Bursa’da 2023’ün son, 2024’ün ilk bebekleri dünyaya geldi Bursa’da 2023’ün son, 2024’ün ilk bebekleri dünyaya geldi

BŞB Başkanı Alinur Aktaş’ın sosyal medya üzerinden Bursa halkı ile paylaştığı 5 Haziran Dünya Çevre Günü ana başlıklı sunumunun ardından ‘Zoom’ aracılığı ile günün anlam ve önemi üzerine basın sohbeti gerçekleştirdik.

Çevre bir romansa kahramanı, bir filmse başrol oyuncusu, bir ana ise onun yumurtasını dölleyecek gücün adı ve yaşamın bereketi sudur.
Kainatınen güzeli olan mavi gezegenin rengi olan suyun ve yaşamın rengidir ve o su ki; toprağın kahverengini yeşile dönüştürerek bütün canlıları besleyecek olan besin zincirini kurgular.

Öncelikle şunu bilelim. 

Çevremiz bize büyüklerimizden miras olduğu kadar bizim de bizden sonraki nesillere aynı titizlik ve temizlikle devretmemiz gereken namusumuza teslim edilen kutsal emanettir.

Çevreyi korumanın en doğru, güvenli, kesin ve ucuz yolu onu kirletmemektir. Çevremizi temizleyerek değil temiz ancak tutarak kurtarabiliriz.

Su yaşamın ilk adımı derken temiz su vurgusunu da unutmamak gerekir. 

Su yaşamın en güzel ve en anlamlı döngüsüdür ve topraktan gelip toprağa dönecek olan insanoğlunun asla yok olmayacak ruhunu temsil eder.

Su yağmur, kar olarak yağar, toprağa bereket getirir. Dere olur, göl olur, deniz olur… Buharlaşır göğe yükselir dünyaya yorgan gibi bulut olur ve bu döngü ilelebet sürer gider.

Ne hazindir ki; bu kusursuz bir saat gibi işleyen düzene çomak sokan tek canlı ise insanoğludur.

Su için onlarca yazı yazdım ama biz Bursalılar su kıtlığı yaşamadığımız için suyu kıt kaynak olarak görmeyiz ve “En pahalı su olmayan sudur” tehlikesinin farkında değiliz. 

Evet! Günümüzde Evliya Çelebi’nin dediği gibi Bursa sudan ibaret olmasa da su kaynakları açısından en bereketli illerin başında gelmektedir.

Buna karşılık biz Bursalılara düşen görev sularımızı tasarruflu kullanmak ve kimyasallar ile geri dönülmez şekilde kirletmemektir.

Alinur Başkan’ın bu anlamlı günde böyle bir bilinci aşılayacak seferberliğe başlayacaklarını söylemesi içimi rahatlattı.

Bu arada Bursa’yı su sorunu olmadan 2050’lere taşıyacak olan Çınarcık Barajından isale hattı projesinin ete kemiğe bürüneceği müjdesini de aldık.

Benim su üzerinden baktığım ve sorduğum soruya gazeteci meslektaşlarım kentsel ve evsel atıklar, trafik ve çalışma saatleri düzeni soruları ile katkı koydular.

Bütün soruların gittiği son adresin insan olduğu burada da kendisini belli etti. 

Önce kirletip sonra temizlemeye çalışmak yerine atık olsa bile geri dönüşümü imkansız şekilde kirletmeden yaşamak hedefimiz olmalıdır.

Alinur Başkan, Bursa’nın yükünü çeken ama artık kent içinde kalan Hamitler çöp toplama merkezinin kalkarak botanik park alanına dönüştüreceğini ifade etti.

Biz yaratılmak istenen kötü algının aksine Bursa’nın çöpünü gözümden bile sakındığım İnegöl’e deşarj etmeyeceğiz, İnegöl’e Bursa’ya çok ciddi katkı koyacak son sistem ve atık oluşturmayan entegre çöp işleme merkezi kuracağız dedi ve buna örnek olarak ilk göreve geldiğinde İnegöl’de vahşi düzen çöp toplama merkezinin yerinin değiştirme çalışmalarını anlattı.

Doksan gün kısıtlı yaşamın sonucunda kimseye bir şey olmadığı ama bu kısa sürede çevrenin kendisini nasıl toparladığı gerçeğini unutmadan çevremize şaşı bakmayalım ve onu koruyalım.