Ağız ve diş sağlığının önemi Ağız ve diş sağlığının önemi
Aslında bitmesi gerekirken çocuk için sürdürülen bir evlilik, faydadan çok zarar veriyor. Kopuk bir evliliği sırf çocuklar için sürdürmek tarafları zorluyor ve yıpratıyor. Basın çalışanını servis ettiği bilgiye göre, Uzman Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy, huzursuz bir evliliğin ilişkileri yıprattığını, çocuk için sürdürülen bir evliliğin aile bireylerine zarar verdiğini söyledi. Çocuklar için boşanma kararı almamanın faydadan çok zarar getireceğini belirten Demirsoy, “Tabii ki çocuklar için en sağlıklı olan anne-babası ile bir arada olduğu bir aile ortamıdır ama sadece fiziksel olarak bir arada olmak yetmez, bu ortamın huzurlu da olması gerekir. Eğer eşler arasında bozuk bir ilişki varsa, iletişim yoksa aile hayatı sağlıklı yürüyemez. İnsan yaşamı çok dinamik bir süreç. Günlük yaşam pek çok konuda karar almayı, birlikte harekete geçmeyi ve bu da sıkı bir iletişimi gerektirir. Bu iletişim kurulamadığında gündelik basit sorunlar bile çözümsüz kalır. Sorunların çözümsüz kalması ve ihtiyaçların karşılanmaması bir yana, aile ortamı huzursuz ve gergin hale gelir, evlilik ve aile işlevselliğini kaybeder. Böyle bir ortam çocuğun ruhsal gelişimi açısından faydadan çok zarar verici olabiliyor” dedi.
 
GERGİN ORTAM YIPRATIYOR
Uzman Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy, çocuklar için boşanmama kararı almanın doğru bir davranış olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Aslında bitmesi gerekirken sadece çocuk için sürdürülen bir evlilik, çocuğa faydadan çok zarar verecektir. Sürekli gergin, stresli bir ortama maruz kalmak çocuk olsun, yetişkin olsun insan için fiziksel ve ruhsal sağlığı bozucu bir durumdur, başta depresyon olmak üzere çeşitli hastalıklara zemin oluşturur. Eşlerin anne-babalık görevlerini sağlıklı bir şekilde yürütebilmeleri için öncelikle kendilerinin ruhsal açıdan dengede olmaları gerekir. Kopuk bir evliliği sırf çocuklar için sürdürmek çok zor ve yıpratıcıdır. Eğer eşler arasındaki ilişkide sevgi, saygı, güven, bağlılık kalmadıysa fiziksel ve hukuki olarak ayrılmasalar da zaten duygusal olarak ayrılma gerçekleşmiş demektir. Sevgi, yakınlık, bağlılık duygularının olmadığı bir ortamda küçük sorunlar bile büyüyüp çözümsüz hale gelir, süreğen bir gerginlik yaşanır ve bir yerde dayanma gücünü tüketip ruhsal ya da fiziksel hastalıklara yol açacaktır.
 
SÜREÇ İYİ YÖNETİLMELİ
Çiğdem Demirsoy, boşanmış olan çiftlerin çocuklarının da mutlu bir yaşam sürebileceklerini belirterek, “Ebeveynlerinin boşanması hemen her çocuk için olumsuz, istenmeyen bir durum olsa da mutlaka her çocukta derin yaralar açacağı, çocuğun bundan sonra hiç mutlu olmayacağı anlamına gelmez. Çocukların boşanmadan nasıl etkileneceği tamamen anne babanın bu süreci nasıl yönettiği; kendilerinin boşanma sonrasında en kısa sürede yaşamlarını düzene koymaları ve ruhsal dengelerini sürdürebilmeleri ile ilgilidir. Çocuklar anne-babayı model alır, onların duygularından da etkilenirler. Boşanma sonrasında annesi ya da babası üzgün, dağılmış, kaygılı, hayal kırıklığı, yalnızlık duygusu, kızgınlık, öfke gibi olumsuz duygular içerisindeyse bu çocuk için mutsuzluk kaynağı olacaktır. Anne ya da babasını üzgün, mutsuz gören bir çocuk durumun üzülecek bir şey olduğunu düşünür ve kendisi de böyle hisseder. Onların yeni yaşam biçimine uyum sağladığını ve duygusal olarak dengede olduğunu gördüğünde ise başlangıçta üzülse bile o da anne-babasını model alarak olumsuz duyguların üstesinden gelecektir” diye konuştu.