Üstüne bir de, bu dönemde ortaya çıkabilen çeşitli ruhsal bozukluklar ve sorunların eklenmesi, aileleri fazlasıyla telaşlandırıyor. Prof. Dr. Ali Evren Tufan, “Hem ülkemizde hem de diğer toplumlarda gerçekleştirilmiş olan araştırmalara göre, gençlik veya ergenlik olarak adlandırılan ve genellikle 11 yaşında başlayıp 20’li yaşların başına dek süren bu dönem, çeşitli ruhsal bozukluklar ve sorunların ortaya çıkmasında yüksek risk oluşturuyor. Anne babaların bu dönemde çocuklarını iyi gözlemlemeleri ve onlarla sağlıklı iletişim kurmaları çok büyük önem taşıyor” diyor. Prof. Dr. Ali Evren Tufan, günümüzde gençlerin en sık karşılaştığı ruhsal sorunları anlattı.
 

Depresyona dikkat!
Çevresel stres etkenlerinin de etkisiyle ergenlikle birlikte depresyon belirtileri ve tanısı giderek artıyor. Eldeki verilere göre; ergenlik döneminde depresyon belirtilerinin yaygınlığı yüzde 6-8 arasında değişiyor. Bu dönemde depresyon; uyku ve iştah değişiklikleri, halsizlik/ yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, ağlamalar, sinirlilik/öfke patlamaları ve akademik başarıda değişikliklerle kendini gösterebiliyor. Gençlik döneminde tedavi edilmeyen depresif belirtiler erişkinliğe dek devam edebilirken, zamanla üzerine diğer sorunlar eklenebildiğinden erken dönemde tedavi edilmesi önem taşıyor.
 

Zararlı alışkanlıklar
Gençlik döneminde yenilik arayışı, farklı yaşantıları deneme merakı ve arkadaş grubunun etkisi nedeniyle alkol/ madde kullanım bozukluklarının başlangıcı açısından risk artıyor. Bu durum gencin kendine zarar verme riskini de artırıyor. Gençlik döneminde arkadaş çevresinde ani değişiklikler, harcamalarda artış, ders başarısında düşme, okuldan kaçma ve yalan söyleme gibi davranışlar alkol/ madde kullanım bozukluklarının işaretleri olabildiğinden dolayı çocuklarınızı gözlemlemeniz ve herhangi bir sinyal aldığınızda zaman kaybetmeden tedaviye başlamak için hekime başvurmanız çok önemli.

Sosyal fobi
Sosyal fobi, toplum içerisinde veya performansının değerlendirilebileceği durumlarda kaygı duyma, rezil olacağı, küçük düşeceği düşünceleri ve terleme, kızarma, ses kısıklığı gibi belirtiler yaşama ile kendisini gösteriyor. Sosyal fobisi olan bazı ergenler kaygılarına rağmen toplum içerisinde işlev gösterebilirken bazılarında bu kaygı aileleri dışındaki tüm sosyal ilişkilere yayılabiliyor ve evden çıkmama ile sonuçlanabiliyor. Bu çocuklar internet veya çevrimiçi oyun bağımlılıkları da geliştirebiliyor. Sosyal fobi genellikle gençlik döneminde, ortalama 13- 14 yaşlarında başlarken, yapılan çalışmalar yaşam boyu yaygınlığının yüzde 3-13 arasında değiştiğini gösteriyor.

Yeme bozuklukları
Ergenlik döneminde bedensel değişikliklere ilgi arttığı, kişi kendisini arkadaşları veya basın yayın organlarında sunulan ideallerle karşılaştırabildiği için yeme bozukluklarının gelişme riski artıyor. Tedavi edilmeyen yeme bozuklukları kalıcı hale gelebiliyor ve ciddi tıbbi sorunlara yol açabiliyor. Yemekleri yalnız başına yemek, sık sık tartılmak, bol kıyafetler giymek, yoğun bir şekilde spor/ diyet yapmak gençlik çağındaki yeme bozukluklarının belirtileri arasında yer alırken, özellikle genç kızlarda bu sorun çok daha yoğun yaşanıyor ve sağlık açısından ciddi tehlikelere yol açabiliyor. Prof. Dr. Ali Evren Tufan “Günümüze kadar yapılmış olan araştırmalar kendine zarar verici davranışların yaygınlığının yüzde 2,5 ile 12,5 arasında değişebildiğini ve bu tür davranışların özellikle gençlik döneminde ortaya çıkabildiğini düşündürüyor. Gençlik döneminde kendine zarar verici davranışlar depresyon, dürtüsellik ve kaygı gibi ruhsal sorunlarla ilişkili olabiliyor” diyor. (HABER MERKEZİ)

 

ONKODAY'dan serviks tartışmalarına son nokta ONKODAY'dan serviks tartışmalarına son nokta