Hatice DAL

Batı Trakyalı Yönetici, Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (BATISİAD) 1. Olağan Genel Kurulu Mercure Hotel’de gerçekleşti. Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, AK Parti İl Başkanı Cemalettin Torun, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar,AK Parti Bursa eski Milletvekili Mustafa Öztürk ve BATISİAD üyelerinin katıldığı genel kurulda BATISİAD’ın Kurucu Genel Başkanı Ahmet Er oybirliğiyle seçilmiş ilk başkan oldu. Ahmet Er, yaptığı açılış konuşmasında, Türkiye’nin kalkınma dinamosunun özel sektör olduğunu vurgulayarak, “Bize ne mutlu ki, her biri bir başarı öyküsü sahibi sanayici ve işadamlarımız, girişimcilik ruhuyla bayrağımızı dünyanın dört bir yanında dalgalandırıyor. Dünyanın lider ülkeleri arasına girme hedefine odaklanan ülkemizin, bunu başarmasının yolu, siyasi ve ekonomik istikrar ortamına sahip güçlü bir özel sektör yapısından geçmektedir” dedi.

BURSA’NIN CAZİBESİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

Bursa’nın, ekonomik anlamda, İstanbul’dan sonra gelen lokomotif bir kent olduğunu hatırlatan Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Er, ulaşım imkanlarının gelişmesi ile Bursa’nın cazibesinin de giderek arttığını dile getirerek, “Ekonomideki gelişmelere bağlı olarak, kentimizdeki iş dünyası kuruluşlarının sayıları da hızla artıyor. Bursa iş dünyası, resmi olarak BTSO, Ticaret Borsası, BESOB ve İhracatçı Birlikleri gibi kurumlar tarafından temsil edilirken, gerek sektörel, gerek bölgesel ve gerekse aynı idealler etrafındaki işadamlarını birleştiren SİAD’lar da oldukça etkin konumda. Gönüllülük esasıyla çalışan SİAD’lar bir taraftan üyeler arası sinerji oluşturmak için çalışırken, diğer taraftan da kent ve ülke gündemine yol gösterici etkinlikler gerçekleştiriyor” ifadelerini kullandı.

BİR ÇATI ALTINDA TOPLANDIK

Batı Trakya Türk topluluklarının gördükleri zulümlerden kaçarak ana vatanlarına sığındıklarını kaydeden Başkanı Ahmet Er, “1923’teki Lozan Antlaşması ile Batı Trakya’daki Türk toplumuna kazandırılan haklar 1967 yılında kurulan Yunan cunta hükümeti tarafından gasp edilmeye başlandı. Batı Trakya Türk toplumunun üzerinde baskı uygulamaya başladılar. 1974 Kıbrıs Savaşı sonrası baskıları daha da arttırdılar. Bu baskı sonucunda birçok Batı Trakyalı insanımız ana vatan Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldı. Daha öncesi ve savaş sonrası göç eden insanlarımız Türkiye Cumhuriyeti’nde insanca yaşama kavuştular. Batı Trakyalı Türk insanı çalışkandır, üretkendir.Yönetici, sanayici ve iş adamlarımızı bir çatı altında toplamayı hedefledik ve BATISİAD’ı kurduk. Ülkemiz ekonomisine katkı koymak için el birliğiyle çalışmaya, üretmeye ve istihdam sağlamaya devam edeceğiz. Kısa bir süre öncesine kadar eksikliği hissedilen BATISİAD’ı hayata geçirdiğimiz için mutluyuz” açıklamalarını kullandı.

İŞ BİRLİĞİ AĞLARINI GELİŞTİRECEĞİZ

BATISİAD’ın hedeflerini de açıklayan Başkan Er konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Batı Trakya kökenli girişimcilerin Türkiye’deki ve Balkan’lardaki sesi olmak ve dünyaya tanıtmak, Türkiye’nin özellikle Balkan’lardaki ekonomik gücünü ve üretim potansiyelini en iyi şekilde değerlendirerek, ulusal ve uluslararası ekonomik politikaları oluşturmak;Türkiye’nin Balkan’lardaki coğrafi stratejik gücünü ön plana çıkartmak suretiyle tanıtımına katkıda bulunmak, Uluslararası ekonomik, sosyal ve kültürel ilişki, iletişim, temsil ve işbirliği ağlarını geliştirmek gibi hedeflerle yola çıktık.”

Türkiye bunu hak etmiyor

  • Bir Alman dergisine “Türkiye’de can ve mal güvenliği yok” şeklide demeç veren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ateş püsküren Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, “Türkiye bunu hak etmiyor. Siyasi rekabet başka ancak ülkemiz söz konusuysa birlikte hareket etmek gerekir” dedi.

Batı Trakya’ya gönül bağı ile bağlı olanlardan biri olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu da BATISİAD’ın genel kurulunda konuştu. Bursa’nın demografik yapı anlamında Osmanlı’nın minyatür halini anımsattığını belirten Hakan Çavuşoğlu, “Bursa denince aklımıza birçok şey gelebilir; bir tarih şehri, bir kültür şehri, bir sağlık şehri, bir sanayi şehri. En önemli tanımlamalardan bir tanesi ise bir balkan şehri oluşudur. Bursa’yı demografik yapısı itibari ile değerlendirdiğimizde neredeyse bir Osmanlı coğrafyasının minyatür hali olarak görebilirsiniz. Türkiye’nin yedi bölgesinden göç alan bu şehrin, aynı zamanda da sınırları aşan çok sayıda insanımızın bu kente geldiğini görüyoruz. Hoşgörü ve huzur ortamında birlikte çalışmanın, birlikte üretmenin en güzel resimlerinden bir tanesi veriliyor bu şehirde” dedi.

EL BİRLİĞİYLE ŞEHRİMİZ BÜYÜYECEK

Bursa’nın markalaşmasına omuz veren insanlar olarak Bursa’nın büyümesinin en önemli önceliklerinden bir tanesi olduğunun altını çizen Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, Batı Trakya topraklarında yaşayan mağdur vatandaşlara da yardım eli uzatmalarının gerekliliğine vurgu yaparak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizler esasen kendi misyonumuzu ortaya koyarken şunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bugün Batı Trakya’da ve birçok yerde geçim sıkıntısı yaşayan insanları unutmamak lazım. Geldiğimiz ya da koparılmak zorunda kaldığımız o coğrafya da geride kalanlar için elimizi taşın altına koyma vakti geldi de geçiyor bile. Bu derneğin kuruluş amaçları içerisinde önemsenmesi gereken konuların başında bu konunun geldiğini düşünüyorum.  Bunu bir elle gerçekleştirmek mümkün olmayabilir, ancak iki elle bölge insanının üretimine ilişkin güzel şeyler yapılabilir. Bu bize tarihimizin bir sorumluluğudur. Kuracağımız entegre tesisler ile oradaki insanımızın güven içerisinde yaşamalarına katkı sağlayabiliriz. Bursa’nın markalaşmasına omuz veren insanlar olarak Bursa’nın büyümesi en önemli önceliklerimizden bir tanesi.”

TEHLİKE HÂLÂ DEVAM EDİYOR

2013 yılından bu yana Türkiye’nin atlattığı badireleri paylaşarak bunların hedeflerinin ekonomi olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, “Türkiye zor bir coğrafya, enerji yollarının kesiştiği, çok büyük medeniyetlerin türediği bir coğrafya içerisinde yaşıyoruz. Bu coğrafyada yaşamanın tehlikeli olduğunun farkındayız. 2013 yılında başlayan gezi süreci hükümeti alaşağı etme süreciydi ve ülke ekonomisine ket vurmak içindi. Üç beş ağacın arkasına gizlenerek sokak hareketinin başlatılması Türkiye’nin başarılı ekonomik yürüyüşünün bloke edilmesi için harcanan bir çabaydı. Ardından 6-7 Ekim Kobani olaylarında 53 vatandaşımızı yitirdik. Bununla da kalmayarak çukur siyasetini devreye soktular. Ve son olarak da 15 Temmuz’da Türkiye işgal girişimini yaşadı. Milletimizin engin basireti ile üstesinden gelindi. Bunlar olurken Türkiye’nin ekonomik anlamda büyümesini çekemeyenler ülkemizi hedef alnmıştı. Türkiye’nin gelişmesini hazmedemeyen kesimler ayaklarımıza prangalar vurmak istediler. Tehlike hala devam ediyor” açıklamalarında bulundu.

KILIÇDAROĞLU’NA ELEŞTİRİ

Son olarak da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir Alman dergisine verdiği röportajda Türkiye’nin can ve mal güvenliğinin olmadığı bir ülke olduğunu söylemesine ateş püsküren Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, “Türkiye bunu hak etmiyor. Siyasi rekabet başka bir şey, ancak Türkiye söz konusuysa birlikte hareket etmek gerekir” dedi.

Dünyada ilk üçteyiz

G20 ülkeleri arasında Türkiye’nin, Çin ve Hindistan’dan sonra üçüncü sırada olduğunu belirten Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar ise,“Belediyeler AK Parti döneminde ciddi işler yapar konuma geldi. Hangi kurumun ya da kişinin bir sıkıntısı varsa bizlere geliyor bizlerde onlara hizmet üretiyoruz. Bunlarda memleket ekonomisi ile olan şeyler. Bizim belediyemizin birçok yatırımları vardır. Ekonominin başlığının iyi olması gerekiyor ki devlet şatları da düzgün yürüsün. G20 ülkeleri arasında Türkiye, Çin ve Hindistan’dan sonra üçüncü sırada. Bunun sebebi de sizlerin yaptığı çalışmalara dayanıyor” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE ŞAHA KALKTI

Türkiye’de bir şahlanış olduğunun altını çizen Başkan Dündar somut bir şeyler üretildiği takdirde ülkenin ayakta kalabileceğini vurgulayarak konuşmasına şöyle son verdi: “Hain darbe girişiminde gece nöbet tutuldu sabah işe gidildi. Herkes çalışarak bayrağına sahip çıktı. Yine bu üreten kesim ülkesine sahip çıkacak. Bunun için işadamları önemli. Bir arada olmamız lazım ve ciroları üçe katlamamız lazım. Bu dernekler çok işe yarar. İş hacmimiz 2023’te daha da yukarıya çıkacak. Elle tutulur bir şey üretmek önemli. Somut bir şeyler üreterek ülkeyi ayakta tutacağız. Artık Avrupa bitmiş ve kendisini kurtarma derdinde. Asya gelişiyor. Güneş doğudan doğuyor. Türkiye’de, batıya göre doğuda. Türkiye’de bir şahlanış var. Bu şehir bizim, ülke bizim, sahiplenirsek ayakta kalabiliriz.”