bana ciğerimdeki rahatsızlığı söylediler. Bir yıllık sürecin ardından geri döndüğüm evimde öleceğimi düşünürken karşımda atımı görünce duygulandım. ‘Öyle de öleceğim böyle de öleceğim’ dedim ve Ejder isimli atıma bindim. Atım çok uysaldı. Onun bazı şeyleri hissettiğine de inanıyorum. Ata biner binmez at beni alıp hızlıca kaçtı. Hiç beklenmedik bir hamle yaptı. Uzun süre beni sırtında götürdü, sonra kayalık bir alana gitti orada da beni iyice sarstı. Sonra at tekrar geri döndü ve beni evimin önüne getirdi ve tekrar uysallaştı. Attan indiğimde kan ter içinde kalmıştım. Annem halimi görünce ağlamaya başladı. Sonra baktılar ki vücudumdaki tüm iltihap akmış. Ondan sonra rahatlık hissettim ve yavaş yavaş ata binmeye devam ettim. O günden sonra hep ata bindim ve bir daha rahatsızlık geçirmedim." (DHA)