Kestane keyfiniz yeni yılda zehir olmasın Kestane keyfiniz yeni yılda zehir olmasın
İç savaştan önce 1,5 milyon Suriyelinin yaşadığı İdlib kentinin nüfusu, rejim güçlerinin saldırılarıyla muhalif güçlerin bulundukları bölgeleri kaybetmesi üzerine oluşan iç göçle 4 milyona ulaştı. Rejim karşıtı sivillerin ve muhaliflerin son kalesi haline gelen İdlib’in güneyi ve doğusu, son aylarda Esad güçlerinin ve destekçisi Rusya'nın yoğun hava bombardımanına maruz kaldı. Hava bombardımanının yanı sıra karadan da sürdürülen saldırılarda her gün onlarca sivil hayatını kaybederken, yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre Ocak 2019'dan bu yana evlerini terk eden sivillerin sayısı 2 milyon 100 bine ulaştı. Eşyalarını bile alamadan evlerini terk eden sivillerin yoğun trafik oluşturduğu bölgede günde ortalama 10 bin kişinin yer değiştirerek Türkiye sınırına yakın yerlere göç ettiği, bazılarının ise Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), PKK/YPG/PYD teröründen arındırdığı Barış Pınarı ve Zeytin Dalı Harekatı bölgelerine yerleştiği öğrenildi. Hatay'ın Reyhanlı ilçesinin karşısındaki Atme Kasabası'nda yer alan çadır kampların nüfusunun ise 700 bini aştığı bildirildi.
 
OKULUMUZU BIRAKMAKZORUNDA KALDIK
Türk Kızılayı, AFAD ve Beyaz Baretliler başta olmak üzere çeşitli sivil toplum kuruluşları saldırıların ardından arama- kurtarma çalışması yapıyor ve Rejimden kaçan sivillere çadır, giyecek, yiyecek ve hijyen paketi yardımında bulunuyor. Muhaliflerin siyasi yönetimindeki Meşet Ruhin bölgesinde, zeytin ağaçlarının arasına ailesinin kurduğu çadırda yaşayan 12 yaşındaki Meys Rim Abdulrezzak, bölgeye 10 gün önce Sermin ilçesinden göç ettiklerini belirterek, "6 tane kardeşim ve ailemle birlikte bombardımandan dolayı buraya göç ettik. Buradaki yaşam elbette zor, ancak en çok okulumun özlemini çekiyorum. Henüz 6'ncı sınıftaydım. Türk Kızılay'ı burada bize yardımlarda bulunuyor, ancak okulumuzu terk etmek zorunda kaldık. En büyük hayalim, okulumu bitirip doktor olarak buradaki yaralıları, çocukları iyileştirmek" dedi.
 
EŞLERİMİZİ ÇOCUKLARMIZI VURUYORLAR
Sermin'de rejimin bombardımanı nedeniyle kollarından ve bacaklarından yaralanan Bekir Abdulrezzak (35) ise ailesiyle birlikte çok zor şartlar altında 15 gün önce Meşet Ruhin'deki boş araziye sığındıklarını belirterek şunları söyledi: "Gece evde uyurken helikopterler vurmaya başladı. Birbirimizi toparladık ve 6 çocuğum, eşimle birlikte yanımıza hiçbir şey almadan buraya geldik. Bize battaniye, çadır ve soba yardımı yaptılar. Bu bölgede 40- 50 kişi yaşıyoruz. Hava çok soğuk, yaşam çok zor ama yapacak bir şey yok. Savaş sadece erkeklere karşı olsa hiçbir sıkını yok ya ölürüz, ya da kalırız ama Rusya ve rejim güçleri eşlerimizi, çocuklarımızı vuruyorlar. İnşallah Türkiye bize destek çıkar, belki bu saldırılar engellenir ve çocuklarımız iyi yaşar."
 
ÇOK ŞÜKÜR ÇADIRIMIZ VAR
Eşi ve 4 çocuğuyla Sermin'den kaçan Fatima Ehuud ise yaşadıklarını şöyle anlattı: "Yaklaşık 17 gün önce sabah ezanına karşı bombardımana uğradık. O sırada yağmur yağıyordu. Yanımıza hiçbir eşya alamadan bir araca binip buraya geldik. Son saldırı öncesinde de başka saldırılar yaşamıştık. Ailemize yakındık, geçim sıkıntımızı idare ediyorduk. O sıralar bir nebze de olsa ortamda güven vardı, inşaat ustası eşim işine devam ediyordu ama şimdi öyle bir şey yok. Allah'a sığınıyoruz. Alnımıza ne yazılmışsa onu yaşayacağız. Artık evimiz olmasa da çok şükür bir çadırımız var, yapacak bir şey yok." (DHA)