SERUMDAN KÂĞIDA DAMLALAR

Doktorluk hayatına yazdığı şiirler ile renk ve enerji katan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Mehmet Gülal şiirleri ile okuyucuyu maneviyatın derinliklerine götürüyor. Şiir yazma serüvenini anlatan Dr. Gülal, “Sevgi ortamında 1987 yılında şu anki AK Parti il başkanı olan Sayın Davut Gürkan, Sayın Halil Çay, Sayın Murat Topuzoğulları ve daha birçok arkadaşımızla birlikte ‘Bursa Türk Tasavvuf Musikisi Topluluğu’nu kurarak 17 yıl başkanlığını yaptım ve orada da şiirler yazmaya başladım” dedi.

Bursa’da görev yapan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Mehmet Gülal yazdığı şiirleri ile mesleğine renk kattı. Doktorluk mesleğinin sevgiye dayalı olduğunu ve bu mesleğe gelene kadar yaşadığı tecrübeleri aktaran Dr. Gülal, “Yaklaşık 55 senedir Bursa'da görev yapıyorum. Devlet hastanesi, asker hastanesinde çalıştım. Hala rekoru kırılmayan çok başarılı ameliyatlar yaptım. Arka arkaya 10 tane ameliyat gerçekleştirdim. İnsan olarak kişilere zaaflarla bakmadan yardımcı olmaya çalışıyorum. Parası olmayanın parasını almam. Doktorluk dışında yazarlık yapıyorum şairliğim var” diye konuştu.

KADER, KISMET, GAYRETE ÂŞIKTIR

Bursa Kebabı dünyanın zirvesinde! Bursa Kebabı dünyanın zirvesinde!

Mesleğe başlama hikâyesinden bahseden Dr. Gülal, “1960 senesinde İstanbul tıp fakültesinde okumak için, tıp fakültesinin giriş imtihanına gireceğim, bir gün evvelden imtihan yerini gördüm. Saatini öğrendim. İmtihan günü otobüsün çok yavaş gitmesinden dolayı imtihan salonuna geç ulaştım. Cam kapıyı kapamışalar sınav kâğıtlarını dağıtıyorlar. Cebimden bir bozuk para çıkardım. Cam kapıyı tıklatmaya başladım. Biraz sonra görevliler kapıya baktılar, ama oralı olmadılar. Âmâ ben kapıyı devamlı tıklatmaya devam ediyorum. 5- 10 dakika sonra görevlilerden birisi koşarak geldi. Kapıyı açtı bana da imtihan sorularının olduğu kâğıdı verip bir sıraya oturttu. Sonu başarılarla dolu olan tıp tahsili hayatımız başlamış oldu. Ne demişler ‘nasipse gelir Hint’ten Yemen’den, nasip değilse ne gelir elden” dedi.

HEKİMLİĞİ DOYA DOYA YAŞADIK

Bursa’ya olan sevgisini aktaran Gülal, “1973 senesinde askerliğimi yapmak üzere Bursa Askeri Hastanesine geldim. Bursa’yı daha önce görmemiştim ama gönlümde Bursa’da olmalı ve orada doktorluk yapmak geçiyordu. Askerlikten sonra 4 sene sigorta hastanesinde çalıştım. Sonra Set Başında muayenehane açtım ve uzun yıllar serbest çalıştım. Bursa güzeller güzeli bir beldeydi. Hem kendisi güzel olduğu gibi insanları da güzeldi. Bursa’ya ve Bursalılara âşık oldum ve sevgiye, saygıya hoşgörüye dayalı birçok güzel anılarımız oldu. Hekimlik hayatımızı doya doya yaşamaya başladık. O zamanlar Bursa’da hava kirliliği vardı çakır hamamdan baksan altıparmak görülmezdi. Hastam çoktu bir gün yaşlı bir amca torununu bana muayeneye getirmişti, film istedim, tahliller istedim. Öğleden sonra hastanın reçetesini yazıp göndereceğim. Çocuğun dedesi; Doktor bey benim başım çok ağrımaya başladı, beni de muayene eder misin? Dedi. Ben de gülmeye başladım. Niye güldün doktor bey dedi, bende, Hacı Amca sen sabahleyin köyünden çıkarken başın ağrıyor muydu? Yok ağrımıyordu, dedi. Hacı amca sen temiz havaya alışıksın hava kirliliği birazda yorulman başını ağrıttı. Köyüne varınca bir şeyin kalmaz dedim” ifadelerini kullandı.

SEVGİ KARŞILIKSIZ KALMADI

Hekimlik hayatı boyunca güzel olaylarla karşılaştıklarını söyleyen Dr. Mehmet Gülal, “Eşim Doktor Dr. Vicdan Gülal da dâhiliye uzmanıydı muayenehanemizde birlikte çalışıyorduk. Hastamız çoktu, hastalarımızın hemen hemen hepsi kontrole gelirken bahçesinden, sofrasından bir hediye ile gelirlerdi. Bizi köylerine davet ederlerdi. Biz de bu davetlere icabet

ederek Bursa’yı ve yöresini iyice tanımış olduk. Bu sevginin bir karşılığı olmalı diye düşünerek muayenehanemize ‘cuma günleri muayenehanemizde ücretsizdir’ levhasını astık. Bursa Erenler Evliyalar şehriydi bize de nasip oldu Hocam Mehmet Ali Deniz efendimin ellerinden öpüp öğrencisi oldum. Hocam bir gün muayenehaneme ziyaretime gelmişti. Oturma odasında oturuyoruz, sekreterim Esin hanım, ‘doktor bey yaşlı bir teyze sizinle görüşmek istiyor’ dedi. Hemen baktım yaşlı bir hanım ‘doktor bey beni tanıdın mı’ dedi, iyice baktım ama tanıyamadım ‘teyzeciğim kusura bakma bilemedim’ dedim. ‘Doktor bey oğlum sen 2 sene evvel benim torunumun bademcik ameliyatını yaptın, sana 100 TL borcumuz kalmıştı, hepsini de getiremedim şu elli lirayı da al da hakkını helal et’ dedi. Ve ben, ‘ah teyzeciğim hiç olur mu hakkım sana da bu muayenehanede, kime hakkım geçtiyse hepsine helal olsun’ dedim parayı almak istemedim ama yaşlı teyze çok ısrar etti. ‘Doktor oğlum lütfen al almazsan ben rahat edemem’ dedi. Teyzemin elini öpüp kucaklaştık. Verdiği parayı da alıp yolcu ettik. Sonra misafirim olan hocamın yanına vardım. ‘Hocam öyle güzel öyle güzel helal bir para geldi ki bununla yemek yenir’ dedim. Olayı hocamıza anlattım ve yemeğe gittik” diye konuştu.

‘BURSA’DA BİZİ SEVMİŞTİ’

Şiirlerinde Bursa’dan esinlenen Gülal, “Biz Bursa’yı sevmiştik, Bursalılar da bizi sevmişti. Bu sevgi ortamında 1987 yılında şu anki AK Parti il başkanı olan Sayın Davut Gürkan, Sayın Halil Çay, Sayın Murat Topuzoğulları ve daha birçok arkadaşımızla birlikte ‘Bursa Türk tasavvuf Musikisi topluluğunu kurarak 17 yıl başkanlığını yaptım ve orada da şiirler yazmaya başladım. Bilirsiniz Bursa’nın bülbülleri meşhurdur. Rahmetli Mehmet Akif Ersoy da meşhur bülbül şiirini Bursa’da yazmıştır. Bir seher vakti Çekirge’de ki evimizde sabah namazına kalktım daha ezanı Muhammedîye okunmaya başlamamış bahar mevsimi bülbül öyle bir ötüyor ki bende kâğıda kaleme sarıldım şu dizeler birbirini kovaladı:

---------------------------------kutu---------------------kutu------------------------ kutu------------------------------

Ağla bülbülüm ağla, Gönülden gönüle çağla Gölünü hakka bağla, Seher de ya hak diye Tatlı nağmenle inle, Aşıkları bir dinle Ağlarlar hep seninle, Seher de Ya Hak diye Bülbül niçin inlersin Gonca gülü özlersin Yar aşkına ağlarsın, Seher de Ya Hak diye

Bu şiirimi bestekâr Halil Çay besteledi. Rahmetli Mustafa Kavurmacı hocamızda programlarımızda okudu. Bursa Türk Tasavvuf Musikisi topluluğuyla İstanbul, Eskişehir,

Kütahya, Balıkesir, Bilecik’te de konserler verdik. Her sene de hoş geldin ya şehri ramazan konserleri verdik elhamdülillah. İslam güzel ahlakın kaynağıdır bu güzel ahlakla senelerce hekimlik yaptım. Hiç bir zaman hiçbir hastamızla hiçbir tartışmamız olmadı. Hep eline sağlık, Allah razı olsun. Teşekkürlerini aldık. Bu duygularla 1990 senesinde haç ibadeti nasip oldu. Güzeldik ama haç ibadeti bizi daha da güzelleştirdi. Hakiki bir Bursalı etti. Hac da yazdığım ‘ bir umut, bir sevinç’ şiirimiz Sayın Halil Çay besteledi, çok beğenildi. Bursa aynı zamanda Süleyman Çelebi hazretlerini, Emir Buhari Hazretlerini, İsmail Hakkı Bursevi Hazretlerini, Üftade Hazretlerinin mekânıdır. Bu mekânlara âşık olan bütün âşıklar mevlithanlar bu ilahimizi bilirler ve okurlar” ifadelerini kullandı.

----------------------KUTU-----------------------KUTU-----------------------KUTU---------------------

BİR ÜMİT BİR SEVİNÇ

Bir ümit bir sevinç düştüm yollara Eşim dostum ile varsam oraya Bastığı yerlere kurban olmaya
Bir selam vermeye geldim Ravza’ya *************************

Yanıyorum aşkı ile günler geceler Gönül aşkı ile onu heceler Döndüremez beni türlü çileler
Bir selam verdim Ravza’ya **************************** Gönderdim nice salat-ü selamlar Gönül bahçemde aşk pınarı çağlar Gözlerim aşkı ile ah eder ağlar Beni affet diye geldim Ravza’ya ********************************

İşte geldim boynum bükük yüzüm yok Gül bahçemden koparılmış gülüm yok Sen rahmeti rahmansın şefaatin çok Beni affet diye geldim Ravza’ya