Özlem ATAÇ

COVID-19 hastalığı, ne yazık ki ülkemizde de hızla yayılmaya devam ediyor.  Hastalığın bulaşma hızı ve artan can kayıpları tedirginliğimizi her geçen gün artırırken, oluşan kaygı nedeni ile toplumlarda ihtiyaçtan daha fazla besin depolama eğilimi ve üretim aşamalarındaki kısıtlar, insanların sağlıklı gıdaya erişiminde yadsınamaz sıkıntıların oluşmasına neden olacakken, birçok sektörde olduğu gibi dolaylı ya da dolaysız olarak ülkemizde tarımı da etkilemeye başladı. Bu durum böyle devam ederken ve yetkililer evde kalınması gerektiğini vurgularken ülkemizin gıda ihtiyacını karşılayan 5 milyondan fazla tarım işçisi ve 2 milyona aşkın çiftçi üretime başlayacak, ekilecek ve dikilecek olan milyonlarca tohum ve fide için harekete geçilecek. Peki çiftçi bu durumda ne yapmalı, verilen destekler yeterli mi? Bu soruları 'agazete' olarak Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencisi ve aynı zamanda Mustafakemalpaşa’da çiftçilik yapan Abdullah Berk Akkaş’a sorduk.

BEREKET DİYARI YEŞİL BURSA

Çare Büyükşehir'de Çare Büyükşehir'de

Bursa’nın tarım konusunda önemli bir yere sahip olduğunu belirten Akkaş, “Bursa’ya bereket diyarı yeşil Bursa diyoruz. Bursa’mızın 17 ilçesinde de kendine özgü ürünler yetişiyor.  Bursa hem üretim açısından hem de pazarlama konusunda İç Anadolu’ya, Marmara’ya ve Ege’ye kapısı var, bunun yanında limanlarıyla ihracat kolu var. 17 ilçe içerisinde İnegöl’de mobilya ve çilek, Kestel’de üzümsü meyveler, Gürsu’da şeftali, armut, Karacabey’de soğan, Mustafakemalpaşa’da domates, Mudanya, Gemlik ve Nilüfer’de zeytin, incir gibi ürünler yetişiyor, çok geniş bir yelpazeye sahip. Bursa ülkedeki en önemli tarım şehirlerinden biridir” diye konuştu. 

KÖYLER EN İZOLE YER

Mustafakemalpaşa’da yaşayan biri olarak korona virüsün köylerde nasıl bir etki uyandırdığına değinen Akkaş, “Köyler bu durumda en izole edilmiş yerler arasındadır. Çünkü dışarıdan pek kimse gelmiyor, köy halkımız dışarı çıktığında gerekli tedbirleri alıyor. Burada hepimizin geçim kaynağı tarım. Bu durumda üretim durmamalı duramaz. Üretimin durmaması içinde ne kadar teknoloji gelişse de makineler ortaya çıksa da insan olmadan bunun gerçekleşmesi imkansız. Bu durumda köylerde hayat normal bir şekilde devam etmesi gerekiyor. Tek yapılması gereken köy dışına çıkıldığı zaman gerekli önlemleri almak ve döndüğünde yine önlemleri eksiksiz tamamlamak” şeklinde konuştu.

ÜRETEMEZSEK TÜKETEMEYİZ

Tarım alanlarının, tarımsal üretimin, çiftçi sayısının, kırsal alan nüfusunun sürekli düştüğü bu süreçte, ülkemizi de yoğun olarak etkileyen korona virüsü salgınının sektöre yıkıcı etkilerinin olacağına dikkat çeken Akkaş, “Tarım sektörü, stratejik bir sektördür. Üreticilerin bir kez üretimden koptuktan sonra tekrar tarımsal üretime dönmeleri oldukça zor, hatta olanaksızdır. Unutmayalım ki, bir aylık ekim sezonunu kaçırırsak, bir yıllık mahsulü kaybederiz. Üretmezsek beslenemeyiz. Üretemezsek tüketemeyiz. Üretemezsek kıtlık ve açlık yaşarız” ifadelerini kullandı.

BUDAMADAN İLAÇLAMAYA

Köyde üretim için hazırlıkların başladığını belirten Akkaş şöyle devam etti: “Şu an budama zamanı, tomurcukların korunması için ilaçlama yapılır, gübre atımı ve tarla sürümü hazırları var. Bunlar en önemli aşama. Bunlar yapılmazsa verimsiz bir yıl geçiririz. Şu an biz tarladayız. Ne olursa olsun gıda olmadan hayat olmaz. Nisan sonunda fideler toprakla buluşacak. Buna hazırlık yapıyoruz. Evet evde kalın evde kalın doğru ama köylü eve girerse eyvah eyvah… Çünkü köylü evde kalmamalı bizimde sloganımız tarlada kal. Çiftçi durursa tarım durur, tarım durursa hayat durur. O yüzden çiftçiler tarlaya diyoruz. Çünkü üretim durmamalı devam etmeli. Şimdi bu dönemde pancar önemli bir ürün, soğan, sarımsak ve patates önemli. Pancardan alkol elde ediliyor, soğan ve sarımsak antibyotik. Bunlar olmazsa bizim halimiz yaman olur. Zaten iklim şartlarından dolayı bu yıl yeterli tohum alınamadı. Piyasada şu an bazı tohumlar bulunamıyor. Koronayı bırakın küresel bakımdan zaten iklim sıkıntısı var. Biz şu an nisan ayına gireceğiz ama şu an Doğu Anadolu Bölgesi’nde kar var. Ağaçlar çiçek açtı ama kar yağdı.”

ÜRETİCİ DESTEK BEKLİYOR

Üretime devam edecek çiftçilerin tarım ürünlerini üretebileceği olanakların güçlendirilmesi ve tüketicilerin de bu gıdalara uygun fiyatta sürdürülebilir bir şekilde ulaşmasının sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini belirten Akkaş, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinde diğer sektörlerin ihtiyaçlarının önemli ölçüde rahatlayacağı açıklamalar yapıldı. Bizler de çiftçiler olarak bu paketten müjdeler bekledik ancak ülkemizin gıda güvencesini sağlayan tarım sektörü bu pakette yer almadı. Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri ve özel bankalara olan kredi borçları faizsiz ertelenmeli veya yapılandırılmalıdır. Üretimin sürdürülebilirliği için bir defaya mahsus faizsiz kredi verilmelidir. Tarım ve hayvancılıkta kullanılan elektrik borçları ile tarımsal sulama borçları faizsiz olarak ertelenmelidir. Ödenmesi gereken destekler bir an evvel ödenmelidir. Maliyetlerin düşürülmesi için elektrik fiyatları başta olmak üzere girdi fiyatları indirilmelidir. BAĞ-KUR prim borçları başta olmak üzere çiftçilerimizin vadesi gelen tüm ödemeleri ertelenmelidir. Yem fiyatları iyileştirilmeli, hayvancılık yapan üreticilerimize yem kredisi verilmelidir. Son zamanlardaki üreticide hayvan fiyatlarındaki düşüşün önlenmesine dair gerekli tedbirler alınmalıdır” taleplerini dile getirdi.